Aksaray’da 13. yüzyıl Selçuklu Dönemi eseri olan Eğri Minare, kentin sel ve su baskınlarında camisini kaybetmesine rağmen asırlardır ihtişamı ile ayakta duruyor.
Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın babası Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 13. yüzyılda Horasan harcı ve kırmızı tuğlalarla yaptırılan ve ustası tarafından yanı başında bulunan ırmağın ters istikametine eğik inşa edilen Eğri Minare geçmişte birçok sel ve su baskınına maruz kaldı. Uluırmak’ın kıyısında yer alan Eğri Minare 1863’ün Mayıs ayındaki felakette sel suları altında kalarak hemen yanı başındaki caminin yıkılmasıyla tek kaldı. Cami 1890 yılında tekrar inşa edildi. Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet Döneminde de defalarca sel ve su baskınlarına maruz kalan Eğri Minare 1960 ile 1965 yıllarına kadar sürekli zarar görünce, camisi defalarca tadilat gördü. 1973 yılında minarenin korunması amacıyla çelik halatlarla yere sabitlenen minare kültür varlığı olarak koruma altına alınırken, Selçuklu Döneminden sonra maruz kaldığı sel ve su baskınlarından sonra minarenin bir tarafına da sel yaran yapıldı. Kuzey kısmında yer alan sel yaran, minarenin zarar görmemesi için yapılan mimari bir detay olarak kayıt altına alındı. Araştırmacı yazarlar ve tarihçiler tarafından sıklıkla gündeme getirilen Eğri Minare’nin eski dönemlerde meydana gelen sel ve su baskınları ise ilk defa Tarihçi Yazar Mustafa Fırat Gül tarafından gündeme taşındı. Tarihçi Gül, kızıl tuğlalı Eğri Minare’nin sel badirelerini ilk olarak 1863 yılında meydana gelen sel olayı ile anlattı.
1863 yılındaki sel felaketinde can kaybı yaşandı
Eğri Minare ile ilgili çeşitli araştırmalar yapan Aksaraylı Tarihçi Yazar Mustafa Fırat Gül, “1863 yılında 11 Mayıs’ı 12 Mayıs’a bağlayan gece bir sel oluyor. 8 ya da 10 kişi burada yaşamını kaybediyor. Bu sel kayıtları Osmanlı arşivinden elde ettiğimiz kayıtlarda pek çok tarihi eserin yıkıldığını anlıyoruz. Mesela bugün şehir merkezindeki tarihi köprülerin tamamı bu sel felaketinde yok olmuştur. Bununla birlikte Eğri Minare’nin yanındaki cami de yıkılmıştır. Cami daha sonra 1890’lı yıllarda Aksaraylı hayırseverlerin girişimiyle yeniden yapılmıştır. Bu yanındaki cami orijinal cami değildir. 1 asırdan biraz fazla olmuştur ama 800 yıllık bir cami değildir. Fakat Eğri Minare yıkılmamıştır. Sapasağlam günümüze gelmiştir. Hatta minarenin kuzey kısmında bir sel yaran vardır. Bu sel yaranla selin sebep olduğu zararları en aza indirebilmek adına binanın mukavemetinin düşmemesi, zarar görmemesi için düşünülmüş bir mimari detaydır. O unsuru, o detayı Aksaraylılar ya da Aksaray’a gelen ziyaretçilerin kesinlikle görmesini tavsiye ederim” dedi.
Sel felaketinde cami gitti minare kaldı
Çocukluğunda defalarca sel gördüğünü ve eskiden yıkılan caminin kendisine anlatıldığını söyleyen 74 yaşındaki Ayla Kaydırak da, “Çocukluğumda burada büyük bir kanal vardı ama dere mahallesi gibi bir yerdi. Öyle bir su akardı ama sel geldiği zaman bu evlerin hepsini götürürdü. Eğri Minare bir tek bu kaldı burada, yanında cami vardı o gitmiş. Buraları göremezdin. Sel basardı. Sonra Mamasın Barajı yapıldı. Camiyi çocukluğumdan bildiğim kadarıyla sel götürdü diye biliyorum. Çünkü burada bir ırmak vardı. Irmak olmazdı bu mahallenin dolusu su akardı. Sel bastı burayı ve cami gitti ama bu Eğri Minare hep kaldı” diye konuştu.