Özel Denizli Cerrahi Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay, Fibromiyalji’nin en sık 25 ile 55 yaşları arasında görülen, kadınlarda daha fazla karşılaşılan bir hastalık olduğunu anlattı. Toplumun neredeyse yüzde ikisinde görülen bu hastalığın yumuşak doku romatizması olarak tanımlandığını belirterek önemli uyarılarda bulundu.

Özel Denizli Cerrahi Hastanesi doktorlarından Doç. Dr. Nilgün Şimşir Atalay Fibromiyalji’nin belirtileri ve tedavileri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Hastaların genelde yaygın ve uzun süreli kas, eklem ağrısı yakınmasıyla hekimlere başvurduklarını belirten Doç. Dr. Atalay, “Vücudun sağ ve sol yarısında, üst ve alt tarafında olan, boyunda, sırtta, kalça ve omuzlarda olabilen ağrılardır. Ağrı stres, uykusuzluk, nemli ya da soğuk havayla birlikte artabilir. Uykuya dalmakta zorluk, sabah yorgun kalkma, hiç dinlenmemiş olma, huzursuz bacak sendromu, baş ağrısı, ellerde, ayaklarda şişlik, uyuşma eşlik edebilir. Bunların yanı sıra sık idrara çıkma, yemek sonrasında karında şişkinlik, kabızlık, ishal gibi bağırsak problemleri, diş sıkma, çene problemleri, kulak çınlaması, dikkat dağınıklığı, odaklanamama, hafıza problemleri, kaygı, depresyon gibi birçok şikayet Fibromiyalji’nin hastalarında görülebilir’’ dedi.

Fibromiyalji’nin nedenleri nelerdir?
Fibromiyalji’nin nedeninin tam olarak bilinmediğini söyleyen Doç. Dr. Atalay, “Genetik faktörler, otonom sinir sisteminin çalışmasında dengesizlik, daha önce geçirilmiş enfeksiyon hastalıkları, stres, fiziksel ya da duygusal travmalar (Örneğin; trafik kazası, bir yakınını kaybetme), hormonal dengesizlik hastalığın oluşmasına sebep olabilir. Ayrıca dokuların yeterince oksijenlenememesi, lenfatik sistemde bozukluk nedeniyle vücuttaki toksinlerin, atık maddelerin yeterince uzaklaştırılamaması, bağırsaktaki bakteri dengesinin bozulması, gluten intoleransı da diğer nedenler olarak gösterilebilir” şeklinde konuştu.

“Fibromiyalji’de hastanın öyküsü, klinik ve fizik muayenesi ile tanı koyarız”
Laboratuvar testlerinin ve görüntüleme tetkiklerinin tanı için anlamlı olmadığını belirten Doç. Dr. Atalay, “Laboratuvar testlerini ve görüntüleme yöntemlerini, Fibromiyalji ile karışan hastalıkları ayırt etmek için kullanırız. Fibromiyalji’de hastanın öyküsü, klinik ve fizik muayenesi ile tanı koyarız. Fibromiyalji ile karışabilen, benzer bulguları olan kansızlık, D vitamini eksikliği, tiroid bezinin az çalışması (hipotiroidi), kulunç, kas tutulmaları, multiplskleroz, depresyon gibi hastalıkların göz önünde bulundurulması gereklidir” ifadeleri kullandı.

“Hastada kansızlık varsa mutlaka tedavi edilmelidir”
Fibromiyalji’nin hastaların yaşam kalitesini belirgin şekilde bozan bir hastalık olduğunu söyleyen Doç. Dr. Atalay, "Kişi kendisini sürekli yorgun, ağrılı ve keyifsiz hisseder. Bu durum hem hasta hem de hasta yakınları için oldukça sıkıntılıdır. Tedavide başarılı olmak için hastanın aktif katılımcı olması gerekir. Öncelikle hastaya hastalığı konusunda bilgilendirme, eğitim verilmelidir. Bu hastalığın kişiyi hiçbir zaman sakat bırakacak ya da yatalak yapacak bir hastalık olmadığı belirtilmelidir. Hastada eksik saptanan vitamin ya da mineral varsa bunların takviyesi yapılmalıdır. Özellikle D vitamini, B12 vitamini, demir eksikliği laboratuvar testlerinde saptanabilir. Hastanın şikayetlerinin durumuna göre magnezyum, omega3, folik asit takviyesi önerilir. Hastada kansızlık varsa mutlaka tedavi edilmelidir. Bağırsak florasının düzenli çalışabilmesi için sağlıklı beslenme de çok önemlidir. Bu konuda hastalara un, şeker, süt ürünlerinden ve paketli gıdalardan uzak durması, mevsim sebzeleri tüketmesi, bol su içmesi, uykunun düzenlenmesi için kafeinden uzak durmasını önermekteyiz’’ dedi.

Fibromiyalji’de tedavi ve tamamlayıcı tedavi yöntemleri nelerdir?
Denizli Özel Cerrahi Hastanesi’nde Fibromiyalji hastalarında birden fazla tedavi yöntemi uygulandığı aktaran Doç. Dr. Atalay, “Öncelikle fizik tedavi, masaj, kuru iğneleme, kinezyo bantlama tedavileri yapılabilmektedir. Kliniğimizde uyguladığımız Lazer tedavisi de ağrılarda etkili bir tedavi yöntemidir. Tamamlayıcı tedaviler alanında ise hastanemizde birçok tedavi uygulayabiliyoruz. Ozon tedavisi ile dokuların oksijenlenmesini arttırıyoruz. Ozon tedavisi, Fibromiyaljide uyku problemleri, yorgunluk ve ağrıların azaltılmasında oldukça önemli bir tedavidir. Nöral terapi ile sinir sisteminin çalışmasının düzenlenmesi sağlanır. Glutatyon tedavisi vücuttaki atık maddelerin temizlenmesini sağlar, yorgunluğun azaltılmasında, enerji düzeyinin arttırılmasında faydalıdır. Hacamat ve kupa uygulamaları da ağrının azaltılmasında faydalıdır. Fibromiyalji hastalarının hayatlarında egzersizin de mutlaka olması gerekiyor. Hastalarımızı bu sürece yavaş ve kısa egzersiz programları ile başlatıyoruz. Yürüyüş, yüzme, yoga, pilates ve nefes egzersizleri oldukça önemlidir. Hastalarımızın stresten mümkün olduğunca uzak durmaları, gerektiği durumda psikiyatri konsültasyonu önermekteyiz. Fibromiyaljide aynı zamanda ilaç tedavisi de kronik ağrıyı azaltmak, hastanın kaygı ve depresyon durumunu azaltmak için kullanıyoruz” şeklinde konuştu.