Tarih: 01.09.2022 10:57

Yaşlılara yönelik davranışlarda psikolog uyarısı

Facebook Twitter Linked-in

Psikolog Çağrı Kuşçu, yaşlılara yönelik ayrımcılığın psikolojik travma ve depresyona neden olabildiğine dikkat çekerken, her bireyin birer yaşlı adayı olduğunu ve toplumda karşılıklı empatiyle bu ayrımcılığın önüne geçilebileceğini belirtti.
Yaşlılar ve yapması gerekenlerle ilgili toplumsal olarak oluşturulmuş algıların, ön yargıların, bazen ayrımcılığı da beraberinde getirdiğine dikkat çeken Acıbadem Eskişehir Hastanesinden Uzman Psikolog Çağrı Kuşçu, “Yaş ayrımcılığı genel bir ifadedir. Kimi zaman çocuklara, kime zaman gençlere, kimi zaman da yaşlıları hedef alır. Özellikle yaş ayrımcılığı, sıklıkla yaşlılara yöneliktir. Ama her türlü ayrımcılık, ayrıştırıcı tutumu beraberinde getirir” şeklinde konuştu.

“Yaş ayrımcılığı farklı düzeylerde yapılıyor”
Ayrımcılığın kişisel, kültürel ve yapısal olmak üzere üç düzeyde yaşandığına değinen Uzman Psikolog Kuşçu “Kişisel düzeye baktığımızda yaşı ilerlemiş kişilere karşı ayrıştırıcı bakısı açısı belirleyicidir. Bunun nedeni de bireyin içinde yetiştiği, sosyalleştiği toplumun yaşlılara karşı olumsuz bakış açısıdır. Yaşlılığı bir engel olarak algılarlar. Dolayısıyla o engeli de sık sık yaşlıya hatırlatmaya çalışırlar. Kültürel düzey o kültürün yaşlıya bakış açısı sosyal medya, yazılı medya ile çevreye olumsuz lanse edilmesiyle ile ilişkilidir. Dans eden ileri yaşlı birini görmek eğlenceli gelse bile şaşırtıcı bulunmasıyla ilgili haberler yapılır. Yapısal düzeyde ise kurumsal ve politik kurumların yaşlılara yönelik yapılanmaması ve dolayısıyla hizmet eksikliği, yetersiz hizmet verme sürecini ifade eder” dedi.

“Yaş yetmiş iş bitmiş mi?"
Yaş ayrımcılığının belirli basmakalıp düşünceler sürecinde kendini gösterdiğini ifade eden Psikolog Kuşçu “Genellikle yaşlılarla ilgili yaygın olarak kullanılan; onlar zaten eski kafalı, kendi yaşamlarını idam ettiremezler, unutkanlar, huysuz ve umarsızlar gibi düşüncelere ek olarak atasözlerimiz ve deyimlerimizin de bu ayrımcılığı desteklediğini görüyoruz mesela ‘elin ermez gücün yetmez’, ‘ununu elemiş zaten’, ‘yaş yetmiş iş bitmiş’, ‘yaşından başından, ak saçlarından utan’ gibi deyim ve atasözlerimiz olduğunu biliyoruz” diye konuştu. Psikolog Kuşçu, benzer şekilde gençlerin de “sırf genç oldukları için fikirlerine önem ve saygı duyulmaması, hakir görme, bazı fiziksel kusurlarla ilgili, deneyimsiz olma ile ilgili söylemler” yoluyla negatif ayrımcılığa maruz kaldıklarını anlattı.

“Ayrımcılık, karşılıklı empatiyle azaltılabilir”
Yaş ayrımcılığına maruz kalan bireylerin sosyal ortamlardan, insanlardan uzaklaşma yaşayabileceğine ve fiziksel veya finansal açıdan zarar görebileceğine dikkat çeken Psikolog Kuşçu “Örnek olarak miras davaları yüzünden psikolojik baskı altında kalabilirler. Yaşlı olmak beraberinde fiziksel rahatsızlıkları da getirdiği için bakıma muhtaç olma süreci ve ailevi, sosyal çevrenin yetersiz ilgisinden dolayı da yaşlı bireyin ihmaline yol açabilir. Bu tür sorunlar yaşamak bireyde psikolojik travma, depresyon süreci ve daha ilerisi intihar eylemiyle bile sonuçlanabilir” dedi. Bu yüzden gençlerin, yaşlıların deneyimlerinden yararlanıp, onları anlaması; yaşlıların ise bir zamanlar genç olduklarını, zamanla deneyim kazandıklarını hatırlaması şeklinde karşılıklı empatiyle ayrımcılığın azaltılabileceğini söyledi.

“Adil gelir ve güvenlik hakları çok önemli”
Psikolog Kuşçu, yaş ve yaşlı ayrımcılığının nasıl ortaya çıktığını ise “Psikolojik olarak baktığımızda bazı kişiler, kendi yaşlanmalarından endişe duyarlar. Yaşlılık, onlara ölümü hatırlatır. Az ömrü kalan kişilerin çevreye yararının az ya da hiç olmadığını düşünürler. Sosyolojik olarak bakıldığında algı, tüm toplumlarda üretken, dinamik, enerjik ve verimli olanlar gençlerdir. Yaşlılıkta bu özelliklerin kaybedilmeye başlandığını, kuşak farkının da etkisiyle yaşlılara yönelik davranışlar geliştirilmesine yol açar” sözleriyle açıkladı.
Yaşlı bireylerin kendi başına ayrımcılıkla baş edebilmelerinin zorluğuna değinen Psikolog Kuşçu, “Bazı sosyal hakların hayata geçirilmesi önemlidir. Gelir ve güvenlik haklarının sağlanması, sağlık haklarının önemsenmesi, barınma hakkı, sosyal yardım ve hizmetlerden yararlanabilmesi, yaşam boyu eğitime ulaşım hakkı gibi bu tür süreçler ayrımcılıkları hem azaltabilir hem de toplumu bilinçlendirmiş olmakla beraber toplum içerisinde daha kendinden emin yaşlı bireyler görme ihtimalimiz olabilir” diye konuştu.

“Hepimiz yaşlı adayıyız”
Psikolog Kuşçu, yaşlı bireylerin sosyal çevreden dışlanmaması ve uzaklaşmaması için öncelikle onlara anlayışla yaklaşmak gerektiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:
“Şu an için yaşları ilerlemiş olabilir ama önceki yaşlarında bu toplum için yarar, katkı ve katma değer kattıkları aşikar. Bu tür ayrımcılığı yapan bireylerin bu yaşlara kendilerinin de gelip aynı süreçleri yaşayabileceklerini sorgulamaları ve empati kurmaları gerekir. Empatiden yoksun birey ayrıştırıcıdır. Ayrıca hepimizin de ileride birer yaşlı adayı olabileceğimizi kendimize hatırlatmalıyız.”



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —