İsmet İpek


    Osmaniye Okuyor

    Osmaniye Okuyor


        Osmaniye İl Milli Eğitim Müdürü Aydın Albak tarafından başlatılan “Osmaniye Okuyor” projesini çok önemsiyorum. Bu projede “Yazar” olarak ben de öğrencilerle buluşuyorum.

             Bu anlamlı kampanyayı başlatan İl Milli Eğitim Müdürümüze, beni öğrencileri ile buluşturan Şehit Barış Göl İlkokulu Müdürü Ayhan Akkaya’ya, katılımlarıyla toplantıyı onurlandıran İl Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Bekir Altuğ Aslan’a teşekkür ediyorum. Daha sonraki gün beni okullarına konuk eden Mithatpaşa İlkokulu Müdürü Orhan Yılmaz’a, Müdür Yardımcıları Şevket Tuluk’a, Elif Özdemir’e ve Öğretmen Hatice Sevinç Ersoy’a da teşekkür ediyorum.

            Anlaşılan o ki, “Osmaniye Okuyor” projesi ile Milli Eğitim Müdürümüz; hem öğrencileri okumaya teşvik etmek, hem Osmaniyeli şair ve yazarlardan istifade etmek, hem de yetenekli öğrencilere rehberlik etmek istiyor.

Bu anlamlı projenin, yılsonunda, mesela 24 Kasım Öğretmenler Haftasında yetenekli öğrencilerin başarılı yazılarının, şiirlerinin ve resimlerinin yer aldığı, projeye katılımlarıyla destek olan Osmaniyeli şair ve yazarların tanıtıldığı “Osmaniye Okuyor“ adlı bir albüm ile tanıtılmasının yararlı olacağını düşünüyorum.  

 

İSLAMIN İLK EMRİ: OKU

Hatırlayalım!

Peygamberimiz Hazreti Muhammet Mekke’de Hazreti Hatice ile evliydi. Peygamberlik görevi verilmeden önce bazı geceler Hıra Dağı’na gider, Hıra Mağarasında şehrin evlerinden sızan ışıkları, gökyüzünü dolduran yıldızları seyrederdi.

            40 yaşına gelmişti. Bir gece Hıra mağarasında iken Cebrail adında melek yanına geldi. O’na “oku” dedi. Peygamberimiz “Ben okuma bilmem” diye cevap verse de Cebrail emrini tekrar etti. “Oku! Allah’ın adıyla oku! Oku! Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir embriyodan yarattı. Oku! Rabbin çok kerem sahibidir.” 

“Oku” ile başlayan Allah’ın emri yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’in ilk ayetleridir.

Okumak; bir yazıyı okumak, Kur’an okumak, anlamak ve bir yere çağrılmak anlamlarına gelir.    

Okumak, Türkçe “ok” kökünden gelen bir kelimedir.  Eski Türkler bazen ok atarak haberleşmiştir. En meşhurlarına “ıslıklı oklar” denir. Eski düğünlerde düğün sahibi tarafından gönderilen davetiyeye de “okuntu” denmiştir.  

Türk ve İslam medeniyeti tarihinde İlkokul çağı çocuklar için “Sıbyan mektebi” tesis edilmiştir. Cami veya mescitlerde açılan Sıbyan mektepleri çocukların hem Kur’an-ı Kerim okumasını hem de dört işlem yapmasını öğretmek içindi. Yetişkinler büyük şehirlerdeki Medreselere giderdi. Vakıf yoluyla açılan Medreselerde din ve fen ilimleri öğretilirdi.

Mektep “kitap” kökünden, Medrese “ders” kökünden gelen kelimelerdir.

Üç kıtaya kılıçla hükmeden Osmanlı devleti, açtığı mektepler ve medreseler sayesinde ilmi de öğreterek insanlığa yepyeni bir medeniyet getirdi. 1580’de Rasathanenin yakılmasıyla başlayan devletin çözülme sürecinin sebebi ilmin ihmal edilmesi idi. Buna karşılık Rönesans’la canlanan Avrupa okullardaki yeni örgütlenmesiyle ilerledi.

Osmanlı devletinin yeniden güçlenmesini isteyen idareciler Sıbyan mekteplerinin ve medreselerin yerine Avrupa usulü mektepler açarak eğitim sistemini yeniledi.

Mütevazı bir şehir olan Osmaniye’de “halkın hukukundan emin olması için” Cebelibereket Sancağını kuran Sultan Abdülhamit “Cebelibereket Sancağı ahalisinin ilim ve maariften mahrum oldukları gibi İslam dininin gerçeklerinden dahi habersiz olmaları sebebiyle hallerinin ıslahı ve istikballerinin temini için Sancak ahalisinden toplanan Maarif ianesiyle mektepler açılması” için 1888’de ferman gönderdi. (M.Akif Terzi-Ahmet Ergün, Kınık’tan Kıyı’ya Osmanlı Belgelerinde Osmaniye, Osmaniye Bel. yy.-2013)

           Cebelibereket Sancağında “Abdülhamit Mektepleri” denilen Osmaniye Merkez’de Zükur ve İnas Mektepleri, Cevdetiye, Dervişiye, Çardak Köylerinde ibtidai mektepleri açıldı. (Sultan İkinci Abdülhamit Han Devri Osmanlı Mektepleri, Editör Ömer Faruk Yılmaz, Çamlıca Basım ve yayın AŞ, İstanbul–2007)

            İlkokul çağı çocukları ibtidai mekteplerine, yetişkinler “rüştiye” ve “idadi” mekteplerine gitti. Bu mekteplerin adı cumhuriyet döneminde ilkokul, ortaokul ve lise olarak değiştirildi.

 

OKUMAK KENDİNİ BİLMEKTİR

            Okumak, sadece bir yazıyı okumak değildir. Okumak aynı zamanda anlayabilmek, kendini tanıyabilmektir.  

            Zaman çabuk geçiyor, tarihi ve doğal çevremiz çok hızlı değişiyor. Evlerimiz apartman oluyor, bahçelerimize siteler dikiliyor. Eski dükkânların yerine AVM’ler, eski kahvehanelerin yerine Kafeler açılıyor.

İnternet ve teknoloji hayat tarzımızı derinden etkiliyor.

            Bu gelişmeleri anlayabilmemiz, kendimizi bilebilmemiz için geçmişimizi, kendimizi ve geleceğimizi doğru okuyabilmemiz gerekiyor.                

            Bilim, doğruluğu kanıtlanmış bilgilerdir. Bilgi; merak ile başlayan, yazmak ve anlamakla gelişen bir gizli hazinedir. Bilgiler yazı ile duygular şiir ve resim gibi sanat eylemleriyle ifade edilir.  

            Osmaniye’ye matbaa 1954’te gelmiştir. Matbaanın gelmesiyle 1954’te çıkan Osmaniye Postası Gazetesi, 1956’da çıkan Yedi Ocak Gazetesi Osmaniyeli öğrencilere okuma, araştırma ve yazma, yazılanları gazeteler yoluyla paylaşma imkânı vermiştir.  

            Hatta öğrenciler yazılarını, şiirlerini, resimlerini okullarının duvar gazetelerinde sergileyerek kendini gösterebilmiştir.

            Bugün de yetenekli öğrencilerin yazıları, şiirleri, hikâyeleri, hatta resimleri hem okullarının duvar gazetelerinde hem de yerel gazetelerde sergilenmelidir.  

            Sayıları artan matbaalar sayesinde öğrencilerin çalışmaları aileleri tarafından birer kitap haline bile getirilmelidir.

            Çünkü yazmak okumak kadar önemlidir ve anlamanın en etkin yollarından biridir.  

            İyi insan olabilmek için öncelikle kendini anlamanın ve bilmenin önemini gönül sultanlarımızdan Yunus Emre ne güzel ifade etmiştir.

“İlim ilim bilmektir

İlim kendin bilmektir.  

Sen kendini bilmezsin

Bu nice okumaktır.”

 

  • Pazar 34.3 ° / 19 ° Güneşli
  • Pazartesi 29.3 ° / 15.4 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Salı 25.8 ° / 16.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı