Dr. Fahrettin Şanal


İlaç Parası olsun!


Son günlerde bir emekli öğretmen arkadaşla esnafları geziyoruz. Arkadaş aldığı, ikinci el evde tadilat yaptıracakmış. Bana da beraber malzeme alalım ve de usta bulalım diye teklifte bulundu. Bulundu ama inşallah pişman olmamıştır. Niye derseniz, ne doğru düzgün fiyatlardan haberim var, ne de öyle tanıdığım usta! En son 20 yıl önce evi aldığımda ustalarla muhatap olmuştum. Evi inşaat halindeyken almıştım. Müteahhit evi kendine göre yapıp teslim edecekti. Evin iç dizayn işini kendim yaptırmak istedim. Kendimce müteahhit 2. veya 3. sınıf malzeme kullanabilir, onun yerine farkı verip, iç dizaynı 1. sınıf malzeme ile yaptıracaktım..

Meğerse ben öyle zannediyormuşum! Beni kandırmışlar! Durun bu hikayemi anlatayım. Bakalım sizin yorumlarınız nasıl olacak?

Eve taşındıktan bir kaç sene sonra, evin yapımındaki ustalardan birisiyle benim okulda karşılaştık. Fakültenin boya badana işinde çalışıyormuş. Benimle görüşmek ve de helalleşmek istiyormuş! Hayırdır, dedim. O da hocam, “biz senin evi yaparken boya vesaire malzemelerinde birinci sınıf malzeme kullanmadık. Hatta, senden birinci sınıf malzeme parası alıp, müteahhitin ortağının evine harcadık!” Eee? Ne yani, dedim. “Hocam geçenlerde müteahhitin ortağına kan lazımmış onu gördüm hastanede, perişandı. Eli ayağı budanmış gibi kesilmişti! Birden onun telkiniyle sana yaptığım haksızlık (kul hakkı yediğim) gözümün önüne geldi.” “Hocam, senin evi bedava boyayım. Diğer yaptığımız sahtelikleri düzelteyim. Böylece sen de bana hakkını helal et.” dedi.

Haydi buyrun, bakalım? Bu durumda siz olsaydınız ne yapardınız? Siz bu sorunun cevabını düşünürken, ben de aklıma gelen diğer örneklerimi sıralayayım. 

Bir gün arkadaşımla okula gideceğiz. Apartmanın araba park yerinde, benim arabanın arkasına bir minübüs park etmiş. Etrafa, komşulara soruyorum kimse bilmiyor. Derse de yetişmemiz lazım. Neyse 20 veya 30 dakika sonra sakallı bir adam geldi. “Hakkını helal et, hacım” dedi. Tövbe, tövbe! Yine sorayım. Bu durumda siz ne yapardınız?

Bir de piyasada profesyonel insanlar var. O profesyonel insanlarla ilgili örnekleri yine ustalar üzerinden vereyim. “Hocam seccade ver, vakit namazını kılayım” diyenler! Ya da her lafının birinde “Allahın izniyle, Elhamdilülah, Hamdolsun, rabbım bilir, be müslüman, vesaire” gibi bütün dini terimleri dillerinden düşürmeyenler. Ama işlerini düzgün yapmayanlar, hileli yapanlar,insanları kandıranlar, kul hakkı yiyenler, haksız kazanç sağlayanlar, işte bunlara ne demeli? Tabii ki genelleme yapmıyorum. Ancak karşılaştığım bu tip insanlara karşı ben kendimce bir cevap buldum. Cevabım “İlaç parası olsun!”

Düşünün, sizi birileri dolandırıyor. Dolandırmak ağır olduysa kandırıyor, diyeyim. Siz böyle durumlarda aciz kalıyorsunuz. Ne yapacaksınız? “Hayrını görme! Çorundan çocuğundan çıksın! İlaç paran olsun! Allahından bul!” gibi ifadelerde mi bulunursunuz? Size çok kaderci bir yaklaşım gibi gelebilir. Ama elinizden de bazen hiç bir şey gelmez. Mecburen “İlaç parası olsun” dersiniz! Olur mu? Olur! Kim bilebilir? Allah bilir.

Bu benim “İlaç parası olsun!” lafım muhatap olduğum insanlarda tuttu.En azından bana ve de emekli öğretmen arkadaşıma öyle geldi. Arkadaşımla beraber mobilya ustasına gittik. Eve dolap vesaireler yaptırılacak. Ustaya yukarıda bahsettiğim hikayemi anlattım. Bak biz ikimiz de öğretmeniz. Fiyat çıkarırken hakkını al, helal hoş olsun. Ama arkadaşımı kandırır, haksız yere fazla para alırsan da ilaç parası olsun, dedim. Usta dedi ki “hocam bu laf çok ağır geldi.” Bırakın ustayı arkadaşım bile yahu böyle deme, dedi. Ama ben dururmuyum, fayanscıdan, laminantçıya, mermerciden kalorifercisine kadar aynı hikayemi anlattım. Sonuç. Arkadaşım daha sonra, başka ustalardan da fiyat almış. En hesaplı fiyat verenler, benim ilaç parası hikayemi dinleyen ustalar olmuş!

Ben de ilaç parası hikayemi çok sevdim. Denk geldikçe arkadaşlarıma hikayemi anlattım. Herkes bir şey söyledi. Kimisini bizzat babası, kardeşleri dolandırmış! Kimisini meslektaşı kandırmış! Kimisini eşi kandırmış, elinden mal varlığını almış! Aboo! Neler, neler? Bana dedikleri, senin boyacı ustanın seni kandırması, benim babamın beni kandırması yanında hiç bir şey değil! Hayret hacı emmim nasıl böyle bir şey yapar ve borçlu gider ki? Tövbe, tövbe! Arkadaşım devam etti. Ya biraderler? Çalıp çırptıkları yetmiyormuş gibi bir de beni dolandırdılar! 

Hele bir hocahanım “sizinki de bir şey mi?” dedi. “Benim eski eşim babamın yanında çalışıyordu. Meğerse güven sağladıktan ve de üç çocuktan sonra babamın paralarını alıp, beni terk etti! Ben de ona hayrını görme! Allahından bul demiştim!” “Buldu mu?” diye sordum. Bulmuş! Yani ilaç parası olmuş! 

Aman nerden arkadaşların hikayelerine girdim ki? Onların hikayelerine daha sonraları, zaman zaman gireyim. Amaç kimseyi rencide etmek değil. Bu olaylardan ders çıkarmak. Unutmayın, yaptığınız bir işte hakkınızı alın. Ama kul hakkına girerseniz, bir kimseyi kandırırsanız, dolandırırsanız, hileyle, desiseyle maddi kazanç elde ederseniz size ilaç parası olur, ki olsun zaten. Hem, aklınızda da bulunsun “Haram yiyen, huzur bulamaz!” 

  • Cumartesi 28.5 ° / 15.2 ° Güneşli
  • Pazar 34.3 ° / 19 ° Güneşli
  • Pazartesi 29.3 ° / 15.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı