MERSİN - Türkiye`nin, son 50 yıllık Avrupa Birliği (AB) serüveni, sergiye dönüştü. 1959 yılından günümüze kadar geçen süreçte basında yer alan haberler, kupürler halinde toplanarak çerçeveletilip düzenlenen geniş katılımlı bir sergiyle meraklısının beğenisine sunuldu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) AB Yerel Bilgi Bürosu tarafından organize edilen sergi, alışılmışın dışında bir şekilde, yüzer gemide gerçekleştirildi. Çamlıbel`de yer alan Balıkçı Barınağı`nda demirleyen Melitay adlı teknede ziyarete açılan ve toplam 50 gazete kupürünün yer aldığı sergide, ulusal basında Türkiye-AB ilişkilerini irdeleyen gazete başlıklarına yer verildi. Sergiyle birlikte Türkiye-AB ilişkilerinin geçmişi ve geleceği konusunda, mevcut kemikleşmiş algıların tarihsel belgelerışığında yeniden gözden geçirilmesi amaçlanıyor. Serginin açılışı kapsamında gerçekleştirilen kokteylde gazetecilerin sorularını yanıtlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, toplumun oldukça uzun bir süreci kapsayan AB sürecini iyi anlayabilmesi için başvurulması gereken kaynaklar arasında yazılı basının ön plana çıktığını vurguladı. Yazılı basının, sadece tarihsel gelişmeleri bir bütünlük içinde değerlendirme açısından değil, gelişmelerin yaşandıkları andaki algılanış ve yansıtılış şekillerinin de ortaya konulmasında oldukça önemli olduğunuifade eden Aşut, "Özellikle de söz konusu olan Türkiye-AB ilişkileri gibi tarafların çeşitli iniş-çıkışlara rağmen sürdürmekte kararlı olduğu bir süreç ise. Sergide, kimisi unutulan kimisi de belleklerde yer eden çeşitli gelişmelerin basının farklı kanatları tarafından nasıl haberleştirildiğini topluca görme fırsatı bulacaksınız" dedi. Bu anlayıştan yola çıkılarak, `Basında Türkiye-AB İlişkileri`nin 50 Yılı` konulu serginin, bir zaman tüneli oluşturularak hazırlandığının altını çizen Şerafettin Aşut, konuşmasını da şöyle sürdürdü: "Tasarlanan sergi düzenimizle sizleri Türkiye-AB İlişkilerinin 50 yıllık serüvenini anlamlı bir bütünlük içinde yaşamaya davet ediyoruz. Umudumuz, serginin Türkiye-AB ilişkilerinin geçmişi ve geleceği konusunda mevcut kemikleşmiş algıları tarihsel belgeler ışığında yeniden düşünmemize vesile olmasıdır."