Tarih: 27.04.2023 17:12
Türkiye’nin ilk yeşil hidrojen tesisinin imzası atıldı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Türkiye’nin ilk yerli yeşil hidrojen tesisinin imza törenine katıldı. Törende konuşan Bakan Varank, “Proje kapsamında şimdiye kadar Avrupa’dan tek seferde en büyük hibe olan 7,5 milyon avroyu da ülkemize kazandırmış olduk" dedi.
İstanbul Atatürk Havalimanı’nda Türkiye’nin ilk hidrojen vadisi ve en büyük kapasiteli ilk yerli yeşil hidrojen tesisinin imza töreni yapıldı. TEKNOFEST çerçevesinde düzenlenen törene Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve birçok proje ortağı katıldı. İmza töreninde konuşan Bakan Varank, TEKNOFEST coşkusunun her yıl katlanarak arttığına dikkat çekerek, "Bundan 6 sene önceki ziyaretçi sayısı kadar bugün yarışmacı sayısı var. Bu festivalin tılsımı, gençlerimizin teknoloji iştahında ve teknolojinin ortaya koyduğu neredeyse sonsuz potansiyelde yatıyor. Gençlerimiz TEKNOFEST’te teknolojiyi sadece görmüyor, teknolojiyi yaşıyor. TB2’leri, Akıncıları, Altay tankını, Togg’u, Hürjet’i, Kızılelma’yı onları inşa edenlerle değerlendirme fırsatı buluyor. Türkiye’nin en büyük teknoloji projelerine festival alanının köşelerinde şahitlik ediyor. İşte biz de bugün ülkemizin geleceği için vazgeçilmez gördüğümüz, dünyada önemi giderek artan başka bir teknolojinin, yapacağımız hidrojen yatırımlarının imza törenlerini burada gerçekleştirmek istedik" ifadelerini kullandı.
Tam bağımsız Türkiye için enerji bağımsızlığının da önemli olduğunu vurgulayan Varank, "Bu manada enerjiye yönelik atılımlarımızda da yola kararlılıkla devam ediyoruz. Geçen hafta Karadeniz’de keşfettiğimiz gazı karayla buluşturarak devreye aldık. Ülkemizin enerji bağımsızlığı yolunda tarihi bir adım olan Karadeniz gazının rezerv miktarı şimdilik 710 milyar metreküp. Keşiften sadece 32 ay sonra yaklaşık 10 bin personelin ve 50 geminin geceli gündüzlü çalışmasıyla bu işi başardık. Tam kapasiteye ulaşılmasıyla ülkemizin yıllık gaz ihtiyacının yaklaşık yüzde 30’u buradan karşılanacak. Ülkemizin doğalgazda dışa bağımlılığı azalmış olacak. Buradaki misafirlerimizden ve ekranları başında bizi izleyen vatandaşlarımızdan Karadeniz’deki gaz keşfiyle ilgili süreçleri akıllarından çıkarmamalarını rica ediyorum. Biz Karadeniz’de büyük bir rezerv bulduğumuzu ilan ettiğimizde dalga geçenler oldu. Her sene gaz buluyorsunuz, hani bu gaz nerede diyenler oldu. Şimdi gazı karayla buluşturduk. Bu gazın bize ne faydası olacak diyenler için söylüyorum. Biz bu ay faturaları tahsil etmeyeceğiz. Kimse doğalgaz faturası ödemeyecek. Önümüzdeki 1 yıl boyunca 25 metreküpe kadar hanelerden doğalgaz parası tahsil etmeyeceğiz. Keşiflerimizle bulduğumuz bu rezerv ülkemizin kalkınmasına ve vatandaşlarımızın cebine etki edecek. Keşke yapay zeka teknolojisiyle bizi eleştirenlerin evine giden faturalara bir şeyler yazabilsekte o insanlar fatura ödemediklerini ya da fatura miktarını sıfır gördüklerinde biraz utansalar diyeceğim ama henüz o teknolojiyi geliştirmedik. İnşallah önümüzdeki dönemde yapay zekanın gelişmesiyle onları da başarırız" şeklinde konuştu.
Akkuyu Nükleer Güç Santrali’nde önemli bir adım atıldığının altını çizen Bakan Varank, "Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne de ilk yakıtı bugün yüklüyoruz. Bu nükleer santral bütün üniteleriyle tamamlandığında ülkemizin elektrik üretiminde önemli bir role sahip olacak. Yenilenebilir enerji kaynaklarımızı geliştirip artırma çabalarımız da artarak devam ediyor. Güneş ve rüzgar enerjisinde iyi bir yerdeyiz. Güneş paneli üretiminde Avrupa’nın bir numarasıyız. Karasal rüzgâr enerjisinde bugün itibarı ile 12 bin megawatt kurulu güce yaklaştık. Avrupa’da dördüncü sıradayız. Aynı zamanda Avrupa’nın en büyük 5’inci rüzgar ekipmanı üreticisiyiz. Biliyorsunuz başta sanayiciler olmak üzere işletmelerin kendi tüketimlerini karşılamak için yaptıkları rüzgâr ve güneş enerjisi yatırımlarını Bölgesel Teşvik kapsamına aldık. Bu değişiklik sonrasında sadece 15 ayda 3 bin 818 işletme, 4 bin 600 megawattlık GES ve RES yatırımı yapmak için teşvik belgesi aldı. Biraz önce söyledim; yenilenebilir enerjinin depolanmasıyla ilgili sorunları ortadan kaldırmak, karbon ayakizinin azaltılması için daha fazla yeşil enerjiye yatırım yapmak hidrojeni en önemli alternatif olarak ön plana çıkıyor" diye konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak stratejik öneme sahip hidrojen teknolojilerinin geliştirilmesi konusunda adımlar attıklarını anlatan Bakan Varank, "Bunların ilki Hidrojen Vadisi Projesi. Hidrojen vadisi, hidrojenin üretildiği, depolandığı, tüketildiği, firmalarımızın hidrojeni hem üretip hem kullandığı bir kümelenme. Hidrojen birçok endüstriyel uygulama için alternatif bir enerji kaynağı. Kimya endüstrisinde ve diğer birçok üretim sürecinde kullanılıyor. Örneğin, gübre ve ilacın hammaddesi olan amonyağın üretiminde hidrojene ihtiyacımız var. Petrol rafinerilerinde hidrojen, yakıt kalitesini artırmak ve kirleticileri azaltmak için kullanılıyor. Daha birçok alanda hidrojen ihtiyacı söz konusu. Hidrojen ile çalışan araçlar, bir başka önemli konusu. Japonya’da hükümet 2030’a kadar 800 bin hidrojen yakıtlı aracın piyasada olmasını hedefliyor. Çin, 2035 yılına kadar 1 milyon araca ulaşmak istiyor. BMW hidrojen yakıtlı araçlarını yakın bir zamanda yollarda test edeceğini kamuoyuna ilan etti. Hidrojenin kullanılması hususunda çalışmalar tüm dünyada tam gaz devam ediyor. Diğer taraftan özellikle son yıllarda temiz enerji olması sebebiyle hidrojen üretimi giderek önem kazanıyor. Bildiğiniz gibi Türkiye olarak 2053 yılında net sıfır emisyon hedefi koyduk. Bu doğrultuda 2030 senesine kadar olan emisyon azaltma hedefimizi de iki katına çıkardık. Karbon emisyonlarının azaltılmasına ve küresel ısınmaya sebep olan diğer sera gazlarına yönelik çalışmalarımız süratle devam ediyor. Şimdi bizim şu gerçeği söylememiz lazım. Geçmiş dönemlerdeki hükümetler olsa Türkiye, yaşanan bu dönüşümleri inanın sadece uzaktan izlerdik. Bugünse hamdolsun yaşanan dönüşümlere ya hızlıca adapte oluyoruz ya da önde giden ülkelerden biri olmak için çalışıyoruz. İşte beş yıl sürecek Hidrojen Vadisi Projesi’yle hidrojen üretiminde yeni bir sayfa açıyoruz. Güney Marmara Kalkınma Ajansı’nın koordinatörlüğünde Türkiye’nin önemli kurum ve kuruluşları bu projede yer alıyor. Hidrojen ekonomisinin gelişimini destekleyecek bu projenin bütçesi 36,8 milyon avro. Proje kapsamında şimdiye kadar Avrupa’dan tek seferde en büyük hibe olan 7,5 milyon avroyu da ülkemize kazandırmış olduk. Proje tamamlandığında endüstride fosil yakıt kullanımı azalacak. Sanayinin bir bölümü pilot ölçekli de olsa karbondan arındırılmış olacak. Güney Marmara Bölgesi halihazırda Türkiye’nin toplam elektrik üretiminin yüzde 13’ünü sağlıyor. 3 GW kapasiteye yaklaşan yenilenebilir enerji kurulu gücüyle ülkemizin lideri. İnşallah bu proje ile bölgede hidrojen ekonomisi yeşerecek. Balıkesir’de Enerjisa’nın sahasında üretilecek yıllık minimum 500 ton yeşil hidrojen, Linde Gaz tarafından taşınacak. Hidrojen Peroksit, Kale Seramik, Şişecam ve Eti Maden’in tesislerinde kullanılacak. Proje ile sadece yeşil hidrojen üretimine değil türevlerinin üretimine de odaklanıyoruz. Bu kapsamda yurtdışına bağımlı olduğumuz metanol ve amonyak da yeşil yöntemlerle üretilecek. Biz bu projeyi ülkemiz için büyük bir şans olarak görüyoruz. Hedefimiz hidrojeni sadece ithal teknoloji ile üretmek değil. Güney Marmara Hidrojen Kıyısı Platformu projesi ile hidrojen üretiminde kullanılan elektrolizör teknolojisini de yerli ve milli imkanlarla geliştireceğiz. Böylelikle Türkiye’nin en yüksek kapasiteli yerli yeşil hidrojen tesisinin Bandırma’da kurulmasını hedefliyoruz. Bu iki proje Türkiye’ye hidrojende lig atlatacak. Başlattığımız yeşil hidrojen atılımıyla ülkemiz hidrojen ihracatçısı bir ülke haline gelecek" açıklamalarında bulundu.
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —