Uzmandan uyku esnasında solunum durmasına dikkat çeken uyarı: “Ertesi günü hatırlayamazlar”
Solunum durması olarak tanımlanabilecek uyku apnesinin adının son dönemlerde sıkça duyulduğuna dikkat çeken Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oktay Kapan, uyku rahatsızlıklarının başında yer alan uyku apnesi sendromunda uyku sırasında birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabileceğini kaydetti.
Uyku hastalıklarıyla ilgili en çok görülenlerin başında adıyla uykusuzluk (insomnia), ikinci sırada ise uyku apnesi sendromu görüldüğünü belirten Elazığ Mediline Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Oktay Kapan, hastalıkla ilgili bilgi verdi.
“Uykuları sık sık bölünen kişiler ertesi günü hatırlayamazlar”
Uyku apnesinin, uyku esnasında solunumun durması olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Kapan, “Uyku apnesi sendromunda, uyku sırasında birkaç saniye süren geçici boğulmalar yaşanabilir. Bu boğulma anında kandaki oksijen seviyesi düşerek, beynin uyanmasını sağlar. Beyin solunum fonksiyonlarının durduğunu haber vermek için vücudu uyandırır. Uyku apnesi sorunu yaşayan kişiler, gece birkaç defa uyanabilir, uykuları sık sık bölünen kişiler ertesi günü hatırlayamazlar. Bu durum da tekrarlayan zaman dilimleri içinde kişide yorgunluk ve halsizlik hissine neden olur. Yeterli süre uyuduğunu düşünüp yorgun kalkanlar ve gün içinde halsiz gezen ve uykusu gelen kişilerde uyku apnesi sendromu araştırılmalıdır” dedi.
Uyku apnesi sendromuna yol açabilecek bazı durumlara değinen Kapan, “Santral (merkezi), obstrüktif (tıkayıcı) ve bu ikisinin birlikte görüldüğü karma tip olmak üzere üç farklı başlık altında değerlendirilebilir. Santral uyku apnesi sendromunda beynin nefes al komutu vermediği ve solunumun beyin kaynaklı durduğu uykuda solunum bozukluğuna denir. Tıkayıcı uyku apnesi sendromunda ise genellikle üst solunum yolunun büyümüş bademcikler, yumuşak damak sarkması veya kiloya bağlı olarak daralmasından dolayı kaynaklanır. Tıkayıcı uyku apnesi sendromu erkeklerde daha sık görülmesine rağmen, kadınlarda da menopoz döneminde kendini gösterebilmektedir. Çeşitli hormonların, kilonun ve anatomik faktörlere bağlı olarak hava yollarında tekrarlayan daralmaların ve kapanmaların olmasıdır. Uyku apnesi, kanda düşük seviyelerde oksijen ve yüksek seviyelerde karbondioksite neden olur. Burnun içinden başlayarak ağız içine kadar uzanan ve hava yollarını daraltan tüm solunum hastalıklarına bağlı durumlar uyku apnesine neden olabilir” diye konuştu.
"Tedavi edilmesi gereken ciddi bir uyku bozukluğudur"
Uyku ile uzun dönemde şikayetleri olan kişilerin en kısa sürede bir doktora görünmeleri gerektiğini vurgulayan Kapan, “Uyku apnesi, tedavi edilmesi gereken ciddi bir uyku bozukluğudur. Tedavisi, apne çeşidine, apnenin derinliğine ve kişinin solunum yollarının özelliğine göre çeşitlenir. CPAP adı verilen bir hava makinesi bu tedavi yöntemlerinden biridir. Bu cihaza bağlı bulunan maske hastaya takılır ve doktor tarafından belirlenen basınçlı havaya hastaya iletir. Ayrıca uyku apnesi hastası olan kişilere yaşam tarzlarında da değişiklik yapmaları önerilmektedir. Horlamanın azaltılması ve uyku apnesi semptomlarınızı iyileşmesi için kişilerin yaşam tarzında yapacakları değişikliklerde son derece önemlidir. Horlama veya uyku apnesi sendromu yaşayan kişilere öncelikle sigara ve alkolü bırakmaları, kilolarını kontrol altına almaları, düzenli olarak spor yapmaları, uykudan hemen önce ağır yemekler yememeleri, yan pozisyonda uyumaları gibi basit ama hayatlarını kolaylaştırmayı sağlayan önerilerde bulunuyor” şeklinde konuştu.