Tarih: 10.10.2021 12:19
Uzman Klinik Psikolog Küçük: "Birey, yaşamındaki problemlerin üstesinden gelemediği durumlarda psikolojik yardım almalıdır”
Pandemi sürecinin aileler ve çocukların ruh sağlığına etkilerini anlatan Uzman Klinik Psikolog Nur Küçük, en çok kaygı sorunlarının arttığını ifade ederek, “Birey, yaşamındaki problemlerin üstesinden gelemediği durumlarda psikolojik yardım almalıdır” dedi.
Uzm. Klinik Psikolog Nur Küçük, pandemi sürecinde aileler ve çocukların yaşadığı sorunlar ve sıkça karşılaştıkları durumlar hakkında merak edilenleri 10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde anlattı. Tüm dünyanın etkilendiği salgın nedeniyle yetişkin, genç ve çocuk fark etmeksizin herkesin hayatında pek çok değişiklik meydana geldiğini ifade eden Küçük, ebeveynlerin bu süreçte çocuklarını iyi gözlemlemeleri gerektiğini söyledi. Psikolog Küçük, “Çocuklarımızın günlük rutinleri, alışkanlıkları ve yaptığı aktiviteler değişime uğradı. Okula gitmek, sevdikleri büyükleriyle vakit geçirmek, arkadaşlarıyla oyun oynamak gibi sosyal imkanları kısıtlandı. Tüm bunlara adapte olmak, uyum sağlamakta zorlanan çocuklarımız oldu. Bu süreçte en çok da kaygı sorunlarının arttığını gözlemliyoruz. Özellikle çocuklarda ’Büyüklerimin başına bir şey gelir mi? Ebeveynlerimi kaybeder miyim?’ kaygısıyla çok karşılaştık. Salgının getirmiş olduğu takıntılı düşünceler, sık sık el yıkama, virüs bulaştırma korkusu da sık yaşanan tablolar arasında. Ebeveynlerin bu süreçte çocuklarını iyi gözlemlemeleri, çocuklarının hissettiklerine, duygularına kulak vermeleri gerekmektedir” dedi.
“Aileler çocukları ile iletişimlerini güçlendirmeli”
Gençlerin son zamanlarda aile içinde yaşadığı problemlere de değinen Küçük, intihar girişimine yönelmelerinin nedenleri hakkında şunları söyledi:
“Pandemi süreci beraberinde getirdiği zorluklarla zaten başlı başına zor bir dönem olan ergenlik döneminin daha zorlayıcı geçmesine neden oldu. İntihar girişiminde bulunan bireylere baktığımızda, çoğunlukla altında yatan sebebin içinden çıkılamayan yoğun bir depresyon, yoğun bir aile çatışması olduğunu gözlemliyoruz. Pandemi sürecinde ailenin de ruhsal durumunun çok iyi olmaması, ilişki ve iletişim problemleri, ergenlik döneminin getirdiği akran iletişimi ihtiyacının yeterince karşılanamaması gibi unsurlar intihar girişimine yönelmelerine neden oldu. Ailelerin çocuklarını yargılamadan ve eleştirmeden dinlemeleri, çocuklarının yaşadıkları zorluklara karşı onların yanında olduğunu hissettirmeleri, iletişimlerini güçlendirmek adına birlikte kaliteli vakit geçirmeleri oldukça önemlidir.”
Psikolog Küçük, pandemi süreciyle birlikte boşanma davalarının artması konusunda da çiftlere önerilerde bulundu. Küçük, “Pandemi döneminde bulaş riskini en aza indirmek amacıyla pek çok firma home-office sistemine geçti. Çocukların derslerinin uzaktan eğitimle online devam etmesi, anne-babanın evden çalışmasıyla aile bireyleri vakitlerinin çoğunu evde bir arada geçirdi. Pandeminin getirdiği sosyal ve ekonomik sıkıntılar, gün içinde yaşanan stres, salgının getirdiği kaygı ve gelecekle ilgili belirsizlikler eşlerin birbirlerine karşı tahammülünün azalmasına yol açtı. Bireylerin hissettikleri endişe, üzüntü, kaygı gibi duyguların uygun yöntemlerle ifade edilmemesi, ev içindeki iletişim problemlerinin artmasına neden oldu. Bununla ilgili çiftlerin önce kendilerinden başlayarak onlara iyi gelen şeylerle ilgilenmeleri, hobi edinmeleri, kendi duygu durumlarını kontrol etmeleri gerekmektedir. Fikir ayrılıklarını uygun bir dille ifade etmek, partnerinizin duygularını anlamak ve kulak vermek önemlidir. İyi bir ilişkinin temelinde sağlıklı bir iletişim olduğu unutulmamalıdır” ifadelerini kullandı.
Uzaktan eğitimde ekranlar çocukları nasıl etkiledi?
Pandemi sürecinde çocukların derslerini online takip etmek durumunda kaldığını, arkadaşlarıyla yine online ortamda sosyalleştiğini hatırlatan Psikolog Nur Küçük şunları söyledi:
“Ev içinde anne-babayla birebir temasın artmasıyla anne babaların zaman zaman kendilerine alan açmaları için çocukların ekrana daha fazla yönelmelerine neden oldu. Çocuklarda ekran süresinin artmasıyla uyku düzenlerinde problemler, kurallara uymakta güçlük, dikkat-algı problemleri gibi sonuçları olduğunu gözlemliyoruz. Sürecin gerektirdiği ekran kullanımını tamamen engelleyemesek bile, süreden çok içeriğe bakmamız oldukça önemli. Çocuklarımızın oynadığı oyunlarda şiddet unsuru var mı, yaşına uygun bir video mu izliyor, izlediği karakter onun için nasıl bir örnek oluşturuyor? Bunları takip etmek gerekiyor. Bunun dışında günlük aktivite planlarının oluşturulması, ekran oyunundansa ailelerin zeka-kutu oyununa yönlendirmeleri, ev kuralları konusunda net ve tutarlı bir tavır sergilemeleri faydalı olacaktır. Hepimizin, hayatımızın bir evresinde yaşadığımız ve üstesinden gelemediğimiz sorunları olabilir. Bu sorunlarla tek başımıza başa çıkmakta güçlük çekiyor olabiliriz. Birey, yaşamındaki problemlerin üstesinden gelemediği ve kendini duygusal açıdan iyi hissetmediği durumlarda, psikolojik yardım almalıdır. Bireyin yaşam kalitesini düşüren, günlük hayatını işlevsel olarak sürdürmesine engel olan durumlarda, psikoterapiye başvurmak gerekmektedir. İyi olma hali, yalnızca fiziksel değil psikolojik unsurları da kapsar. Ruh ve beden sağlığının bir bütün olduğu unutulmamalıdır.”
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —