Öğrenciliğimiz 1970?li yılların çalkantılı döneminde geçti. Sizler gözlerinizin önüne o günkü durumu getirmeye çalışmayın. Getiremezsiniz. Yok pardon. Geçenlerdeki Ayn el Arap (Kobane ) bahanesiyle çıkartılan olayları, milli servete verilen zararları ve can kayıplarını hatırlayın. 1980 öncesi hemen her gün böyle olaylara şahit olurduk. Şahit demeyelim de gazeteler ve televizyondan öğrenirdik.
Gazeteler ve televizyondan dedik, değil mi? TRT o zaman tek kanal yayın yapıyordu. Ülkemizde televizyonculuk henüz emekleme devresindeydi. Ama TRT özerkti. Yani öyle Siyasi İrade her istediği habere veya programa müdahale edemezdi. İktidar ve muhalefet partilerinin temsilcileri ülke meselelerini tartışırlardı. Gerçi o zamanlar daha ileri demokrasiye geçilmemişti!
İlginçtir o yılların efsane TRT Genel Müdürleri vardı. İsmail Cem (merhum) ,Nevzat Yalçıntaş ve Şaban Karataş sadece birkaç örnek. Birincisi sol görüşe sahip antiemperyalist bir aydın, diğer ikisi de Milliyetçi-Muhafazakâr kimliğe sahip yine antiemperyalist Prof. Unvanlı akademisyenlerdi.
TRT Genel Müdürleri kendi kadrolarını kuruyorlardı. Yani kendi dünya görüşlerine yakın isimler ile çalışmayı tercih ediyorlardı. Devirler değişti. Genel Müdürler değişti. TRT çok kanallı oldu. Ülke gelişti. Özel Televizyon kanalları yayına başladı. İktidarlar değişti. Bir şey hiç değişmedi. Neydi o değişmeyen?
Pazar günleri sabah kuşağında TRT 1 de Kovboy Filmi yayınlanması hiç değişmedi! Eminim sizlerin de dikkatinden kaçmamıştır. Bizim bile dikkatimizi 1976?dan bugüne çektiğine göre, bu durumun herkes farkındadır. Bu Pazar yine TRT 1 de bir Kovboy Filmi vardı!
?İzlemek zorunda mısın? Başka kanalı izle!? diyebilirsiniz. İyi de, bizim vergilerimizle yayın hayatını sürdüren bir devlet kuruluşu olan TRT?nin bu yayın politikasını eleştiremez miyiz?
Bize göre bir yanlışlık olduğunu söyleyemez miyiz?
Bakınız TRT?nin diğer yayıncılık politikasına bir şey demiyoruz. Başkaları da, eğer var ise yanlışlık diğer yayın politikalarını eleştirsin. Eleştirilsin ki doğru yol bulunsun.
Biz Kovboy Filmi meselesini kültür emperyalizmi açısından ele almak istiyoruz. Kovboy Filmi izleyen gençleri veya çocukları düşünelim. Klasik kovboy filminin konusu genelde nasıldır? Beyazlar vardır. Onlar medenidir! Bir de vahşiler vardır! Onlar da malum Kızıl Derililerdir.
Beyazlar her zaman haklıdırlar. İyidirler.Kötü olan vahşi Kızıl Derililerdir. Acaba? Kimler kimlerin yurtlarını ellerinden almaya çalışıyorlar? Kimler kimleri sadece asimile bile değil yok ediyorlar? Geçmişte Amerikan Kültürü üzerine bir çalışma için gittiğimizde ABD?de halen Kızıl Derililerin Rezervasyon kamplarında yaşadıklarını görmüştük!
Şimdi soralım Kovboy Filmi izleyen bir Türk çocuğu filmde hangi tarafı tutacaktır? 72,5 milletten Amerikan Milleti yaratmaya çalışan Beyazlardan taraf mı yoksa Kızıl Derililerden mi? İlk aşama da Kovboylardan taraf olabilirler! Ya sonra?
Günümüz Dünyasını düşünelim mi? Önce Kovboy Filmlerindeki şehirleri kasabaları hayal edelim. Bir kargaşa vardır. Bir Kovboy(Amerikalı) gelir orada düzeni sağlar! Haksızlıkları giderir! Suçluları adalete teslim eder!
Tıpkı şimdi Dünyamızın çeşitli yerlerinde yaptıkları gibi! Yani biraz önce demiştik ya günümüz dünyasını düşünelim diye! Bugün kargaşa, anarşi, terör olan ülkeleri Kovboy Filmlerindeki şehirlerin, kasabaların yerine koyalım.
En basitinden Irak?ı ele alalım! Ne diye Irak?a girmişlerdi? Irak?a demokrasi ve huzur mu getireceklerdi? Yoksa Iraklılar ABD tarihindeki Kızılderililer miydi? Kovboylar gelip masum Iraklıları despot Saddam?dan kurtardılar, değil mi? Görüyoruz Irak?ın şimdiki hali pür melalini!
Sütunun sonuna geldik. Başlığa tekrar bakalım ve soralım. TRT 1 her Pazar Sabah kuşağında Kovboy Filmi yayınlamak zorunda mıdır? Sahi mecbur mu?
