Tarih: 10.07.2021 16:52

Srebrenitsa Soykırımı İnkar Raporu Yazarı Green: "Srebrenitsa için dünyadaki herkesin suçluluk hissetmesi gerekir"

Facebook Twitter Linked-in

Srebrenitsa Soykırımı İnkar Raporu’nun yazarlarından Srebrenitsa Anma Merkezi Dış İlişkiler Sorumlusu Monica Hanson Green, "Srebrenitsa için dünyadaki herkesin bir yanıyla suçluluk hissetmesi gerekir" dedi.
Bosna Hersek’te 11 Temmuz 1995’te ülkenin doğusundaki Srebrenitsa kentinin Bosnalı Sırp kuvvetleri tarafından işgaliyle başlayan soykırımının 26. yıl dönümü öncesinde, 2020’de ilki yayımlanan Srebrenitsa Soykırımı İnkar Raporu’nun güncellenmiş hali kamuoyuyla paylaşıldı. Soykırımı inkar eden, savunan kişi ve kurumlardan bahsedilen raporda Srebrenitsa ve civarında yaşananlar ile yapılmaya çalışılan etnik temizlikten savaş suçları yargılamalarına kadar birçok detay yer alıyor. Raporu yazan ve düzenleyenlerin arasında yer alan Srebrenitsa Anma Merkezi Dış İlişkiler Sorumlusu Monica Hanson Green, soykırımı inkar edenlerin bakış açılarına, Srebrenitsa’daki yaşamın zorluğuna değindi.

"Gözün görebildiği kadar mezarlar her tarafta"
Srenrenitsa’daki izlenimlerini aktaran Green, "Srebrenitsa’ya daha önce hiç gitmemiş birisine orada bulunmanın nasıl hissettirdiğini anlatamazsınız. Gözün görebildiği kadar mezarlar her tarafta. Son dönemde Srebrenitsalıların neler yaşadıklarını anlatan birçok sergi de oldu ama o ilk karşılaşma beni çok etkiledi. Ben bu insanlara nasıl yardımcı olabilirim, ne yapabilirim dedim. Onların hedeflerine biraz da olsa yarar sağlayacak bir şey" diyerek raporu yazmaya karar verdiğini ifade etti.

"Sayılara itiraz ediyorlar. Siz 8 bin diyorsunuz ama onlar yalnızca 2 bin diyorlar"
Srebrenitsa soykırımının inkar edilmesinin yerel, bölgesel ve hatta küresel bir problem olduğunu belirten Green, "Raporumda öncelikle temel faktörlerden bahsettim. Tarihi söylemleri oluştururken kullandıkları strateji ve teknikleri, soykırımı inkar ederken tam olarak neyi ve nasıl kullandıklarına baktık" dedi. Soykırım inkar edenlerin söylemlerine değinen Green, "Mesela sayılara itiraz ediyorlar. Siz 8 bin diyorsunuz ama onlar yalnızca 2 bin diyorlar ya da kurbanların kimlikleri ile ilgili itirazları oluyor. ’Siz ölenlerin hepsinin sivil olduğunu söylüyorsunuz ama öyle değildi, onlar Müslüman teröristlerdi’ diyorlar" şeklinde konuştu.

"Tüm iddiaların içinde en sinsice olanı soykırımı kabul edip, soykırımın asli doğasının kötü olmadığını iddia eden güruh"
Monika, "Bir diğer iddiaları da Srebrenitsa’da yapılanlar kötü bir şey değil, tam tersine iyi bir şey olduğu ve iyilik yapıldığı. Soykırımı, Srebrenitsa sokaklarında Ratko Mladic’in (Bosna Kasabı lakaplı Sırp komutan) posterleriyle, Sırp askerlerine teşekkür mesajlarıyla kutluyorlar. Bu ve bunun gibi korkunç şeyler yapıyorlar. Soykırımla ilgili tüm iddiaların içinde bence en sinsice olanı soykırımı kabul edip, soykırımın asli doğasının kötü olmadığını iddia eden güruh" dedi.

"Kesinlikle depresyona neden olacak bir ortam söz konusu"
Geçtiğimiz yılı Srebrenitsa’da geçiren Green, oradaki hayatın bir yabancı için oldukça zor olduğunu, ama yerli halkın yaşadıklarının yanında kendi yaşadıklarının küçük ve önemsiz kaldığını ifade etti. "Kesinlikle depresyona neden olacak bir ortam söz konusu" diyen Green, "Benim Anıt Merkezinde çalışmam kimi gücendirmiştir, kim, nasıl tepki verecek bilemiyorum. Ne yapacağım konusunda çok kısıtlı durumdayım yani" diyerek Srebrenitsa’da yaşamanın zorluklarına dikkat çekti.

"Benim için burada yaşamak ne kadar zorsa buranın yerlileri için 100 kat daha zor"
Eğitimine devam etmek için Saraybosna’ya dönme kararı aldığını ifade eden Green, "Ama burada geçirdiğim 1 sene sosyal manada zordu. Benim için burada yaşamak ne kadar zorsa buranın yerlileri için 100 kat daha zordu tabi. Uluslararası kamuoyunda Srebrenitsa, Temmuz aynında bir hafta sihirli bir şekilde ortaya çıkan bir yer gibi. Gerçek olan ise yılın 365 gününde Srebrenitsa burada yaşıyor. Gün be gün burada. Burada bu insanlar herkesin yaşadığı gibi yaşamaya çalışıyor" dedi.

"Ailelerini, sevdiklerini öldürmeye çalışmış ya da öldürmüş insanlarla yan yanalar"
Green, Srebrenitsa’daki sosyal ortama değinerek, "Buradaki insanlar, insanlık tarihinin tahmin bile edemeyeceğimiz en korkunç, en elim trajedisini yaşamış olmalarına rağmen her insan gibi hayatını yaşamaya, devam etmeye çalışıyorlar. Alışverişe, markete, bankaya gidiyorlar, arabaları bozuluyor. Aradaki tek fark ailelerine sabah kahvaltısı hazırlamak için markete gittiklerinde onlarla beraber marketten alışveriş yapan kişilerin içinde onların ailelerini, sevdiklerini öldürmeye çalışmış ya da öldürmüş insanlarla yan yanalar. Onlar savaş suçlularıyla bankaya, araba tamircisine gidiyorlar" şeklinde konuştu.
"Şahsen bu duygusal durumu anlatamıyorum" diyen Green, "Alışverişe gittiğiniz yerde dedenizi, babanızı, kardeşinizi öldürmeye çalışmış, belki de başarmış birisiyle karşı karşıya geliyorsunuz" diyerek Srebrenista soykırımı mağdurlarının yaşadıklarına değindi.

"Srebrenitsa için dünyadaki herkesin bir yanıyla suçluluk hissetmesi gerekir"
Green, "Srebrenitsa’da ayrımlar çok derin bir şekilde görülüyor. Hatta devlet okullarındaki sistemde genellikle Sırplar yönetimdeler ve Boşnak çocuklara ayrımcılık yapılıyor, bunu ben de yaşadığım süre içerisinde çok gördüm. Bu gerçekten yıkıcı. Daha kötüsü ise bu çocuğun babası, ailesi onu burada okula göndermiş olmaktan kendini suçlu buluyor" dedi.
Green, "Birisi, kendi ülkesinde kendi çocuğunu yetiştirmenin onun suçu olduğunu düşünüyorsa bu, buradaki en üzücü olay değil midir? Burada en büyük suçlu bu kötülüğü yapandadır. Bu milliyet temelli, hoşgörüsüz ortama zemin hazırlayan Sırplar, ikinci olarak ben şahsen sorumluluk hissediyorum. Bu dünyadaki herkesin bir yanıyla suçluluk hissetmesi gereken bir durum. Çünkü şu an Boşnak ebeveyn, çocuğunun yaşadığı kötü tecrübeden dolayı kendini suçlamakta, ama onun suçluluk seviyesi sıfır. Bu baba bunun başına gelmesi için hiçbir şey yapmadı. Bunların hepsi gözetim eksikliği, faşizmde ısrar edilmesi ve tamamen toplumsal başarısızlıktır" diye konuştu.

“Srebrenitsa’yı düşününce aklıma, orada yaşarken gördüğüm büyük bir skandal geldi"
Şu anda 6 aydır Saraybosna’da yaşadığını söyleyen Green, "Bosna’nın her yerinden genç insanlar görüyorum. Burada çok umut var, akıllı ve gelecek vaat eden gençler. Onlar bana umut veriyor. Ama Srebrenitsa’yı düşününce aklıma, orada yaşarken gördüğüm büyük bir skandal geldi" diyerek yaşadığı tecrübeyi paylaştı. Green, “9 tane ilkokul çocuğunun çetnik sembolleri gösteren resimleri yayınlanmıştı, bu çetnik faşizminin bir örneğiydi ve çetnikler tarafından sosyal medyaya koyulmuştu. Bu yüzden Srebrenitsa için bu kadar ümitli olamıyorum" diye konuştu.

"Soykırım tehdidini ciddiye almalıyız’
Yeni bir soykırımdan korktuğunu dile getiren Green, "Bosna Hersek’teki Müslümanlara karşı yapılabilecek yeni bir soykırım gerçekten yüksek bir ihtimal. Biz buna tekrar izin veremeyiz. Belki uluslararası kamuoyu olarak geçen sefer sorumluluk almadık ama bizim bunun şu anda tekrar olma ihtimalini ciddi bir tehdit olarak görmemiz gerekiyor" dedi. Green, "Umarım bu yeni nesil, değişim noktası olur ve dinamikleri değiştirir. Ama bizim bu aşırı faşist güçleri küçümsememiz gerekiyor" ifadelerini kullanarak bölgedeki Sırp tehdidine dikkat çekti.
Öte yandan Bosna Hersek’te 11 Temmuz 1995’te ülkenin doğusundaki Srebrenitsa kentinin Bosnalı Sırp kuvvetlerinin işgaliyle başlayan soykırımda 8 bin 372 Bosnalı katledilmişti. Hollanda’nın Lahey kentinde yer alan Uluslararası Ceza Mahkemeleri Rezidüel Mekanizması’nda (IRMCT) geçtiğimiz 8 Haziran’da görülen temyiz duruşmasında “Bosna Kasabı” lakaplı Sırp askerlerinin komutanı Ratko Mladic’in ömür boyu hapis cezası onanmıştı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —