Tarih: 23.09.2021 17:47
“Türkiye, yenilenebilir enerji devrimini birçok Avrupa ve OECD ülkesinden önce tamamladı”
Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen ‘Sürdürülebilir Hikâyeler Webinar Serisi’nin 9’uncusuda, Paris İklim Anlaşması ve temiz enerji konuşuldu.
Sürdürülebilirlik konusunda farkındalık oluşturma misyonuyla başlatılan Küresel Umut Festivali kapsamında düzenlenen ‘Sürdürülebilir Hikâyeler Webinar Serisi’nin 9’uncusu ‘Temiz Enerji’ başlığıyla düzenlendi. Webinarın özel oturumunda konuşan Global Resources Partnership Yönetim Kurulu Başkanı & London Energy Club Kurucu Başkanı Mehmet Öğütçü, enerjide oyunun aktörlerinin ve kurallarının değiştiğine dikkat çekerek, enerjide dönüşümün devrim hızında gerçekleştiğini belirtti. Mehmet Öğütçü, Türkiye’nin yenilenebilir enerji konusunda OECD ve G20 ülkeleri arasında parlamentosunda bu tür tartışmaların yapıldığı ender ülkelerden biri olduğuna dikkat çekerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM Zirvesi’nde Paris İklim Anlaşması’nın Meclis’ten geçeceğine ilişkin açıklaması çok iyi haber” dedi.
Ögütçü, Türkiye’nin kurulu kapasitesinin yüzde 57’sinin yenilenebilir enerji olduğunu hatırlatarak, gerçek üretiminin de yüzde 37’sinin yenilenebilir enerjiden geldiğine dikkat çekti. Öğütçü, “Türkiye, yenilenebilir enerji devrimini birçok Avrupa ve OECD ülkesinden önce tamamladı” diye konuştu.
Dünyada geçen yıl yapılan 1,5 trilyon dolar enerji yatırımının üçte ikisinin yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine, sadece üçte birinin petrol, doğalgaz ve kömüre gittiğini dile getiren Öğütçü, şöyle konuştu:
“Finans şirketlerinin artık fosil yakıt yatırımlarına kaynak aktarmayacaklarını açıklaması sektör açısından sıkıntı oluşturacaktır. Çünkü talep devam ediyor ve edecek. Ancak yatırım olmadığı için arzda sıkıntı yaşanabilir ve yenilenebilir enerji bunu hemen kapatamaz. Son 1 yılda enerji fiyatları nasıl fırladı görüyoruz. Doğalgaz ve petrolde çok fazla artış oldu. Kömürde yüzde 180’e varan artışlar yaşandı. Talep yeniden fırlarsa fiyatlar yeniden yükselecektir. Böylece yenilenebilir enerji de rekabet edebilir olacaktır.”
“Projelere büyük paralar aktarılacak”
Türkiye’nin yenilenebilir enerjide şanslı ülkelerden olduğunu vurgulayan Öğütçü, fosil yakıtlarda dışa bağımlı olan Türkiye’nin her yıl 1 GW yenilenebilir enerji kapasitesini artırması gerektiğini kaydetti. Öğütçü, “İklim değişikliği için önümüzde çok zor bir yol var. Ama yeşil ve temiz enerji Türkiye’nin tam kalbine oturdu ve böyle devam edecek. Bu iş dünyası için de fırsatlar oluşturuyor. Sanayinin teknoloji envanterinin yenilenmesi için bir fırsat. Finansman açısından kolaylıklar var” dedi.
AB’nin yeşil mutabakat ile ticari yaptırımlar getirmeyi düşündüğünü, finansmanda da yenilenebilir enerjiden üretim yapanların avantaj elde edeceğini belirten Öğütçü, şunları söyledi:
“Yenilenebilir enerji ile üretmediyseniz finansal piyasalara erişiminiz kısıtlanacak. Kopenhag Kriterleri gibi iklim değişikliği kriterlerine uymak zorunda olacaksınız. Bunların risk olmaktan ziyade fırsat olarak görülmesi gerekiyor. AB, Ukrayna, Rusya ve Türkiye’yi öncelik sıralamasına aldı. Söz konusu ülkelerde yenilenebilir dönüşüme yönelik projelere büyük paralar aktarılacak.”
