Diyarbakır’da Memorial Hastanesinde görevli Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Prof. Dr. Remzi Altın, “Egzoz gazında karbonmonoksit, karbondioksit, azot bileşikleri, nikel, kurşun gibi bir takım zenginliği olan ağır metaller içerdiği için insan sağlığı üzerinde son derece ağır etkilere yol açıyor. Bunların başında kanserler, ağır solunum yolu problemleri, astım, KOAH gibi, hatta ve hatta ağır ciddi kalp krizleri, felçler, sinir sistemi bozuklukları geliyor” dedi.
Egzoz dumanından ortaya çıkan sağlık sorunu tüm dünyada, özelikle gelişmiş ülkelerde çok ciddiyet ile ele alınan bir sorun olduğuna değinen Prof. Dr. Remzi Altın, çevre sağlığıyla ilgili bilinçlenme batıda son yıllarda çok hızlanmış durumda olduğunu söyledi. Özelikle egzoz gazı dumanına maruz kalan toplumlarda yeni yeni önlemler alındığını belirten Prof. Dr. Altın, bunlardan bir tanesinin çok meşhur olan elektrikli otomobil, ya da hibrit otomobillerin, araçların yaygınlaşması olduğunu kaydetti.

“Kapalı garajlarda aracı ısıtırken zehirlenmeler karbonmonoksit gazına bağlı ortaya çıkan bir durum”
Niye böyle yeni teknolojilerle egzoz gazı sınırlandırılmasına ihtiyaç duyulduğu sorusunu cevaplayan Prof. Dr. Altın, “Çünkü egzoz gazında karbonmonoksit, karbondioksit, azot bileşikleri, nikel, kurşun gibi bir takım zenginliği olan ağır metaller içeriyor. Bunlar insan sağlığı üzerinde son derece ağır etkilere yol açıyor. Bunların başında kanserler, ağır solunum yolu problemleri, astım, KOAH gibi, hatta ve hatta ağır ciddi kalp krizleri, felçler, sinir sistemi bozukluklarına yol açıyorlar. Özellikle kapalı garajlarda çok eskiden beri aracı ısıtırken insanlar zehirleniyordu. Çünkü bu zehirlenme karbonmonoksit dediğimiz gaza bağlı ortaya çıkan bir durum. Yine atmosferde karbondioksittin artması, buna bağlı sera etkisi ve dünyada atmosferdeki sıcaklığın artışı iklim bozukluğuna yol açıyor. Dolayısı ile hem insan sağlığı, hem çevreye verdiği zararlar açısından egzoz gazı son derece zararlı bir şey. Bunun düzeltilmesi noktasında da, Dünya Sağlık Örgütü (DSO) son derece üzerinde hassasiyetle duruyor. Ve bu konuyu aynı ultraviyole gibi, radyasyon, ya da sigara, madenlerde toza maruz kalma asbest gibi maddeler bağlı ortaya çıkan ciddi problemler gibi ele alıyor. Çok ciddi adımlar atıldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

“Bizim gibi ülkelerde çok yaşlı araçlarda trafikte yol alıyor”
Almanya’nın Frankfurt kenti ziyaretinde izlenimini aktaran Prof. Dr. Altın, “Orada şunu öğrendim. 10 yaşın üzerindeki araçlar büyükşehirlerin merkezine giremiyor. 15 yaşın üzerindeki araçlarda küçük şehirlere giremiyor. Bu ne demek? 15 yaşın üzerindeki araçları trafikten çıkarıyorsun. Onlar yurt dışına satılıyor. Böyle bir yol bulmuşlar. Ama bizim gibi ülkelerde çok uzun yaşlı araçlarda trafikte yol alıyor. Bu ne anlama geliyor? Araç yaşlandıkça egzozdan çıkan zehirli dumanlar daha çok artıyor. Daha çok zarar veriyor. İşte dünya da bu durumun engellenebilmesi için hem trafiğe çıkan araçların yaşının burada sınırlandırılması veya 10 numara gibi kamyoncuların kullandığı yağların kesinlikle kullanılmaması. Ya da yeni teknolojilerle azot bileşiklerinin egzoz gazının su buharına dönüştürülerek ortadan kaldırılması. Ya da en temizi elektrikli ya da hibrit araçlar üretilerek egzoz gazının azaltılması ya da tamamen yok edilmesi bugün bütün dünya da amaçlanıyor” şeklinde konuştu.