Seçer: “Kan kusuyorum, ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyorum”
MERSİN (İHA) – Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Millet Bahçesi ve Müftü Deresi ıslahı çalışmalarında büyükşehir belediye başkanı olarak işin dışında bırakıldığını belirterek, “Belediye Başkanı olarak siyasi bir polemik, tartışma olmasın diye kan kusuyorum ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyorum” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediye Meclisinin olağan toplantısının 2. birleşiminde, son günlerde Mersin gündeminin ilk sıralarında yer alan konular gündeme geldi. Meclis üyelerinin zaman zaman tartıştığı, tansiyonun yükseldiği meclis toplantısında Başkan Seçer, Marina Kavşağının kapatılıp yeniden açılmasından Müftü Deresinin ıslah çalışmaları kapsamında kesilen ağaçlara kadar pek çok konuda sorulara yanıt verdi.
“Kan kusuyorum, ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyorum”
Toplantının dilek ve temenniler bölümünde Müftü Deresinde kesilen ağaçlar gündeme geldi. Meclis üyelerinin tartışmalarına neden olan ağaç kesimine ilişkin konuşan Başkan Seçer, kendisinin büyükşehir belediye başkanı olarak işin dışında bırakıldığını kaydederek, şunları söyledi:
“Bu tip uygulamalarda vatandaşa bunu yalın bir dille anlatmak lazım. Vatandaşı işe dahil etmek lazım ki, toplumsal tepkiyi alalım. Belediye başkanı olarak siyasi bir polemik olmasın diye, tartışma olmasın diye kan kusuyorum, ‘kızılcık şerbeti içtim’ diyorum. Kenti de kendimizi de yoruyoruz. Orada bu kadar önemli bir düzenleme yapılıyor. Yetkililer geliyor, orada yapılan çalışmalar anlatılıyor. Müftü Deresi ile ilgili bizim de tasarrufumuz oldu. Daha önceki yönetim DSİ ile protokol yapmış. Biz bu işlemi yapalım dediğimizde önce DSİ’den onay çıktı, daha sonra Millet Bahçesinin ekim ayında açılacağı düşüncesiyle biz zaten bu işlemleri başlatmıştık ama ‘Biz bunu yapacağız’ dediler. Sorun yok, siz bunu böyle doğru görüyorsanız DSİ yapıyor, belediye yapıyor, bir başka kurum yapıyor neticede Mersin’e bir hizmet yapılıyor. Ama keşke bu tip çalışmalarda bürokratlar o brifingleri verirken, ‘Bu kentin bir büyükşehir belediye başkanı var’ deyip de o brifinglere bizlerin de çağrılması hem kentin birlik ve bütünlük açısından görüntüsüne iyi bir resim verir, bu sözde, dilde kalmaz hem de olası bir durumda ben de oradaki kurumu savunacak bir şey söyleyebilirim. Ama ben şimdi bir şey demeyeceğim, çünkü ben işin dışındayım. Ben haklı ya da haksız o tartışmalara da girmeyeceğim. Benim de üzüldüğüm konu bu.”
“Ben hukuku uyguladım, bana haber verilmeden bir karar alındı”
Marina Kavşağı ile ilgili alınan UKOME kararı hakkında da ilk kez konuşan Seçer, “Demokratik refleksi olan bir belediye başkanı normalde bunu kabul etmez ama ben bunu sindirdim, sindirmek zorundayım. UKOME kararı ile bir kavşağı kapatma kararı çıkacak, bana uygulaması düşecek, ben hukuku uygulayacağım ve bir müddet sonra bana haber verilmeden ‘de facto’ bir karar alınacak, UKOME’de uygulanacak ve bundan belediye başkanı haberdar edilmeyecek. Şimdi bu da ona benzer bir şey. Burada yapılan her türlü yatırıma belediye başkanı olarak bizim karşı çıkmamız mümkün değil. Kentte taş üstüne taş koyana biz teşekkür ederiz. Ağaç konusunu tabii ki bende basından takip ediyorum. Halkın burada ne olduğunu bilmesi lazım. Bu tip tepkilere bir tampon görevi görür” ifadelerini kullandı.
“Siyaset yapalım, birbirimize yaralayıcı dil kullanmayalım”
Müftü Deresinde gerçekleştirilen ağaç kesimiyle ilgili tartışmaların uzaması üzerine de Seçer, meclis üyelerine seslenerek, mecliste gerildikleri noktada, kavga etmeseler dahi Mersin halkının 5 katı gerildiğini söyledi. Seçer, “Siyaset yapıyoruz, yapmıyoruz mevzu değil. Siyaset yapalım, birbirimize yaralayıcı dil kullanmayalım. Siyaset olacak, bizim makamımız siyasi bir makam. Bir konu da toplumun doğru aydınlatılması, toplumun haberdar edilmesi. Aslında toplumun bu refleksinden mutlu olmamız lazım. Hangi birimiz ister yeşil katli olsun? Toplum duyarlı olsun ama bir yanlış anlamayı ortadan kaldıracak açıklamalar yapılsın. Ben de aynı sıkıntıları yaşıyorum. Bugün bir madde geçti; bir cep otoparkı yaptık. Biz aydınlattık. Orada bir tane dahi ağaç kesmedik, olanları da abluka altına aldık. Bir yer betonlanacaksa bir tane yeşile zarar vermeden yaptık dedik. Toplumun yeşile karşı bir hassasiyeti var” diye konuştu.
“Mersin’de üzülen, dışlanan, horlanan, aç kalan bir insana ‘Mersinliyim’ dedirtemezsiniz”
Mersin’in her açıdan çok önemli bir kent olduğunu vurgulayan Seçer, şu ifadeleri kullandı:
“Ekonomik açıdan önemliyiz. Tarihsel birikimimiz, medeniyet birikimimiz, stratejimiz, coğrafya ve arsa değerimiz, her açıdan çok önemli bir kentiz. Ama en önemli meselelerden biri de Mersin küçük bir Türkiye. Burada hepimiz varız. Burada herkesi görmek mümkün. Zaten hepimiz Mersinliyiz. Bizim kent aidiyetimiz olsun. Nasıl olur? Birbirimize saygıyla, sevgiliyle, kenti kalkındırarak, kenti ihya ederek. O zaman herkes ‘Mersinliyim’ diyor. Mersin’de üzülen, dışlanan, horlanan, aç kalan bir insana ‘Mersinliyim’ dedirtemezsiniz. Bizim de çabamız bu yönde.”
“Ben De Kaskımı Takıyorum” kampanyasına destek
Öte yandan, meclis toplantısında Mersin İl Emniyet Müdürlüğü’nün “Ben De Kaskımı Takıyorum” kampanyasına kask desteği sağlanmasına ilişkin madde kabul edildi. Başkan Seçer, farkındalık oluşturmak için kampanyaya katkı vermek istediklerini belirterek, “Türkiye’deki motosiklet kazalarında en çok ölümlü vakaların olduğu illerin başında geliyor Mersin. Burada farkındalık oluşturmak için biz de bu kampanyaya katkı verelim istiyoruz” dedi.