BURSA - Tarih öncesi toplumlardan bu yana insanların ilgi odağı olan taşlar, şifalı yönleriyle günümüzde yeniden keşfediliyor. Jena Takı`nın sahibi Hasan Hüseyin Çakmak, "Taş deyip geçmeyin, doğanın sırrı taşlarda" diyerek, son yıllarda taşların büyük ilgi gördüğünü belirtirken, medyanın da bu ilgiyi tetiklediğini söyledi. Çakmak, "Değerli, yarı değerli taşlar, insanlık tarihi boyunca ilgi odağı oldu. Afrika`dan Asya`ya, Amerika`dan Uzakdoğu`ya tüm dünya coğrafyasında yaşayan insanlar taşları kimi zaman takıda, yazıtta, yaşam alanlarında kullandılar. İnka, Mısır, Sümer ve diğer tüm kadim medeniyetlerin geride bıraktıklarıarasında değerli, yarı değerli taşlar önemli bir yer tutuyor. Günümüzde de değerli taşlar çok revaçta. Mücevher olarak kullanılan elmas, yakut, zümrüt gibi mücevherlerin yanı sıra son yıllarda doğal taşların farklı yönleri yeniden keşfedilmeye başlandı. Eski çağlarda tanrılara adak olarak sunulan, para yerine geçen, hatta eski Hint inançlarında canlı bile sayılan taşlar tamamlayıcı tıbbın da gündemine girerek şifa verici özellikleriyle öne çıkmaya başladı" dedi. Çakmak, her keseye uygun taş bulunacağını belirterek, 5 liraya da, 500 liraya da taş bulmanın mümkün olduğunu belirtti. Taşların şifası konusunda bazı kişilerin inanmadığını, ancak alıp şifalı etkisini gördüklerinde ise teşekkür etmeye geldiklerini anlatan Çakmak, "Mağazamızda çok sayıda işlenmiş ve işlenmemiş doğal taş bulunuyor. Çoğu kişi mağazaya geldiklerinde hafiflediklerini, kendilerini iyi hissettiklerini söylüyor. Hatta bir şeyleri bahane edip saatlerce oyalananlar bile çıkıyor. Hatta bunlarınarasında taşların şifasına inanmadıklarını söyleyenler bile hatırı sayılır sayıda" diye konuştu. İsviçre`de tamamlayıcı tıp bağlamında doktorların taşları reçeteye yazdıklarını anlatan Çakmak, Türkiye`de ise alternatif tıp çalışmalarının henüz yaygınlaşmadığını dile getirdi. Çakmak, müşterileri arasında her meslek grubundan kişilerin olduğunu ve bunların arasında tıp hekimlerinin de bulunduğunu söyledi. "Bize eczacı, mühendis, doktor, avukat gibi eğitimli kişiler de geliyor" diyen Çakmak, pembe kuvarsın aşkta şans getirdiğini, amitisin kalp atışlarını düzenlediğini ve sahibesinin cazibesiniartırdığını söyledi. TAŞLARIN ENERJİLERİ Her taşın farklı enerjisi olduğuna dikkat çeken Çakmak, özellikle günümüzde cep telefonu, bilgisayar, uzaktan kumanda, baz istasyonu gibi unsurlar nedeniyle ortaya çıkan radyasyon kirliliğinin kristal kuvars tarafından emildiğini anlattı. Çakmak, strin taşının ticarette şans getirdiğini, lal taşının erkeklerde cinselliği artırdığını, dumanlı kuvarsın kavgayı önlediğini, gökkuşağının ise taşıyan kişinin yanından kendisini sevmeyenleri uzaklaştırdığını, akuamarinin sinirleri yatıştırdığını kaydetti.Çakmak, "Doğal taşlardaki minerallerin önemli bir kısmı insan bedeninde bulunuyor. Bu minerallerin gereken oranlarda bulunması ise, hayati organların faaliyeti açısından önem taşıyor. İnsan vücudunda 4 gram demir, 90 miligram bakır, 2,5 gram çinko var. Bir insanın beden ağırlığının yüzde 2`si kalsiyum, binde 5`i magnezyum, yüzde 1`i fosfordan oluşuyor. Ortalama her insanda 25 miligram iyot, 1 gram selenyum, ayrıca potasyum, manganez, krom, silisyum, sodyum, klor, kükürt, kobalt, molibden, flüor, bor,lityum, nikel, alüminyum, brom, bizmut gibi pek çok mineral bulunmakta. Tüm bu mineraller, toprakta, kayada da mevcut. İnsan beden ve ruh sağlığı için bu minerallerin olması gereken oranda insan bedeninde bulunması gerekiyor. Öyle mineraller var ki, fazlası da, azı da ruhi ve fiziki hastalıklara yol açıyor. Örneğin insan bedenindeki magnezyumun yüzde 65`i diş ve kemiklerde, yüzde 35`i başta kalp ve beyindekiler olmak üzere kan dolaşım sisteminde ve dokularda bulunuyor. Magnezyum insan bedeninde 300`denfazla enzimin işlevinde yer alıyor. Kandaki şekerin enerjiye dönüşmesinden kalp damarı esnekliğine dek pek çok etkisi var. Eksikliği tüm organları bozuyor. Fazlalığı da öyle. Magnezyum minerali, akik (Agat), ametist, elmas, granat, hematit, jasper, gül (pembe kuvars, mercan, mıknatıs, obsidyen, opal, sitrin, yakut ve yeşim) taşlarında bulunuyor. Bu taşlarla ilgili iyi geldiği düşünülen fiziksel ve ruhsal sorunlarla, bu taşların bedendeki eksikliği ve fazlalığı nedeniyle ortaya çıkan sorunlar neredeyse birebir örtüşüyor. İki bini aşkın mineral ya da taşlar arasında elmas, yakut, zümrüt ve safir değerli taş statüsünde. Yarı değerli taş statüsündeki taşlar daha çok sayıda. Kehribar, inci, sedef, mercan gibi taşlar" dedi.