Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, ?Başbakan bütün devlet yetkilerini elinde toplayarak Türkiye?de tek yetkili diktatör olmanın peşinde.? Dedi.Cumhurbaşkanlığı seçim hazırlığı bölge toplantıları çerçevesinde CHP 13. Bölge toplantısını Osmaniye?de yapıldı. Toplantıya, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Osman Faruk Loğoğlu, Milletvekilleri Aytuğ Atıcı, Ali Demirçalı, Mehmet Şeker, Refik Eryılmaz, Mevlut Dudu, Turgay Develi ile Adana, Mersin, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kilis ve Osmaniye İl Başkanları ve üyeleri katıldı.
İKTİDAR BU UYARILARA KULAK TIKADI
Konuşmasında Türkiye gündeminin çok hızlı değiştiğine değinen Genel Başkan Yardımcısı Tezcan, ?Bizler milletimizle birlikte bu hızlı değişen gündemi yakından takip ediyoruz. Türkiye 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde, hiçbir dönemde sahip olmadığı, ölçüsüz, kontrolsüz ve macera peşinde düşmüş bir hükümetle yönetiliyor. Ortadoğu?da yaşanan sürece baktığımızda Türkiye?yi büyük bir gafletle, aymazlıkla bu cehennemin içine bilinçli olarak sokan bir hükümet belasıyla karşı karşıyayız. Bir ülkeyi yönetenler öncelikle kendi halkının selametini, milli menfaatlerinin düşünürler ve bu çerçevede bölgede halkının güven içerisinde yaşaması için yapmaları gereken şeyleri yaparlar. Oysa 3 yıldan bu yana burada bulunan milletvekilli arkadaşlarımız ve bulunmayan parlamentodaki arkadaşlarımızla Türkiye Büyük Millet Meclisinde bu iktidarı uyarmamıza rağmen, Türkiye?yi Ortadoğu cehenneminin ve bataklığının içerisine sokmayın Ortadoğu?daki mezhep veya etnik çatışmalarının içerisine sokarsanız bunun Türkiye içerisindeki sancıları çok ağır olur dememize rağmen iktidar bu uyarılara kulak tıkadı. Maceraperest anlayışla Ortadoğu?daki mezhep çatışmasının tamda göbeğine Türkiye?yi sokan, hatta bunu tahrik ve teşvik eden bir hükümetle karşı karşıyayız.? Dedi.
DERHAL TERK EDİN O KOLTUKLARI VE ÇEKİLİN GİDİN
Musul Başkonsolosluğundaki diplomat ve vatandaşlarımız çapulcu bir örgüt tarafından rehin alındığına değinen Tezcan, ?Ortadoğu?da devlet otoritelerini parçalayıp, küçük mikro çapulcu otoriteler yaratmayı bir sanat sanan bugünkü dışişleri politikası Türkiye?yi bugün bu açmazla karşı karşıya bırakmıştır. Şeytanla iş yapan cehenneme razı olur. Şeytanı büyütmeye başlayan, cehennemin kenarında dolaşıyor demektir. Israrla dedik ki bizi Ortadoğu cehenneminin içerisine sokuyorsunuz! Stratejik derinlik dediler, sığlığın en büyük örneğini gösterdiler. Bugün kamyon şoförlerimiz, vatandaşlarımız, diplomatlarımız ne yazık ki rehin alınmış durumda. Ve çıkmış Sayın Bülent Arınç hiç sıkılmadan, ?Biz biliyorduk konsolosluğumuzun basılıp, saldırıya uğrayacağını. Ama eğer biz onları erkenden boşaltsaydık kaçtı derlerdi.? diyor. Düşünebiliyor musunuz bir hükümet yetkilisinin söyleyebileceği söz mü bu. Şuna bakın, e o zaman ellerine birer silah verseydiniz, başkonsolosun eline de bir tüfek verseydiniz Musul?u savunmak bizim konsolosluk personeline düşmüştür deyip IŞİD?e karşı, teröristlere karşı Musul?u savundursaydınız. Böyle bir anlayış olur mu, böyle bir anlayışla, böyle bir gafletle devlet yönetilir mi? Bugün Türkiye, Ortadoğu?da ki mezhep çatışmasının orta yerine ne yazık ki bu hükümetin basiretsizliği nedeniyle çektirilmektedir. Ortadoğu?da devlet otoritelerinin yok olmasından medet umarak Türkiye Cumhuriyeti?nin gücünü arttıracağını sanan hayal peşinde olan bir iktidar bir gün o sıkıntının kendi toprakları içerisine de yansıyabileceğini göremeyecek kadar aciz içerisindedir. Şuanda yapılabilecek tek bir iş vardır. Derhal bu dış politika terk edilmek zorunda, Bu hükümet, bu hükümetin Dışişleri Bakanı ve Başbakan bu işin doğrudan doğruya sorumlusudur, Türkiye?yi maceracı ortama ve çatışma iklimine sürükleyenlerin bir gün dahi iktidarda kalma, koltukta oturma hakları yoktur. Derhal terk edin o koltukları ve çekilin gidin.?
TÜRKİYE?DE TEK YETKİLİ DİKTATÖR OLMANIN PEŞİNDE
Türkiye?nin doğrudan iktidar eliyle, kamplaşma ve çatışmanın merkezine doğru sürüklenmekte olduğunu söyleyen Tezcan, ?Halkını bölen, ayrıştıran, kamplaştıran ve siyasete nefret dilini yerleştiren bir başbakan var. Şimdi o başbakan bütün devlet yetkilerini elinde toplayarak Türkiye?de tek yetkili diktatör olmanın peşinde. Bütün adımları buna dönük. Ve Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini de böyle değerlendirmek, bu noktada meşrulaştırmak istiyor. Buna müsaade etmeyeceğiz, Türk milleti buna müsaade etmeyecek. 10 Ağustosta Cumhurbaşkanlığı için sandığa gideceğiz, sandıkta milletimiz bir karar verecek. Toplumun her kesiminde ortak olan talep, Nasıl bir Cumhurbaşkanı istiyorsunuz diye sorduğumuzda, herkesi kucaklayan, partizanca davranmayan, halkını bölmeyen, nefret dili kullanmayan, ülkesi içerisinde siyaseti çatışma aracı olarak görmeyen, halkıyla bütünleşmiş, hukukun üstünlüğüne inanan, devlet yetkilerini dengeli kullanmasını bilen, yetki hırsıyla devlet organlarının yetkilerini gasp etme hevesi içesinde olmayan bir cumhurbaşkanı istiyoruz diyorlar. Ama ortak nokta şu; herkesi kucaklayan, sükûnet ve sühuleti hakim kılacak halkıyla bütünleşen bir cumhurbaşkanı istiyoruz diyorlar. Gideceğiz sandığa ve milletin istediği bir cumhurbaşkanını hep beraber sandıktan çıkartacağız.? Dedi.Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı bir şekilde devam etti.
Haber: İbrahim EMÜL/OSMANİYE