“Yenilenebilir enerjide 2,5 kat istihdam fırsatı oluşturacak”
Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı Bölgeler Birimi Başkanı Binu Parthan, ajansın Türkiye’nin dahil olduğu 180 ülkede faaliyet gösterdiğini belirterek, yenilenebilir enerjiye dönüşümün çok hızlı olacağına inandıklarını dile getirdi. Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5 derecelik hedefe ulaşabilmek ve 2050’ye kadar karbondioksit emisyonlarını sıfıra indirebilmek için yenilenebilir enerjiye dönüşümün sağlanması gerektiğini vurgulayan Patrhan, bu konuda bazı kilit teknolojilerin önemli rol oynayacağını söyledi.
Parthan, konuşmasına şöyle devam etti: “Yeşil enerjiye geçiş istihdama da katkı sağlayacak. Yenilenebilir enerji yatırımları ticari ve ekonomik olarak çekici projelerle devreye girecek. Bu da istihdam imkânını artıracak. Bizim analizlerimize göre bu yatırımların sonucu olarak devreye girecek istihdam imkanı fosil temelli teknolojilerin oluşturacağı imkanın 2,5 katı olacak. Öyle ki yeni teknoloji yatırımları cinsiyet eşitliğine ve kadınların işgücüne katılımına da katkı sağlayacak. Yapılan araştırmalar da temiz enerji işkollarında çalışan kadınların diğer alanlara göre yüzde 50 daha fazla olduğunu gösteriyor.”
2020 yılında pandemiyle birlikte yenilenebilir enerji üretim kapasitesinin rekor seviyeye çıktığını kaydeden Parthan, yenilenebilir enerjinin maliyetlerindeki azalmanın ise devam edeceğini dile getirdi.
Türkiye ve AB enerji entegrasyonu önemli
Avrupa Konseyi Üyesi, Avrupa İklim Değişikliği Vakfı Üyesi Julian Popov ise Avrupa’da enerji fiyatı krizi yaşandığına dikkat çekerek, böyle sıkıntılar yaşanmaması için entegre bir yapı oluşturulması ve planlamaların doğru yapılması gerektiğini dile getirdi. Popov, Türkiye’nin de bu konuda önemli bir rol üstleneceğini belirterek, “Türkiye Avrupa Birliği’ne enerji entegrasyonunda büyük bir yol kat etti. Enerji işbirliğine dayalı Türkiye ve AB arasında bir yapı oluşturulması şart ve açıkçası bu bölgenin enerji güvenliği için olmazsa olmaz şartlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Buna yönelik bir format oluşturmak gerekiyor. Türkiye’de büyük bir potansiyel var ve gelişen kapasitesini AB ile paylaşması gerekiyor. Bu değişimin oluşturulması her iki taraf için de fayda sağlayacaktır” diye konuştu.
Avrupa’daki krizin çözümünün büyük bir ders olduğunu söyleyen Popov, “Fiyatlar karşısında altyapıyı güçlendirmek ve daha uzun vadeli düşünmek gerekiyor. Kendimizi fiyatlar konusunda belli sınırlarda, belli güvenli alanlarda yatırım anlamında istikrarlı hale getirmeliyiz. Enerji işinde çok hızlı gelişiyoruz ama sistemde, sistemsel yaklaşımda geri kalıyoruz.Sadece kömür, sadece yenilenebilir değil, toplu bir sistemle çözümün sağlanacağına inanıyoruz” dedi.
Yenilenebilir enerjinin geleceği tartışıldı
Moderatörlüğünü EY Türkiye Enerji Sektör Lideri Erkan Baykuş’un yaptığı ‘Yenilenebilir Enerjinin Geleceği’ konulu panelde GE Türkiye Chairwoman’ı Canan M. Özsoy, Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Kayrıl Karabeyoğlu ve ESCON Enerji Genel Müdürü Onur Ünlü konuşmacı olarak yer aldı.
GE Türkiye Chairwoman’ı Canan M. Özsoy, “Karbon nötr için önemli taahhütte bulunduk ve 2030 yılına kadar karbon ayak izimizi sıfırlayacağız. Binden fazla tesisimizde bu yönde çalışmalar yapılıyor. 2050 yılına kadar sadece kendi operasyonları değil sunduğumuz işlerden kaynaklanan karbon salınımımızı da sıfırlayacağız. Sürdürülebilir çözümlere dahil teknolojileri geliştirmek için 2020’de 3.8 milyar dolar kaynak ayırdık” dedi.
“Enerji verimliliği pazarı Türkiye’de 1,5 trilyon dolara çıkacak”
Akfen Yenilenebilir Enerji Genel Müdürü Kayrıl Karabeyoğlu ise panelde yaptığı konuşmada 2040 yılında yenilenebilir enerjinin dünyada 1 numaraya yükseleceğini dile getirerek, Türkiye’nin de büyük bir potansiyele sahip olduğunu kaydetti. Karabeyoğlu, güneş enerjisi yatırımlarında önemli olan ışıma oranı konusunda Türkiye’nin İspanya ve Portekiz’le aynı olduğunu ve bu ülkelerin Avrupa’nın bir numaraları olduğunu söyledi.
ESCON Enerji Genel Müdürü Onur Ünlü de enerji performans sözleşmelerinin 30 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu hatırlattı. İklim yasasının enerji verimliliği yatırımlarının performans sözleşmeleri üzerinden desteklenmesi ve farkındalığın artırılmasına vurgu yaptığına dikkat çeken Ünlü, “Dünyada 30 milyar dolar olan verimlilik pazarının 100-120 milyar dolar bandına çıkması planlanıyor. Türkiye’de de bu pazarın 1-1,5 milyar dolar olması kaçınılmaz” diye konuştu.
Temiz Enerji webinarının özel oturumunda konuşan ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gökalp, ‘Türkiye ve Hidrojen’ başlığı altında yaptığı konuşmasında hidrojenin bu kadar güçlü bir şekilde gündeme gelmesinin en önemli nedeninin temiz bir yakıt olmasından kaynaklandığını söyledi. Gökalp, “Hidrojen, karbondioksit gibi hava için zararlı diğer çıktılar üretmiyor ve döngüsel ekonomi için mükemmel bir örnek. AB ülkeleri, hidrojen ile ilgili enerji çalışmalarını sürdürüyor. Hidrojen, Türkiye için doğalgaza ikame bir ürün olma özelliği taşıyor. Hidrojen, doğalgaz ithalatı ve karbon ayak izini azaltacak ve teknolojide de hamle yaptıracak önemli bir alternatif oluşturuyor” dedi.
“Fosil yakıtlar tarihe karışacak”
Moderatörlüğünü Hacettepe Üniversitesi Yeni ve Temiz Enerji Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aynur Eray’ın yapacağı ‘Dönüşüm Nasıl Olacak’ paneli ise, Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD) Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli, Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Bülent Şen ve İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İlhan Kocaarslan’ı ağırladı.
Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi (CESD) Müdürü Prof. Dr. Volkan Ş. Ediger, hegomanik güç olacak ülke ve temel enerji kaynağı nasıl belirlenecek sorusunu, “Şimdiki hegoman güç hepimizin bildiği gibi Amerika’dır. Daha önce de bu konudaki hegomanik güç İngiltere olmuştur” şeklinde cevapladı.
Hegomanik gücün enerji kaynakları ve enerji kaynakları stratejileriyle ilgili bilgiler veren Ediger, fosil yakıtların tarihe karışacağını ve sürdürülebilir enerji sistemine doğru geçiş yaşanacağını ifade etti. Ediger, Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok şanslı olduğunu, bu kaynakların verimli kullanılması için dışa bağımlı teknolojiden de kurtulması gerektiğinin altını çizdi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği ve Çevre Dairesi Başkanı Dr. Abdullah Buğrahan Karaveli ise küresel eğilimleri gösteren bir dizi etkinliği takip ettiklerini belirterek, Türkiye’nin yüzde 70 dışa bağımlı olduğunu hatırlattı.
