Tarih: 21.02.2022 13:58

Yurtdışındaki vatandaşların maruz kaldığı nefret suçunun sesini duyuracak NESAM portalı tanıtıldı

Facebook Twitter Linked-in

Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), yurt dışında yaşayan vatandaşların, karşı karşıya kaldığı ırkçılık ve ayrımcılığa dair farkındalığı artırmayı amaçlayan Nefret Suçları ve Ayrımcılıkla Mücadele Portalı (NESAM) düzenlenen konferans ile tanıtıldı.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından, Türk vatandaşlarını doğrudan ya da dolaylı biçimde hedef almış ırkçı ve İslam düşmanı saldırılar, düzenli olarak kayıt altına alınıyor ve yıllık raporlar yoluyla kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılıyor. Bu çalışmalar kapsamında, nefret suçu, saldırı, ayrımcılık ya da hak ihlali bildirimleri ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşların dikkatine sunan ve bu alanda yapılan çalışmalarda yol gösterici olmayı amaçlayan Nefret Suçları ve Ayrımcılıkla Mücadele Portalı (NESAM), Ankara’da bir otelde düzenlenen toplantı ile tanıtıldı. Yurtdışında yaşayan vatandaşların karşı karşıya kaldığı ırkçılık ve ayrımcılığa dair farkındalığı artırmayı amaçlayan NESAM portalının tanıtımına, yurt içi ve yurt dışından kamu kurumu, akademi ve sivil toplum temsilcilerinin yanı sıra YTB Başkanı Abdullah Eren, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, TBMM Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Alt Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Zafer Sırakaya ve Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç da katıldı.
Burada konuşan YTB Başkanı Abdullah Eren, Fransa’da seçime doğru gidildiği esnada özellikle başkan adaylarının İslam düşmanlığı ve faşist söylemler konusunda yarışa girdiğini gördüklerini belirterek, “Bugün belki refah devleti olarak bildiğimiz birçok İskandinav ülkesine dair, aşırı sağcı küçük partilerin meclise girmeye başladığını görüyoruz. Bu anlamda bu tür söylemler ırkçı ve İslam düşmanı saldırılarda da hem sayı hem de şiddet itibarıyla bir yükselişi beraberinde getirdi” dedi.
Son 20 yıldır ırkçı ve İslam düşmanı saldırılarda ciddi can kayıpları yaşandığını dile getiren Eren, “Buna rağmen, Almanya’da 10 kişinin hayatını kaybettiği cinayetlerde olduğu gibi gerçekleştirilen bu saldırılar, çoğu zaman bireysel vakalar olarak görülüp, örgüt bağlantıları yeterince incelenmeden bırakılıyor” diye konuştu.

Europol 2020 raporunda yer alan sadece Almanya, Hollanda ve Litvanya’da mahkumiyetle sonuçlanan 11 aşırı sağcı bildirildiği verisine değinen Eren, şunları kaydetti:
“Çoğu zaman da bireysel saldırılar, örgüt bağlantısı ortaya çıkmadığında terör saldırı olarak kayda alınmıyor. Bu da çok önemli. Bireysel saldırı olarak kalıyor. Sonuç olarak, dünyada Müslüman karşıtı ırkçı saldırıların kapsamlı bir verisinin üretildiğini söylemek şu an maalesef imkansız. Tüm bu raporlamalar, meselenin sadece bir tarafını gösteriyor. Son üç yıldaki yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza yönelik saldırılara baktığımızda, vatandaşlarımızın canına kasteden, evlerine, araçlarına, işyerlerine, ibadethanelerine, derneklerine veya farklı merkezlerine yönelik saldırıların, Müslüman karşıtı ırkçılığın bir sonucu olarak aşırı sağcı terörün hedefi haline geldiğini görüyoruz. Biz son üç yıldır bu saldırıları raporlamaya başladık. Bir yerden başlamak lazım dedik ve aslında NESAM’da bu üç yıllık çalışmanın bir sonucu.”
Müslümanlara karşı işlenmiş nefret suçu ve ırkçılıkla alakalı farkındalık oluşturabilmenin temel amaçları olduğunu belirten Eren, “Bu konuyla alakalı araştırmacılarımızın, akademisyenlerimizin, STK’larımızın, büyük çatı STK’larımızın, sadece insan hakları konusu ile alakalı çalışan STK’larımızın genel gayesi, öncelikle bir farkındalık oluşturmak. Ancak farkındalık oluşturduktan sonra temel bazı mekanizmaları da kurmamız gerekiyor. Bu mekanizmaların Türkiye ayağı var. Bir kamu kurumunun yapacağı hususlar var, bizim gibi. Bir de bir kamu kurumunun yapamayacağı, Avrupa’daki vatandaşlarımızın kendi ayakları üzerinde durarak yapacağı, içeriden bir ses olarak seslerini yükseltebilecekleri bir mekanizma da büyük bir ihtiyaç. Bu ekosistemin en önemli parçalarından bir tanesi de vatandaşımızın bu konuda bilinçlendirilmesi. Bunun için de en önemli hususlar nedir? Sembol olmuş bazı davaların veya vatandaşlarımızın karşılaştığı ırkçı suçlara ilişkin davaların takibi” dedi.
Yurtdışında yaşayan vatandaşların, genelde Türkiye’ye para getiren, döviz getiren, yazın Türkiye’ye gelip rahat rahat yaşamasına rağmen Avrupa’da da keyif süren bir topluluk olarak görüldüğünü ifade eden Eren, ”Maalesef bu böyle. Büyük bir haksızlık yapıldığını düşünüyoruz YTB olarak, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza. Çok zor şartlarda bu insanlar hayatlarını idame ettirmeye çalışıyorlar. Temel vatandaşlık ve yaşam haklarına ilişkin sorunlarla da gittikçe karşı karşıya kalıyorlar” değerlendirmesini yaptı.

Eren, NESAM’a ilişkin şu bilgileri verdi:
“Biz topladığımız verileri, raporlama dışında ne yapıyoruz? İşte bu NESAM portalı ne yapacağımızın da bir şekilde göstergesi. Temel bir ekranımız var. Kişinin iletişim bilgilerini, olayın gerçekleştiği ülke, eyaleti, tarihi, saldırının motivasyonu, olaya ilişkin yasal bir başvuru yapılıp yapılmadığı, olayın mağduru veya tanığı olup olmadıkları, olayı anlatan ve en sonunda bunu teyit ettiğiniz bir portal. NESAM’ın temel fonksiyonu, yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın haberdar olmasını istediğimiz, ‘Ben bir şey ile karşılaştım, şunu bildireyim.’ diyerek girebileceği, çok temel bir çerçevede fakat formdan sonra kendisine geri dönüşünün yapılması görüşünde bir portal.”



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —