OSMANİYE - Osmaniye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkanı Serhat Vayısoğlu et ithalatının çözüm olmadığını söyledi.Başkan Vayısoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi; Hayvancılık ülkesi olması gereken bir ülke olan Türkiye?de et fiyatları, yoksulların hatta orta tabakanın bile ulaşamayacağı ölçüde yükselmiş ve son altı ayın gündemini oluşturmuştur. Yaşanan bu sorun yılların ihmaller zincirinin bir sonucudur. Fakat yılların ihmaller zincirini görmeyip kolaycılığa kaçıp birkaç firmayı ve hayvan yetiştiricisini spekülatör olarak değerlendirerek ithalatla terbiye etme kolaycılığına kaçmak, sorunu çözmek bir yana daha da ağırlaştıracak gibi görünmektedir. Bu durumda hükümete güvenerek hayvancılık yatırımı yapan hayvan yetiştiricilerini nasıl bir geleceğin beklediği merak konusudur. Et fiyatlarının artışının nedenlerine inmeden ve o¬nlara çözüm yolları bulamadan et ithalatını da pirinç ithalatı ile eş değer tutarak piyasanın kontrol altında tutulacağının sanılması geçmişte yaşananlardan hiçbir ders çıkarılmadığını ortaya koymaktadır. Yıllardır et ithalatından tatlı kazançlar sağlayan kesimler tarafından piyasaya pompalanan söylev ? Ülkemizde dünyanın en pahalı etinin tüketildiğidir?. Ne yazık ki bu gün de aynı sözler bu sektörü tanımayan bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan kimseler üstelikte bazı Sivil Toplum Örgütü yöneticileri tarafından yazılı ve görsel medya da dile getirilmektedir. Avrupa?da marketlerde dana etinin kilosunun 2 Euro fiyatla satıldığı iddiası gerçekleri yansıtmamaktadır. Bu fiyat olsa olsa köpek maması fiyatı olabilir. İşin bir başka boyutu AB?de dana karkas etinin kalite standartlarının mevcut olduğu ve satış fiyatlarının bu kalite standartlarına göre farklılıklar gösterdiğidir. AB?de 1980 yılında yürürlüğe giren bu mevzuat AB?ne girmek için çaba gösteren ülkemizde aradan 30 yıl geçmesine karşın hala yürürlüğe girmemiştir. Her ne hikmetse birçok konuda AB mevzuatının yürürlüğe girmesi konusunda hükümetimize baskı yapan AB?den de bu konuda hiçbir baskı gelmemektedir. Şimdi merak edilen konu EBK?nun söz konusu et ithalatını ülkemizde uygulanan hangi mevzuata ve kalite standardına göre yapacağı ve ihracatçı firmadan hangi spesifikasyonlara uygunluğu talep edeceğidir. Ülkemize kaliteli et girişini temin için en iyi kaliteden et ithalatını yaptığında bu fiyatın ülkemizdeki et fiyatlarının düşüşüne bir çare olup olamayacağıdır. Bu gün hayvan yetiştiricisinin elinde yeterli kasaplık hayvan mevcuttur. Ancak bu hayvanlar besi mevsimine bağlı olarak henüz yeterli kesim olgunluğuna gelmeden hayvan ithalatı yapıldığından yetiştirici şimdiden zarar ettirilmiştir. Bu durum adeta üretenin cezalandırıldığı bir sisteme dönüştürülmüştür. Et ithalatına gerek olmaksızın et fiyatlarının mevsime ve besi sezonunun sonuna gelinmesine bağlı olarak zaten kendiliğinden düşeceği belli iken et ithalatından kimlerin nasıl rant sağladığı ve bunun kime yarar sağladığı önümüzdeki günlerde belli olacaktır. Hiçbir şey gizli kalamaz. Hayvan yetiştiricisi yıllardan beri ilk kez para kazanır duruma gelmiş ve buna bağlı olarak yeniden ahırlarına hayvan koymaya başlamışken kısa süreli canlı hayvan ve et ithalatı ile de olsa o¬nun önünü kesmek nasıl bir ülke yararıyla açıklanabilir. Bu belli değildir! Sayın Tarım Bakanı bu günkü et fiyatlarının artışının spekülatörlerin işi olduğunu iddia etmektedir. Sayın Bakan canlı hayvan ve et ithalatı ile hayvan yetiştiricisini cezalandırmak yerine bu spekülatörleri açıklamalı ve o¬nlara engel olmalıdır. Süt sanayicilerinin zaman zaman çiğ süt fiyatlarını spekülatif şekilde düşürmeleri sonucunda süt hayvanı yetiştiricileri hayvanlarını mezbahaya götürmekte, bunun sonucunda hem çiğ süt üretimi, hem et üretimi için besi materyali kaynağı yok olmaktadır. Bugün ülkemizde besi materyalinin temininde yaşanan sorunun en büyük nedeni olarak karşımıza çıkan çiğ süt fiyatlarındaki istikrarsızlıktır. Hükümetler süt fiyatlarında istikrarı sağlayıcı politik önlemleri almalıdır.Etin gerçek anlamda toplumumuzun tüm kesimleri ve katmanları tarafından satın alınabilecek makul bir fiyat düzeyine çekilebilmesi için muhakkak maliyetleri düşürücü tedbirler alınmalıdır. Bunun için de girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi gerekir. Maliyetlerin aşağı çekilebilmesi için en başta hayvancılık sektörüne yapılan devlet sübvansiyonlarının üretene destek şeklinde olması ve parça et, kıyma ve pastörize sütün temel ihtiyaç maddesi kapsamına alınarak vergiden muaf tutulmasıdır. Şu anda ithal korkusu nedeniyle düşen et fiyatları suni olup zarar etmemek için besici yok pahasına elindeki hayvanını elden çıkarmaktadır. Bu süreç azalan hayvan sayısıyla ters orantılı olarak et fiyatlarını arttıracaktır. Bu durumun sürdürülebilir olmayan et ithalatıyla karşılanması mümkün değildir. Şu anda yapılan et veya hayvan ithalatından vazgeçilerek hayvancılık sektöründe et ve süt üretimine yönelik bir seferberlik ilan edilerek köklü ve sürekli en az beş yıl kalıcı, değişmeyen tedbirler alınarak uygulamaya konulmalıdır. İthalat kısa vadede yalancı bir ucuzluk yaratır fakat uzun vadede hayvancılığı tahrip ederek et fiyatlarının mevcut fiyatların üzerine çıkmasına neden olur. Dolayısıyla fiyatların artışında besicinin suçu bulunmamaktadır. Üretmek kolay bir faaliyet olmayıp büyük emek ve çaba gerekir. Herkes üretici olamaz, o nedenle üreten insana emeğinin karşılığını vermeyi, saygı duymayı ve o¬nurlandırmayı öğrenmeliyiz.