Tarih: 29.07.2020 11:27

Uzmandan, “Rinoplasti yönteminde tercihi doktorunuza bırakın” uyarısı

Facebook Twitter Linked-in

Rinoplasti ameliyatlarının açık mı yoksa kapalı yöntemle mi yapılması gerektiği yönünde hastalar kafa karışıklığı yaşayabildiğini ifade eden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Hünkar Batıkhan, “Tercihi doktorunuza bırakın. Yönteme değil, sonuca bakın” dedi.
Rinoplasti, bir diğer adıyla burun estetiği ameliyatı, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok tercih edilen estetik cerrahi işlemleri arasında başı çekiyor. Rinoplasti ameliyatları açık veya kapalı yöntemle uygulanabiliyor. Son yıllarda bu yöntemlerin arasında Piezo tekniği de ön plana çıkıyor. Bu yöntemler arasında hangisinin daha başarılı olduğu yönünde farklı görüşler bulunduğunu ifade eden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Hünkar Batıkhan da doğru Rinoplasti yöntemi ile ilgili olarak, “Buradaki önemli nokta doktorun tercihidir. Çünkü burun yapısını gördükten sonra tekniğe karar verebiliyoruz. Hastada eğer çok ciddi bir eğriliği varsa ya da daha önce açık burun ameliyatı geçirmişse, öyle bir durumda açık tekniği tercih ediyoruz. Kendi pratiğimde kapalı burun ameliyatlarını; çok ciddi travmatik bir vaka değilse, burun içinde çok ciddi C deviasyon, L deviasyon, S deviasyon dediğimiz ciddi travmatik eğrilikler yoksa daha kabul edilebilir seviyede eğrilikleri varsa gerçekleştiriyorum. Açık ameliyatlarda 6-0 denilen en ince cilt rengi özel ipliklerle burnu estetik olarak dikiyoruz ve o dikişleri de zaten almıyoruz. Kendinden birkaç ay içinde kaybolup gidiyor. Ameliyatta dokuları onarıp çıkıyoruz. İz konusunda hastaların endişelenmelerine de gerek yok” dedi
Kapalı burun estetiğinde ise dışarıdan kesik olmaksızın içeriden kesi yapıldığını anlatan Op. Dr. Batıkhan, “Oradaki kıkırdakların dışarı doğru alıp şekillendirip tekrar içine koyuyoruz. Yani içeriden görünmeyen dikişler oluyor. Yani aslında kapalı ile açık burun ameliyatı tekniği arasında birkaç milimetrelik bir dikiş farkı oluyor” diye konuştu.

“Önemli olan en iyi sonucu almak”
Ameliyatın başarı ihtimalinin de yöntem seçiminde kendisi için en büyük etken olduğundan bahseden Op. Dr. Batıkhan, “Eğer ben bir burnun açık olarak daha fazla başarılı olacağını umuyorsam açık yaparım. Mesela kapalıyla burnun yüzde 70’ler seviyesinde daha iyi bir görüntüye kavuşacağını düşünüyorsam ancak açık ile yaptığımda bu oranı yüzde 90’lara getirebileceksem o zaman açığı tercih ediyorum. Bir teknik diğerinden üstünmüş gibi gösteriliyor ki bu yanlış. Dolayısıyla hastalara tercihi lütfen doktorunuza bırakın, doktorunuz en uygun kararı, tekniği sizin için verecektir diyorum. Ameliyattan sonra 1 ay, 3 ay, 6 ay ve sonunda da 1 yıl sonra burnun tam şekli oturuyor. Önemi olan 6 ay sonra size verilen üründür” dedi.

Dokuya saygılı yöntem: Piezo
Son dönemin en konuşulan yöntemlerinden biri olan Piezo tekniği hakkında da bilgi veren Dr. Hünkar Batıkhan şunları söyledi: “Piezo dediğimiz teknik aslında açıkta da kapalıda da kullanılabiliyor. Piezo tekniği, daha az ağrı, morluk, şişlik, ödem oluşturan; özel mikro testerelerle kemiği şekillendirdiğimiz bir yöntem. Piezo da direkt keseceğin yere odaklanıp, sadece o bölgeye müdahale edebiliyorsun. Görerek yaptığın için de kontrollü oluyor. Eskiden keskiler, çekiçler varken haliyle çok da görerek yapılamadığı için daha zor, riskli ve kontrolü zordu müdahaleler. Şimdi daha izole, daha seçici ve bizim mikrodiseksiyon dediğimiz dokulara saygılı bir yaklaşım olan Piezo tekniğini kullanarak, hastanın konforunu da ciddi anlamda artırmış oluyoruz.”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —