Toprağın son bekçileri: Gevenler
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fevzi Özgökçe, son günlerde artan sel felaketlerinin önlenmesine yönelik açıklamalarda bulunarak, “Karasal iklimin hakim olduğu yerlerde gevenlerin yaygınlaştırılmasını sağlamalıyız ki sel ve taşkınlarla birlikte can ve mal kayıplarına maruz kalmayalım” dedi.
Küresel iklim değişikliği nedeniyle mevsim boyunca kuraklığın etkisinde olan Van’da, son bir haftada etkili olan yağışlar ise sel ve taşkınlara neden oldu. Özellikle Van’ın Başkale ilçesi başta olmak üzere; İpekyolu, Özalp, Çaldıran, Muradiye ve Gürpınar ilçelerinde sel felaketi meydana geldi. Sel ve taşkın nedeniyle çok sayıda hayvan telef olurken, büyük ölçüde mal kayıpları da yaşandı. Karasal iklimin bitki örtüsü olan bozkırların (Step) son bekçileri olarak bilinen gevenlerin, son yıllarda bilinçsizce sökülmesi bazı felaketleri de beraberinde getirdi.
Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinde dağlarda açan geven bitkisi, toprağı sel ve taşkınlardan koruması özelliğiyle dikkati çekiyor. Zorlu coğrafyada bozkır arazilerin örtüsü haline gelen gevenler, uzun kökleriyle toprağın kaymasını önlerken, dikensi geniş gövdesiyle de toprağın üstünü örterek yağışların yüzey akışına dönüşmesinin önüne geçtiğiyle biliniyor.
“Gevenler, bu toprakları yıllardır sel ve taşkınlara karşı korumuştur”
İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı ve Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fevzi Özgökçe, yaptıkları çalışmalar kapsamında geven bitkisinin toprağı çok iyi koruduğunu, yağışların sel ve taşkınlara dönüşmemesini sağlayarak toprağı çok iyi şekilde örttüğünü tespit ettiklerini belirtti. Prof. Dr. Özgökçe, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, İran-Turan, Fitocoğrafya bölgesinin hâkim bitki örtüsü bozkır (step) bitki örtüsüdür. Bu bitki örtüsünün de en baskın örtüsünü oluşturan gevenlerdir. Yöre halkı tarafından ‘guni’ olarak aldırılan bu bitkiler, toprakların son bekçileridir. Karadeniz ve Akdeniz bölgelerinde ormanlarla örtülü topraklarımız; Doğu, Güneydoğu ve İç Anadolu bölgelerinde ise gevenlerle örtülüdür” şeklinde konuştu.
“Gevenlerin hakim olduğu bölgelerde yüzey akışı yüzde 5’i geçmiyor”
Son dönemlerde bilinçsiz bir şekilde sökümler ve yakmalar sonucunda toprağın bu bitki örtüsünden mahrum kaldığını ifade eden Özgökçe, “Gevenler, yağışlar geldiği andan itibaren suyu diplerine alıp sünger gibi kendine çekmektedir. Bu bitki aynı zamanda yer altı su kaynaklarımızı da güçlendirmektedir. Diğer taraftan yüzey yağışlarını da engellemektedir. Yaptığımız çalışmalarda, gevenlerin hakim olduğu bölgelerde yüzey akışı yüzde 5’i geçmemektedir. Gevenlerden mahrum olan bölgeler ise yüzde 30’a yakın yüzey akışları sel ve taşkınlara neden olmaktadır” diye konuştu.
“Gevenleri yaygınlaştıralım”
Karasal iklimin hakim olduğu yerlerde gevenlerin yaygınlaştırılması gerektiğinin altını çizen Özgökçe, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sarı gevenlerin tohum ve çimlenme problemi yoktur. Yapılacak ilk adım bu bitkilerin tohumları alınarak sel ve taşkınların çok olduğu yamaçlarda, vadilerde, yol kenarı ve barajların üst kenarlarında gevenlik alanların oluşturulması gerekiyor. Kara gevenlerin de tohumları alınarak bölgede yaygınlaştırılması lazım. Karasal iklimin hakim olduğu yerlerde gevenlerin yaygınlaştırılmasını sağlamalıyız ki sel ve taşkınlarla birlikte can ve mal kayıplarına maruz kalmayalım.”
Öte yandan, Doğu ve Güneydoğu bölgelerinde güzel balların nektar kaynağını yine bu gevenlerin oluşturduğunu söyleyen Özgökçe, gevenlerin yaygınlaştırılmasıyla sadece sel ve taşkınlardan korunmakla kalınmayacağını, aynı zamanda biyolojik çeşitliliğin de korumuş olacağını kaydetti.