Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Kendisi Kozanlı, ancak Osmaniye'mizin de eniştesi olduğu için, Osmaniyeliler Halit beyi çok severdi. Adana’nın eski, çok meşhur bir siyasetçisi ve eski Orman Bakanı Halit Dağlı’dan bugün sizlere biraz bahsetmek istiyorum.
Halit Ağabeyimin kayınpederinin yanında uzun yıllar çalıştığım için ve gazeteci olduğum için beni tanırdı. Memleketimizin eniştesi olduğu için Osmaniye’den gelen kim olursa olsun, işini yapmaya özen gösterirdi.
Halit Ağabeyim çok güçlü ve sözünün eri bir siyasetçiydi. Yanına uğrayan ve iş yaptırmak isteyen kim olursa olsun, talep yasalsa, onu yanına oturtur, iş ile ilgili nereyi araması gerekiyorsa hemen arar, yapılacak bir işse, gelen misafirine hemen orada "işin oluyor" veya "olmuyor" derdi. Asla “Bugün git, yarın gel.”, “Biraz bekle, sabret.”, “Ben çözeceğim, benden haber bekle.” gibi bir cümle kullanmazdı, asla oyalama taktiği yoktu. Yani, iş oluyorsa hemen olurdu, olmuyorsa da olmazdı; meseleyi orada noktalardı.
Bir gün biz bir iş için gittik. Hemen ilgili yeri aradı, görüştü ve bana dönüp “Bahriciğim, bu işiniz olmaz.” dedi. İşimiz olmayınca biraz bozulduk ama doğrusunu yaptı ve bizi oyalamadı. Biz de döndük geldik. Yani Ankara’ya git gel, uğraş, zaman kaybet gibi işler Halit Ağabeyimde yoktu. Varsa var, yoksa yok.
Diğer siyasetçiler eskiden nasıldı bilmiyorum ama Halit Ağabeyimde kimseyi kandırma ve yalan söyleme gibi bir şey asla yoktu. Şimdiki siyasetçilere bakıyoruz, maalesef on lafından sekizi yalan ve milleti boş yere bekletme taktiği kullanıyorlar. Halbu ki, yapılacak işe yapabilirim. Yapılmayacak işe de ben bunu yapamam kardeşim şeklinde konuşsalar, inanın herkes tarafından takdir edilirler. İnsanlara umut vererek oyalamak, bir işi yapmaktan daha kötü bir durumdur.