Kulakları çınlasın bir meslektaşım var. Her yeni öğretim yılına başladığımızda, dönemin bitmesi yakın derdi. Hakikaten de ilk hafta derslere başlardık, arkadaşın dediği gibi bir bakardık vize sınav haftası gelmiş.Vizeden vaz geçtik, hemen final sınavları başlardı.İkinci yarıyılın da nasıl geçtiğini anlamadan yaz tatiline girerdik.
Neden yazıma böyle başladım ki? Tamam, hatırladım. Bu yazıma ilham veren olayı bu sabah yaşadım. Halen Eğitim Fakültesinde çalışmakta olan bir meslektaşım “Hocam, haftaya birinci yarıyıl dönemi bitiyor. Son hafta Fakülteye buyur ziyaretimize gel, bekleriz.” dedi. Benim soruya bakın. “Ne çabuk, final sınavları haftasına geldiniz?” diye sordum. O da yukarıda bahsettiğim hocanın sözünü hatırlattı. “Eğitim öğretim dönemi başlar ve meşguliyetten olsa gerek zamanın nasıl geçtiğini anlamadan, dönem biter!”
Sizce yazıma girişi neden bu kadar uzattım? Yazının başlığına bakın. Başlığa göre aslında 2025 yılına güle güle derken, geçen yılın bir değerlendirmesini yapmayı planlamıştım. Başka bir deyişle geçen yılı biraz çekiştirecektim.Sizlere sorular soracaktım. Hani cenaze namazlarında, hocalar “Rahmetliyi, nasıl bilirdiniz?” diye sorarlar ya, ben de sizlere soracaktım.Sahi “2025 yılını nasıl bilirdiniz?”
Siz cevap vermeden önce politikacıların sözlerine bakalım. Gerçi politikacılar politika (!) gereği hep büyük laflar ederler. “Merak etmeyin Ocak Şubattan, Nisan Mayıstan, Haziran Temmuzdan daha iyi olacak, dünya alem buna şahit olacak gibi laflar!” Bu tırnak içinde yazdığım laflarda bir yanlışlık oldu gibi ama siz düzgün şekilde okuyun! Durun bu sefer politikacılar yıllar için şöyle derler; “Merak etmeyin 2020 yılı 2019 dan, 2021 yılı 2020 den, 2022 yılı 2021 den daha iyi olacak, gibi laflar.” Yine siz kendinize göre bu cümleleri güncelleyip, doğrusunu söyleyin. Sonra da 2025 yılına ait soruya vereceğiniz cevabı düşünün. Bu arada dikkat ettiniz mi? Politikacılar siz ne sorarsanız sorun, o kendi bildiğini söyler. Hele 2025 yılı vatandaş için berbat bir yıl ise ve dahası kötü geçtiyse hiç o konulara girmezler!
Bakın hâlâ esas konuya giremedim. 2025 yılı size ne getirdi, ne götürdü? Genel konuları kast etmiyorum. Bir birey olarak 2025 yılı sizce iyi mi veya kötü bir yıl mıydı? Hayallerinize, hedeflerinize ulaşabildiniz mi?
2024 yılı muhasebesi sonucunda 2025 yılı için aldığınız yeni yıl kararlarınızı gerçekleştirebildiniz mi? 2025 yılı sonunda, 2026 için daha iyi durumlara ulaşma konusunda umutlu musunuz? Bu umut konusunda şu sözü hatırladım; “Umutsuzluk imansızlık alametidir.” Buna göre, zaten mutlaka umutlusunuzdur!
Bana sorarsanız insan hiçbir zaman umutsuzluğa düşmemelidir. Tek kurucu önderimiz Atatürk’ün sözünü unutmayalım. Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk; “Umutsuz durumlar yoktur. Umutsuz insanlar vardır. Ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim.”
Türk milleti de tarih boyunca umudunu yitirmedi, hiçbir zaman da umudunu yitirmez. Yıllar sadece rakamlardan ibarettir. İyi, kötü 2025 yılı geçmiştir, zaman akıp gitmektedir. 2025 yılına güle güle deyip, 2026 yılına girerken, gönüller yetim olsa bile, gelecek için umutluyum, Allah kerimdir.
