Tarih: 04.02.2022 10:30

Yaşam tarzı değişiklikleri ile birçok kanser türünden korunmak mümkün

Facebook Twitter Linked-in

Düzenli yaşam ile kanserden korunmak mümkün. İstanbul Aile Hekimliği Derneği Bilim Komisyonu Üyesi Uzm. Dr. Gülden Uzer Ekin, Dünya Kanser Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, “4 Şubat Dünya Kanser Gününde aile hekimleri size faydalı olabilmek için sizin yardım ve farkındalığınıza ihtiyaç duyuyor” dedi.
Kanserin Türkiye’de ve dünyada ölüm nedenleri arasında kalp damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer aldığına dikkat çeken Ekin, “Küresel olarak yaklaşık her altı ölümden biri, ülkemizde ise her beş ölümden biri kanser nedeniyledir. 2015 yılı Türkiye istatistikleri değerlendirildiğinde erkeklerde görülme sıklığına göre akciğer, prostat kolorektal, mesane ve mide kanserleri, kadınlarda ise sıklık sırası ile meme, tiroid, kolorektal, uterus ve akciğer kanserlerine rastlanmaktadır. Birçok kanser türü genel yaşam tarzı değişiklikleri ve tarama stratejileri ile önlenebilir. Önleme stratejileri, kanseri teşvik eden çevresel ve yaşam tarzı risk faktörlerini değiştirmeye odaklanır. Temel yaşam tarzı değişiklikleri kanser oranları üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Güncel bilgiler doğrultusunda tavsiye edilen yaşam tarzı önerileri arasında tütünden kaçınmak, fiziksel olarak aktif olmak, obeziteden kaçınmak, sağlıklı bir diyet yemek, alkolü sınırlamak veya ortadan kaldırmak, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan korunmak, güneşe maruz kalmaktan kaçınmak ve uygun kanser taraması yaptırmaktır. Tütün kullanımı kanserin en önlenebilir nedenidir. Sigara, akciğer kanseri için en güçlü risk faktörüdür ve riski 10 ila 20 kat artırmaktadır. Sigara, löseminin yanı sıra ağız burun boşluğu, paranazal sinüsler, nazofarenks, gırtlak, yemek borusu, pankreas, karaciğer, mide, serviks, böbrek, kalın bağırsak ve mesane kanserleri için de etken faktördür. Uzun süredir tütün kullananlar için bile sigarayı bıraktıktan sonra her yaş için sağlık açısından faydalar görülebilir. Alkol alımı, hafif ila orta miktarlarda bile kolon, meme, özofagus ve orofarengeal kanser riskini artırır. Fiziksel aktivite birçok farklı kanser türü için azaltılmış bir riskle ilişkili olmakla birlikte, en kuvvetli veriler kolon ve meme kanseri riskinde azalmaya işaret etmektedir. Obezitenin birçok kanser türü riskini artırdığı ve kilo kaybının riski azalttığı bulunmuştur. Kırmızı et ve işlenmiş et tüketimi kolorektal kanser açısından risk faktörüdür. Koyu yeşil, kırmızı ve turuncu, lif bakımından zengin baklagilleri içeren sebzelerin tüketimi, kepekli tahıllarla beslenmek, kırmızı ve işlenmiş etleri, şekerle tatlandırılmış içecekleri veya yüksek işlenmiş gıdaları ve rafine tahıl ürünlerini sınırlamak sağlıklı diyet önerileri içerisinde yer almaktadır. Akdeniz diyeti (yüksek meyve, sebze, fındık, baklagiller, kepekli ekmek, balık ve zeytinyağı kullanımı) kanser riskini yüzde 4 ila yüzde 12 oranında vejetaryen diyet ise vejetaryen olmayanlara göre kanser riskini yüzde 17 oranında azaltmaktadır” dedi.
Çevresel faktörler de kanserde artışa sebep oluyor
Kanser görülme sıklığını arttıran ve potansiyel olarak değiştirilebilir veya önlenebilir çevresel etmenler arasında aşırı güneş ışığına veya yapay ultraviyole ışınlarına maruz kalma, hava kirliliği, kapalı ortamlarda radon gazı ve içme suyundan alınan arsenik bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Gülden Uzer Ekin, cilt kanserinin doğal ve yapay ultraviyole maruziyeti ile doğrudan ilişkili olduğunu söyledi.
Ekin, “Dünya çapındaki tüm yeni kanserlerin yüzde 13’unun enfeksiyonlardan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. Virüsler hücresel dönüşüm, hücre döngüsü kontrolünün bozulması, hücre turn over oranının artması ve bağışıklığın baskılanması yoluyla kanser riskini arttırmaktadır. Enfeksiyöz ajanlar ve kanser arasında birden fazla bağlantı kurulmuştur. İnsan papilloma virüsü (HPV); rahim ağzı (serviks) ve diğer anogenital kanserlerin yanı sıra baş ve boyun skuamöz hücreli kanserleri ilke ilişkilidir. Hepatit B virüsü (HBV) ve hepatit C virüsü (HCV) hepatoselüler karsinomla bağlantılıdır. T hücreli lenfotropik virüs tip 1 (HTLV-1) T hücreli lösemi sebep olmaktadır. Sırası ile HIV; Kaposi sarkomu ve Hodgkin dışı lenfoma ile Epstein-Barr virusü (EBV) Burkitt tipi lenfoma ile, Helicobacter pylori bakterisidem mide kanseri ile ilişkilidir. HPV ve Hepatit B için aşılama mümkündür. Kanseri olan her kişide semptom olmayabilir ancak kanser ile bağlantılı olabilecek şikayetler açısından da dikkatli olunması hayat kurtarıcı olabilir. Aşağıdaki şekilde vücudun belirli bölgelerinde oluşabilecek şikayetler sıralanmıştır. Koruyucu önlemler, yaşam tarzı değişiklikleri ve tarama ile bir çok kanserin önlenebilir olduğunu, erken teşhis ve tedavisinin mümkün olduğunu unutmayın” dedi.



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —