BURSA - Türkiye Sanayici İşadamları Derneği (TUSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, TÜSİAD olarak dalgalı kur rejiminin gereğine, Merkez Bankası`nın enflasyon hedefli mücadelesinin devamına inandıklarını söyledi. Yalçındağ, 2002-2007 döneminde siyasi iradenin, bozulan ekonomik istikrarı sağladığını, şimdi yapısal reform zamanı olduğunu, bunu acilen beklediklerini açıkladı. Bursa Sanayici ve İşadamları Derneği`nin (BUSİAD) Almira Otel düzenlenen Çekirge Toplantısı`na katılan TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, "Merkez Bankası`na faiz düşürün, kurlarla oynayın" demekle uzun vadede kalıcı çözümün elde edilemeyeceğini belirterek, "Elde etmemiz gereken sürdürülebilir kalıcı çözüm ve kalkınma olmalıdır. Kurlara müdahalenin kalıcı çözüm olacağına, faizde bir şey yapmanın, Merkez Bankası`na siyasi baskı uygulamanın ekonomiye uzun ve orta vadede fayda sağlayacağına inanmıyoruz. Bütünbunların olması için bir çok yapısal reformun hayata geçerilmesi gerekiyor. Biz yapısaal reformları bekliyoruz" dedi. Arzuhan Yalçındağ, son günlerde dünyanın ekonomi olmasına rağmen Türkiye`de ekonomiyi konuşamaz hale geldiğimizi ifade ederek, "Oysa dünya son zamanlarda hiç olmadığı kadar ekonomiye odaklandı. Amerika`da başlayan ve kısa sürede gelişmiş piyasaları etkileyen mali çalkantı soru işareti ve olumsuz beklentiyi beraberinde getirdi. Herkes nefesini tutmuş, dünyayı izliyor. Çin, Hindistan, Rusya ve bazı gaz üreticisi ülkelerde büyük fonlar birikmeye başladı. Dünya ekonomik büyümesini bu ülkeler belirliyor. Çin2008`de Almanya`yı geride bırakıp ekonomide üçüncü büyükolacak. 2050`de dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Bu ülkelerdeki servet birikimi de yatırım ve tüketim eğilimi dünya finans piyasalarındaki arz talep dengesini etkiliyor. Böyle bir ortamda Türkiye`nin geleceğine egemen olması için, ihtiyaç ve imkanlarını, mevcut genç dinamik yapısını iyi değerlendirmelidir. Başbakana sunduğumuz raporun arkasında bu bakış yatıyordu. Biz faiz, enflasyon, kur tartışmasında bir tutum takınmak gibi dar çerçevedenbakmıyoruz" diye konuştu. "ASIL ZORLU DÖNEM, ÖNÜMÜZDE DURUYOR"TÜSİAD`ın yaklaşımının temel prensiplere dayandığını hatırlatan Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Büyüme yavaşlamaktadır. Dezenflasyon süreci devam ediyor, YTL değer kazanmaya reel faizler yüksek seyretmeye devam ediyor.12 ay sonrası için reel faiz beklentisi yüzde 10`un üzerinde duruyor. Cari açığın milli gelire oranı yükseliyor. Cari işlem açığı ekonominin en ciddi kırılgan noktasını oluşturuyor. Bütçe açığında kaydedilen iyileşme, 2007de yerini bozulmaya bırakmıştır. 2002-2007 döneminin ekonomikperformansı, 10 yıllardır bozulan istikrarsızlığın sağlanmasıyla giderilmiştir. Asıl zorlu etap önümüzdeki dönemde, istikrarın sağlanmasının ardından ekonomimizi küresel arenada rekabetçi hale getirecek yapısal reformların gerçekleştirilmesidir. Ülkemizin küresel rekabet gücünün artması ise ancak bir dizi yapısal reformla gerçekleştirilebileceğini söyledik. Reform sürecini hayata geçirmek açısından, son dönemde, yapısal reform konusunda tempo kaybının ardından, bugün duraklama sürecindeyiz. Ekonomideyapısal dönüşümü sağlayacak uzun vadeli bakış açısı gerektiren sorunların üzerine etkili gidemiyoruz. Oysa Türkiye genç nüfusuna gerekli istihdamı