Tiroid nodüllerinde kanser riskine dikkat
Tiroid nodüllerinin toplumda sıkça görülen tiroid bezi içi kitleler olduğunu belirten Özel Denizli Tekden Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları doktoru Uzm. Dr. Emrah Yerlikaya, erken teşhis için uyardı.
Özellikle kadınlarda olmak üzere toplumda yaygın olarak görülen tiroid hastalıklarında erken teşhis ile riskli durumu ortadan kaldırmak mümkündür. Tiroid hormonları fazla çalışıyorsa zayıflama, sinir, çarpıntı gibi belirtiler gözlemlenirken düzenli çalışmamasının kilo problemine neden olabileceğini belirten Özel Denizli Tekden Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları doktoru Uzm. Dr. Emrah Yerlikaya ,“Tiroid biyopsisinin halk arasında bilinenin aksine vücuda herhangi bir zararı yoktur. Olan nodülü kötüleştirmez ve kanserli nodülü yaymaz. Tiroid biyopsisi poliklinikte lokal anestezi ile yapılabilen basit bir işlemdir. Tiroid nodülleri farklı yapıda ve farklı büyüklükte olabilmektedir. Tiroid nodülleri özellikle kadınlarda sıklıkla görülürken, iyot eksikliği olan kişilerde, radyasyon maruziyeti olan kişilerde ve genetik yatkınlığı olanlarda daha sık görülmektedir. Birçok kişide görülen bu nodüllerin bir kısmı zararsız ve iyi huylu olabildiği gibi bir kısmı da kanser potansiyeli taşıdığından dolayı önem arz etmektedir” şeklinde bilgi verdi.
“Yükselen tiroid hormon seviyelerinin neticesinde çarpıntı, terleme, kilo kaybı gibi sorunlara sebep olabilmektedir”
Boyun bölgesinde ağrı, nefes almada güçlük, boyunda şişliğin tiroid belirtileri arasında olduğunu belirten Uzm. Dr. Emrah Yerlikaya, “Tiroid nodüllerinin belli başlı bazı belirtileri şu şekilde gözlemlenmektedir. Boyunda şişlik ve ele gelen kitle, seste kısıklık ve çatallaşma yaşanması, nefes almada ve yutmada güçlük, boyun bölgesinde ağrı ve rahatsızlık hissi tiroid nodüllerinin belli başlı belirtileri arasındadır. Aynı zamanda hormon salgılayarak tiroid hormonlarının seviyelerinin yükselmesine ve bu yükselen hormon seviyelerinin neticesinde çarpıntı, terleme, kilo kaybı, sinirlilik, kalp ritim bozuklukları ve kemik erimesi gibi bir takım ilave sorunlara da neden olmaktadır. Bu şikayetlerle gelen hastaların değerlendirilmesinde ilk olarak tiroid fonksiyon testleri ve ultrasona bakılmaktadır. Tiroid fonksiyon testi sonuçlarında bir bozukluk varsa özellikle yükselme saptanırsa bu tür hastalarda ileri tetkik olarak sintigrafi de isteyebilmekteyiz” dedi.
“Tiroid biyopsisinin halk arasında bilinenin aksine vücuda herhangi bir zararı yoktur. Olan nodülü kötüleştirmez e kanserli nodülü yaymaz”
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları doktoru Uzm. Dr. Emrah Yerlikaya, “Tiroid ultrasonu nodülleri saptamada isteyeceğimiz ilk testlerden biridir. Tiroid ultrasonuyla bazı nodüllerin şüpheli ve iyi huylu olduğunu düşündüren özellikler saptanabilmektedir. Nodülün sınırlarının düzenli olması, ekojenitesinin artmış olması genelde iyi huylu nodüller olarak belirlenir. Nodül sınırlarının düzensiz olması, ekojenitesinin düşük olması, içerisinde mikrokalsifikasyon ve merkezi kanlanmanın artmış olması genellikle kötü huylu olduğunu düşündüğümüz nodüllerde görülmektedir. Yine sintigrafi ile tetkik ettiğimiz sıcak diye tabir ettiğimiz fonksiyon gösteren nodüllerde kanser riski çok düşüktür. Şüpheli olduğu düşünülen nodüllere mutlaka biyopsi yapılarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Biyopsi de bu nodüller iyi huylu olarak ya da şüpheli ve manin saptanabilmektedir. Şüpheli ve manin olarak saptadığımız nodüller için cerrahi müdahale önermekteyiz. İyi huylu olduğunu düşündüğümüz nodülleri düzenli yapılan tetkikler ve kontrollerle takip etmekteyiz. Tiroid biyopsisinin halk arasında bilinenin aksine vücuda herhangi bir zararı yoktur. Olan nodülü kötüleştirmez ve kanserli nodülü yaymaz. Poliklinikte lokal anestezi ile yapılabilen basit bir işlemdir. Tiroid hastalıklarında önemli olan kontrollerin düzenli olarak yapılmasıdır. Özellikle iyi huylu nodüllerin yapılarındaki ihtimal değişikleri takip etmekte fayda vardır” ifadelerini kullandı.