Yanardağ gibi bitmek bilmeyen küller canlarından bezdirdi
Yanardağ gibi bitmek bilmeyen küller canlarından bezdirdi
Sivas’ta yanardağı andıran kül dağları köylüleri canından bezdirdi.
Sivas’ın Kangal ilçesinde 32 yıldır faaliyet gösteren termik santralin oluşturduğu kül dağı, özellikle rüzgarlı havalarda çevre köyleri yaşanılmaz hale getirdi. Termik santralde elektrik üretimi için yakılan kömürlerin küllerinden oluşturulan kül dağı, rüzgarın çevreye yaydığı küller ile adeta yanardağı andırıyor. Çevreye yayılan küllerden en çok Maden köyü etkileniyor. Küllerin neden olduğu olumsuz koşullar nedeniyle köyde hayvancılık gerilerken, hastalıkların da arttığı iddia edildi. Birçok köy sakini köyü terk etmek zorunda kaldı. Kalanlar ise bir kül dağıyla ilgili bir tedbir alınmasını veya köylerinin taşınmasını istiyor.
“Santrale değil çevre kirliliğine karşıyız”
Köy muhtarı Ahmet Koç, santrale değil çevre kirliliğine karşı olduklarını belirterek, “Termik santralde 88-89 yılından bu yana yakılan kömürün külleri köyümüz sınırları içerisindeki bu araziye dökülüyor. Bu alanı kül dökmek için kamulaştırmış olsalar da bu küllerin çevreye büyük zararı var. Kanser başta olmak üzere birçok hatalığa neden olduğunu düşünüyoruz. Bu kül yığının çevresinde alınan hiçbir tedbir yok. Biz santralin durdurulmasını istemiyoruz. Kesinlikle santrale karşı değiliz. Ancak bu çevre kirliliğinin önlemesini istiyoruz. 3-4 yıl önce santral özelleşince tedbir almak için bir çalışma başlatılmıştı. Ancak hiç bir adım atılmadı. Köyümüzde ve çevre köylerde hayvancılık bitti. Yazın tatile gelenler vardı artık onlar da gelmiyor” dedi.
“Ya tedbir alsınlar ya köyü taşısınlar”
Köy sakinlerinden İbrahim Çelik de ya tedbir alınmasını ya da köylerinin taşınmasını isteyerek şunları söyledi:
“Bugün rüzgar poyrazdan estiği için kül bulutları köyümüzün içerisine gelmedi. Ancak ters istikametten esinde köyde kül tozundan durulmuyor. Toz nedeniyle hayvanlarımız ölü doğum yapıyor. İnsanlarımız hastalanıyor. Bahçede ürettiğimiz ürünler yenilmeyecek durumda. Çok zararını görüyoruz. Burası için bir tedbir alınsın. Ya da köyümüz başka bir yere taşınsın.”