sağlayarak, gelir dağılımı dengesizliğini ortadan kaldırıp, bölgesel farklılıkları azaltmak için reformu hızlı bir şekilde gerçekleştirmek gerekiyor. Türkiye`nin sıkı maliye politikası, bütçe disiplini ile bu reformları gerçekleştirmelidir. Bütçede yüksek faiz dışı fazla performansı ile IMF ile ilişkilerin devam etmesine inanıyoruz. Bütçe için, kısıntıyatırımlardan değil cari harcamalardan yapılmalı, kamuda verimillik artırılmalıdır. Vergi reformu tabana yayılmalıdır. Caydırıcı cezalarla, vergi tahsilatını hızlandıracak şekilde, kararlı kayıt dışı mücadelesi sürdürülmelidir. Kamu yatırımları için vergi tabana yayılarak ilave kaynaklar sağlanarak, kamunun baskısını azaltmalıyız" "ÜRETİM VE YATIRIMIN ÖNÜNDEKİ ENGELLERİ BULDOZERLE TEMİZLEYİN" Üretimin, yatırımın önündeki engellerin buldozer tipi operasyonlyarla temizlenmesini tavsiye eden Yalçındağ, "Şirketleşmeyi kurumsallaşmayı teşvik edecek yaklaşımlar bekliyoruz. Yeni Türk Ticaret Kanunu`nun yasalaşmasını istiyoruz. Ticareti düzenleyici kurumlarda, hesap verilebilirliğin ortaya konması gerekiyor. Bu reformlar, bu politikalar hava boşluğunda gerçekleşmeyecek. Ülkenin önünü açacak, orta ve uzun vadede tüm toplumu etkiliyecek politikalardan kısa dönemde olumsuz etkilenecekler olacaktır.Yumuşak geçiş şarttır. Kayıt dışı ile mücadele ederken, küçük işletmelerin zarar görmesini önlemek için, paralel politikalar uygulamak, istihdam üzerindeki yükleri aşağı çekmek mümkündür. Önerdiğimiz ekonomi politikaları, aslı itibariyle mevcutların doğal uzantısıdır. Piyasa ekonomisinden sapmadan, kur faiz enflasyon dengesine herhangi dış müdahalede bulunmadan, enflasyonun aşağı çekilmesine, hızlı büyümeye imkanı sağlanacak şekilde , yeni yapısal bütün oluşturulması gerekir. Kur, faiz, enflasyonun bütüneuygun yeni bir denge bulmasına taraftarız. Bunları önerirken TUSİAD dalgalı kur rejiminin gereğine inanıyoruz. Merkez Bankası`nın bağımsızlığına müdahelenin, piyasalara politik müdahalenin zararlı olacağına inanmaktayız. Faizleri indirin demek başka, ekonomiyi faizlerin düşeceği değişim rotasına sokun demek başkadır. Ekonomide başarılı dönemi geride bıraktık. Ülkenin atılım yapılması için zemimanmaya reel faizler yüksek seyretmeye devam ediyor.12 ay sonnin düzeltilmesi dönemiydi. Bu düzgün zemindeihtiyacımız olan atılımı yapma zamanıdır" şeklinde konuştu. "SOSYAL GÜVENLİK REFORMU ANAYASA MAHKEMESİ`NDEN DÖNMESEYDİ, SORUNUN ÇÖZÜMÜ KOLAY OLACAKTI" 20 milyar dolarlık sosyal güvenlik açığı ile alakalı bir soruyu cevaplandıran Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Sosyal sigorta açığına önem veriyoruz. TÜSİAD sosyal sigortalar anlamında rapor hazırladı. Çalışma Bakanlığı çalışma yaptı. Anayasadan geri döndü. Bu kadar genç nüfusa rağmen bu derecede büyük açığın olmasının nedeni kayıt dışı ekonimidir. Sorunlara tek pencereden yaklaşmak mümkün değil. Açığı finanse etmek mümkün değil. Reçete masanın üzerinde. Aslolan kararı alıp uygulamak. Geçen dönem AnayasaMahkemesi`nden dönmeseydi sorunun çözümü için adım atılacaktı. Merkez Bankası`nın sadece enflasyonla mücadele etmesi anlamında biz makro ekonomik dengelerin korunmasından yanayız. Merkez Bankası`nın itibarının zedelenmesinin, müdahaleyle çözüleceğine inanmıyoruz. Yapısal reformları yapmak zannedildiği kadar zor değil. Nasıl yapılacağını hükümet biliyor. Önemli olan, kararlılıkla hayata geçirmektir. Kur, enflasyon, faiz üçgenin kendi içinde dengesini bulmayı beklemekten başka yapacak bir şey yok. İçtasarrufu artırmak ve faizlerin düşmesi için gerekli ortamı hazırlamak faydalı olacaktır" diye konuştu. "MERKEZ BANKASINA BASKIYLA KALICI ÇÖZÜM OLMAZ" Enflasyonla mücadelede ısrarlı olunmasına taraftar olduklarını belirten Yalçındağ, "Son dönemde enflasyonda katılaşma görüyorum. Yüzde 80`lerden yüzde 10`lara gelindi. Ama bundan sonra katılaşma var ve mücadele zorlaşıyor. Artık tamamen farklı ekonomik konjektöre geldik. "Başka dengeleri ele alalım" demenin daha erken olduğunu düşünüyorum. Bundan emin değilim. Hala kırılgan noktamızdır. Enflasyonu daha aşağı çekerek, yüksek büyüme hızını yakalayabiliriz. Merkez Bankasına, "faizi düşürün, kurlarlaoynayın" demekle uzun vadeli kalıcı çözüm elde edemeyiz. Elde etmemiz gereken sürdürülebilir kalıcı çözüm olmalıdır. Biz sürdürülebiler kalkınmayı arzu ediyoruz. Faizde bişey yapmanın siyasi baskı uygulamanın ekonomiye uzun orta vadede fayda sağlayacağına inanmıyoruz" şeklinde konuştu. Terörün Türkiye`nin son günlerdeki en iç acıtıcı sorunu olduğuna işaret eden Yalçındağ, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dış temaslarımızda gerek NATO, gerek AB, gerek müttefik ülkelerden bize yardımcı olmalarını istedik. Türkiye bir an önce bu beladan kurtulmalı. Bölgeler arası farklılığın azalması için yıllardır çalışmalar, raporlar üretiyoruz. Bu konunun önemini kamuoyunda gündeme getiriyoruz. Bölgeler arası ekonomik ve kültürel farkların azalması gerekiyor. Kümeleşme açısından rapor yazdık. Bunları gözardıedemeyiz. Türkiye zor bir coğrafya içinde yaşıyor. Gerekli önlemleri almak konusunda zaafiyet göstermememiz gerektiği düşüncesindeyim" BUSİAD Başkanı Ali İhsan Yeşilova da açılış konuşmasında, güçlü bir ekonomiye ve güçlü bir yerli savunma sanayine ihtiyacının önemini son günlerdeki gelişmelerle ortaya çıktığına işaret ederek, "Uluslararası alanda çmanmaya reel faizler yüksek seyretmeye devam ediyor.12 ay sonok daha farklı düşüneceklerini tahmin ettiğimiz müttefikimizin bu sıkıntılı günlerde, ülkemizdeki olaylara bakış açısını görme ve tanıma fırsatını gördük. Umuyorum, siyasi iktidar bu sıkıntılı dönemi aştıktan sonra hem ekonomik hemsavunma sanayi konusunda politikalarını tekrar gözden geçirecek. 59. hükümet döneminde malesef bizim sorunlarımız sanayici ve işadamlarının sorunudur. Reel sektörün problemleri siyasal ve sosyal problemlerin önüne geçip gündemin birinci maddesi olamadı. Hala umudumuzu yitirmedik. 60. hükümetten problemlerimizi öne çıkartıp, seçim öncesi açıkladıkları bildirilerde ve hükümet programında açıkladıkları ekonomik problemleri öncelikli ele alıp çözmelerini umutla bekliyoruz. İşadamları ve sanayicilerinproblemleri 4-5 yıldır duruyor. Görüyoruz ki, 5 sene önce konuştuklarımızla şu an arasındakinler arasında fark yok. 5 yıldır biz söyledik biz dinledik. Bazı iyileşmeler oldu, bi takım adımlar atıldı. Aynı kulvarda koştuğumuz ülkelerde çok daha fazla gelişmeler var, bizden daha hızlı davranıyorlar. Son 1.5 yıldır AB konusundaki heyecanımızı yitirdiğimizi görüyoruz. 2 sene önceki heyecan şu anda yok. Özlediğimiz Türkiye için, ülkemizin geleceği için başladığımız bu yolda taviz vermeden yolumuza devam etmekmecburiyetinde olduğumuzu belirtiyorum" diye konuştu.