Atina-Yunanistan ? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Yunanistan gezisinin son gününde ; Hilton Otelinde; Yunan medyası önde gelen temsilcileriyle kahvaltıda biraraya geldi. Yunan gazeticelerin hava sahası ilhalleri , Avrupa Topluluğu ve Kıbrıs konularında yöneltiği sorular karşışında Türkiye?de medyacılara yaptığı gibi Yunan gazetecilere de fırça attı.Erdoğan? Medya olarak gazetecilerin de yaşananlara iyi tarafından bakmaları gerektiğni? belirtemesi üzerine, bir Yunan gazeteci olumsuz bir tavır takınca; Erdoğan? Siz adeta Yunan Silahlı Kuvvetlerinin medyası gibi davranıyorsunuz. Siz adete Yunan Silahlı Kuvvetlerinin radar üssünde çalışan insanlar gibi konuşuyorsunuz? dedi.Yorum: Başbakan Erdoğan?ın Yunan gazetecisine fırça atması ilk bakışta hamisi duygularla bir Türk olarak hoşumaza gidebilir. Ancak; tarih sayfalarını söyle bir karıştrdığımız zaman bu Yunan gazetecisinin yaptığı gayet normal bir davranıştır. Çünkü o gazetecilerin dedelerinin daha bir yüz yıl önce Balkan Harbinde yaptığı katliamları hatırlarsak ve bu torunun o katliam hikayeleri ile büyüdüğünü biliyorsak o zaman Yunan gazeteciye fırça atarak değil anladığı dilden hareket etmemiz gerektiği açıkça ortaya çıkacaktır. Sayın Başbakanımızın danışmanları herhalde; Yunan mezalimi konuşunda; Başbakanımızı yeterince aydınlatmamışlar. Bu görevi kendim üstleniyorum ve yalnız bir örnekle Yunan mezalimininin ne korkunç olduğunu göstererek Başbakanımızı Yunan gazeteciye anladığı siyasi dilden konuşmasına ve milli menfaatlerimizi ona göre savunmasıına katkıda bulunmak istiyorumYunan Mezalimi:Yanda?da bulunan bir Rum eczacının yaptığı mezalim dehşet vericidir:? Her gece sekiz-on Türk Osmanlı kızını ağlata ağlata soymak , oynatmak, tehdide işkenceler ile onlara meyus etmek? Helen oğullarına ne kadar neşeli bir zafer gruru bahşediyor? Yanya düştüğü zaman müşterilerimmin kapılarını çalıp onları himaye etmek istediğimi belirtince, beni Osmanlı dostu bildikleri için mücevher, para ve aileleriyle evime geldiler. Bunlardan erkek olan 7 kişiyi su kuyusana yuvarladım.Üç ihtiyar kadını boğazladım. Şimdi en müstesna 9 metrese sahip oldum. Biri yüzbaşı hanımıydı ve hamileydi. Çırılçıplak soyunmak ve oynamak istemediği için tekmeledim, çoçuğu düşürdü. Bu uğursuz Türk yavrusunu yumurta kırar gibi ezdim? Diğer Türk kadınlarıyla mücevherlerinin yerini göstermek şartıyla ırzlarına tecavüz etmemek üzere bir anlaşma yaptım. Bütün mücevherler geldikten sonra anlaşmayı bozdum.(Kaynak:H. Yıldırım Ağanoğlu, Osmanlı?dan Cumhuriyete Balkanların Makus Talihi,Kum Saati Yayınları, Kasım 2001 İstanbul, sayfa 65)Başak Dış Basın Editorü, Ali ÖZKAN, Osmaniye-Türkiye