Karaveli, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltmak için enerji verimliliğini üst seviyelere çıkarmamız gerekiyor. Bunun için bakanlık olarak çok ciddi çalışmalarımız var. Örneğin kamu tarafında enerji performans modellemesi üzerine çalışmalar yapıyoruz. Özellikle kamu binaları üzerinde yaptığımız çalışmalarda yüzde 15 enerji tasarrufu yapmayı hedefliyoruz. Bakanlık olarak bilimsel veriler üzerinden oluşturduğumuz politikalarımız var. AB politikalarını Türkiye’ye evirerek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ulusal enerji verimliliği eylem planı 2017-2023 arasını kapsıyor. 2023 sonuna kadar 11 milyar dolar sektöre yatırım yapılması planlanıyor.”
Panelde konuşan İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. İlhan Kocaarslan ise sanayi devrimi ile birlikte küresel ısınma sürecinin başladığını hatırlattı. 250 yıl boyunca küresel ısınmanın risk analizinin yapılmadığına dikkat çeken Kocaarslan, “Küresel ısınma son 50 yılda gündeme geldi. Özellikle son dönemde yaşanan yangın ve sel gibi iklim krizinin oluşturduğu sonuçlardan sonra birçok protokol ve görüşmeler yapılmaya başlandı. Türkiye’nin bu doğrultuda ihracatta sorun yaşamaması ve dünya ekonomisindeki gücünü artırması için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi ve bu konuda yapılan çalışmaları çok olumlu buluyorum. Temiz enerji dönüşümü için çalışılmalar önümüzdeki dönemde de sürdürülmelidir” dedi.
Sakarya’daki fabrikada tamamen yerli elektrikli ilk trenin yapımının tamamlandığını ve çalışmaya hazır beklediğini de belirten Kocaarslan, tek başına demiryolları ve tren üretiminin yeterli olmadığını, bütünsel bir yaklaşımla üretim süreçlerinin tamamlanması gerektiğini söyledi.
Mimar ve Mühendisler Grubu Genel Başkanı Bülent Şen ise, dünyadaki büyük kavgaların arkasında enerji kaynaklarının olduğunu hatırlatarak, enerji kaynakları ile ilgili tarihi gelişmelerden bahsederek, ülkelerin enerji tüketimi ile ilgili sayısal veriler paylaştı. Dünyada 2030 yılına kadar temiz enerji yatırımları için 4 trilyon dolar yatırım gerektiğinin altını çizen Şen, temiz enerji ve enerji verimliliği yatırımlarının son 20 yılda 3 katına çıktığını ve bu yatırımlarda çalışacak 14 milyon kişiye yeni iş imkanı doğduğunu anlattı.
‘Temiz Enerji’ webinarının açılış konuşmasını yapan Inbusiness Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Hülya Güler, Küresel Umut Festivali kapsamındaki webinar serisinin 9’uncusunu Temiz Enerji başlığıyla düzenlediklerini hatırlattı. Hülya Güler, “Geçen yıl 28 Aralık’ta saygıdeğer Emine Erdoğan Hanımefendi’nin katılımıyla, ‘2030 Yolu’ dijital zirvemizle açılışını yaptığımız Küresel Umut Festivali büyük ilgi uyandırdı. Bu yıl ise Ekim 2021’e kadar ‘Sürdürülebilir Hikâyeler’ başlığı altında 10 farklı webinarla etkinliklerimize devam ediyoruz. Kasım ayında da pandemi koşullarının fiziksel buluşmaya izin verdiği ölçüde, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, sürdürülebilirlik festivalimizi yapmayı planlıyoruz. Böylece yılın başından bu yana gerçekleştirdiğimiz etkinlik serimizi Küresel Umut Festivali ve Küresel Umut Ödülleri ile taçlandıracağız. Bu festivali geleneksel hale getirerek 2030’a kadar taşıyacağız” ifadelerini kullandı.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —