Tarih: 11.11.2021 17:06

TBMM Başkanı Şentop: “Darbelerinin ne manaya geldiğini, en iyi bilen yerlerden birisi de Diyarbakır’dır”

Facebook Twitter Linked-in

Dicle Üniversitesi "Akademik Yıl" açılış töreninde konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, “15 Temmuz, Türkiye’de 60 yıl hakim olmuş kirli bir tertip geleneğinin son halkasıdır. Bu çirkin, baskıcı geleneğin her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerinin ne manaya geldiğini, en iyi bilen yerlerden birisi de Diyarbakır’dır. Zira bu darbe geleneği gerçekleştiğinde dönüp ilk zarar verdiği yerlerin başında Diyarbakır gelmektedir” dedi.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Diyarbakır’daki temasları kapsamında ilk olarak Dicle Üniversitesi (DÜ) "Akademik Yıl" açılış törenine katıldı. Dicle Üniversitesi’nin 2021-2022 yılı Eğitim-Öğretim Akademik yıl açılış dönemi vesilesiyle Dicle Üniversitesi Kültür ve Kongre Merkezi’nde tören düzenlendi.
Törene TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’un yanı sıra Vali Münir Karaloğlu, Diyarbakır Milletvekilleri Mehmet Mehdi Eker, Ebubekir Bal, Oya Eronat, Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Ali İrfan Yılmaz, Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, Dışişleri Diyarbakır Temsilcisi Büyükelçi İbrahim Mete Yağlı, Bağlar İlçe Kaymakamı Yavuz Güner, Sur İlçe Kaymakamı Abdullah Çiftçi, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Gökhan Çiloğlu, İl Emniyet Müdürü Dr. Hüseyin Aşkın, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Saygı duruşu ve istiklal marşının okunmasının ardından başlayan törende konuşan TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, zor bir akademik dönem geçirdiklerini, bir yıllık ara sonrası yüz yüze öğretimin çok kıymetli hale geldiğini ifade etti.

“Üniversitedeki imkanlar benim başladığım yıllara kıyasla çok büyük farklar var”
Türkiye’de 131’i devlet, 78’i vakıf üniversitesi olmak üzere 209 üniversitenin olduğu bilgisini veren Şentop şöyle konuştu:
“Üniversitelerimizde 8 milyon 400 bin öğrencimiz var. Bu Türkiye nüfusunun yüzde onuna tekabül ediyor. Dünyada birçok ülkenin nüfusundan daha fazla sayıda üniversite öğrencimiz var. İlköğretim ve ortaöğretimdeki öğrencilerimizi de katarsak Türkiye’de 30 milyona yaklaşan bir öğrenci nüfusu var. Bu sayı bize diğer ülkelere göre daha genç nüfusa sahip olduğumuzu gösteriyor. Nüfus; günümüzün en stratejik, kıymetli sermayesidir. Tabi bu nüfusu iyi eğitmemiz, yetiştirmemiz lazım. Devlet kendisine düşen vazifeyi bu anlamda yaptı. Her şehrimizde en az bir tane üniversite var. Üniversitedeki imkanlar benim başladığım yıllara kıyasla çok büyük farklar var. Üniversitelerin birinci amacı bilgi üretmek, bilim üretmek, ikinci amacı bunu öğretmek. Üçüncü amacı ise bu ürettiği bilgiyi toplumla bütünleştirerek uygulama alanına aktarmak.”

“Darbenin ilk zarar verdiği yerlerin başında Diyarbakır gelmektedir”
Dünyada ne zaman büyük bir dönüşüm, değişim yaşansa bunu en doğrudan hisseden bölgenin Mezopotamya, Anadolu ve Türkiye olduğunun altını çizen Şentop, “Bu sancıların neler olduğu hepimizin malumu. Herhalde hepimiz mutabıkız ki bu salonun ismi de o 15 Temmuz 2016’da yaşadığımız darbe girişimi bunlardan birisiydi. Şükür ki bu hain darbe girişimi milletimizin feraset ve cesaretiyle Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle aşıldı. 15 Temmuz, Türkiye’de 60 yıl hâkim olmuş kirli bir tertip geleneğinin son halkasıdır. Bu çirkin, baskıcı geleneğin her 10 yılda bir tekrarlanan darbelerinin ne manaya geldiğini, en iyi bilen yerlerden birisi de Diyarbakır’dır. Zira bu darbe geleneği gerçekleştiğinde dönüp ilk zarar verdiği yerlerin başında Diyarbakır gelmektedir. İşte bu sebeple Diyarbakır, tarihin hızlandığı bu zaman diliminde Türkiye’de birisinin veya bir grubun ne kadar Türkiye’den ve milletten yana olduğunu anlamak için 15 Temmuz’daki tavrına bakmalıdır. 15 Temmuz gecesini suskunlukla geçirenlerin millete demokrasi dersi verirken biraz mahcup ve temkinli olmalarında fayda var. Türkiye’de demokrasinin gelişmesi, güçlenmesi hepimizin millet olarak vazifesidir. Fakat bundan söz edenlerin bize 15 Temmuz’daki tavırlarının gerekçesini izah etmelerinde de fayda vardır” dedi.

“Şükürler olsun ki İstanbul ve Diyarbakır ayaktadır”
Son iki yılda doğudan batıya, Japonya’dan, Meksika’ya, Fas’tan, Rusya’ya, birçok ülkeyi ve belli başlı birçok yeri gezdiğini belirten Şentop, ”Semerkant, Buhara, Bağdat, Üsküp, Saraybosna gibi şehirleri ziyaret etme fırsatım oldu. Bir zamanlar ilmin çekim merkezi olan, öne çıkmış bu şehirlerde bulundum. Bugün bu şehirler suskundur. Barış yurdu olarak bilinen Bağdat, Şam ve Endülüs suskundur. Şükürler olsun ki İstanbul ve Diyarbakır ayaktadır. Suskunluğun koyulaştığı yerde bizim sembol şehirlerimiz bir yıldız gibi parlamaktadır. İstanbul ve Diyarbakır’ı art arda zikrettim. Bu bir tesadüf değildir. İstanbul’un ve Diyarbakır’ın kaderi birdir, ortaktır. İstanbul işgal edildiğinde işgal kuvvetleri komutanının mütekebbir ve küstah bir biçimde şehre girdiğini gören ve önüne kara gül yazısını yazan Süleyman Nazif hemşerimizdir. Bir Diyarbakırlıdır. Ve bu sebeple Malta’ya sürülmüştür. Ve şu anda İstanbul’da İstiklal Şairi Mehmet Akif ile yan yana kucak kucağa yatmaktadır. İşte İstanbul ve Diyarbakır’ın kaderi bu kadar birbirine eşittir, denktir. Dünyanın böylesine bir dönüm noktasında olduğu bir zaman diliminde, bize düşen dünyaya ayağımız bu coğrafyada kalarak bakmaktır. Yegâne kurtuluşumuz dünyaya Türkiye’den bakmaktır. Türkiye’de kalarak bakmaktır. Sadece fiziken değil fikren ve ruhen Türkiye’de olmak çok mühimdir. Aksi bizi yabancılaşmaya ve başkalarının adamı olmaya götürür. Bu kadim coğrafyada binlerce yılın yabancısı seslere değil, bu bölgenin sahih çağrısına kulak vermek gerekir. Hiçbir gerekçe bu kadim coğrafyanın sesine kulak tıkamayı meşru ve haklı kılamaz. Kaos çıksın ve bizden bir rol edinelim demenin hiçbir mazereti olamaz. Üstelik bu çıkışsız bir yoldur. Asıl olan İstanbul ile Diyarbakır’ın ahdini, kardeşliğini, yoldaşlığını izlemektir. Türkiye bir büyük birlikteliğin, bir büyük ittifakın neticesidir. O ittifak da Türkiye’yi hem vatan hem de vazife bilenlerin kurduğu bir ittifaktır. Bu ittifak neticesinde yüce gazi meclisimiz kurulmuş, milli mücadele verilmiş ve bugünlere gelinmiştir” diye konuştu.
Vali Münir Karaloğlu ise yaptığı konuşmada Dicle Üniversitesi’nin yarım asırdır gerek öğrenci sayısı ve eğitim kadrosu gerekse ürettiği değerler bakımından Türkiye’nin hedeflerine hizmet eden, Türkiye’yi hedeflerine taşıyacak en önemli kurumlarından bir tanesi olduğunu söyledi.
Kadim şehir Diyarbakır’ın tarih boyunca bilim ve ilim insanlarının merkezi olduğunu vurgulayan Karaloğlu, “Sevgili gençler içerisinde bulunduğunuz şehir önemli bir merkez, kadim bir şehir. Ne olur sadece üniversitenin kampüs duvarları içerisinde kalmayın. Şehri tanımaya, şehri keşfetmeye, anlamaya, şehir insanları ile bütünleşmeye de gayret edin. Göreceksiniz ki eğer şehri anlamaya gayret ederseniz, şehir en az üniversiteniz kadar sizin eğitiminize katkı sunacaktır” şeklinde konuştu.
Tören sonrasında TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Vali Münir Karaloğlu’nu makamında ziyaret etti. Valilik şeref defterini imzalayan Şentop, Karaloğlu ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası karşılıklı hediye takdimi yapıldı.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —