Sene 1976 İDÇ fabrikasında Hammadde Hazırlama ve Sinter Ünitesinde makine bakım ve onarım bölümünde işçi olarak çalışıyorum. Sanat okulu mezunu olduğumuz için bizi hemen işe aldılar. !9 yaşımı yeni bitirmiş deli taylar gibi çılgın dönemimizi yaşıyoruz. Çok hızlı ülkücüyüz. Özellikle can arkadaşım kardeşim Zafer Örsdemir’le işe gidip gelirken trendeki en hızlı genç ülkücüleriz.
O yıllar da duvarlara slogan yazmak modaydı . Trenin duvarları sloganlarla doluydu. Tren İskendeuna gidince solcular, Osmaniye tarafına gelince biz duvarları sloganlarla dolduruyoruz. İşimiz çok sıkı değildi, cevher taşıma bantlarında arıza olursa tamir için gidiyor çok zaman işyerinde arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Ben boş olduğumuz tüm zamanlarda arkadaşlara ülkücülüğü ve MHP yi anlatıyorum. İş arkadaşlarımız da bizi gerçekten çok seviyorlardı. Bu vesile ile hayatta olanlara hayırl ve uzun bir ömür, vefat edenlere Allah’tan rahmet diliyorum.
!977 yılında girdiğim üniversite sınavında aldığım puanla hemen hemen tüm Eğitim Enstitülerine girebiliyordum. Gaziantep Eğitim Enstitüsüne ( ortaokul ve liselere öğretmen yetiştiren zamanın okulları) gitmeye karar verdim. Tam o sırada askerlik emrim geldi ANKARA MAMAK MUHABERE OKULLARINA askerliğim çıkmıştı.
İşten ayrılırken , kendi isteğimizle ayrılısrsak çok düşük bir tazminat ödeniyordu. Ancak askere gidenler yani askerlik çağrı yazısı olup askere gideceğim diyerek işten ayrılanlara tam tazminat ödeniyordu. Yani askere gideceğim diye dilekçe versem kırk bin TL, okula gideceğim diye dilekçe verip ayrılırsam dört bin TL tazminat ödeniyordu.
Fakir bir aile çocuğuyum, okula gideceğim için paraya ihtiyacım var benim durumumda olan herkes askere gidecem diye dilekçe verip 40.000 TL aldılar.Bir gece sabah kadar düşündüm. Beni iş yerimde herkes ülkücü olarak biliyor. Ben her gün dürüstlüğü mertliği anlatıyor, yalancılığı ve devlet malına zarar verenleri lanetliyorum. Eğer askere gidiyorum diye dilekçe verir de parayı aldıktan sonra okula gidersem herkes benim şahsımda davama ülkücülüğüme laf edecek. “ dürüstlükten, doğrulukten, müslümalıktan bahsediyordu bak para için yalan da söyledi devleti de kandır dı.
Madem davam zarar görecek ben bu parayı almam dedim.Rahmetli Gkhan ERKMEN abim ailemin durumunu bildiği için , “bu senin yasal hakkın paranı al” dese de almadım. Davam için paradan vaz geçtim. Bunları ben dava adamıyım , doğruyum dürüstüm diye anlatmaım. Nefsimin esiri olmaktan Allah’a sığınırım. Ancak bu gün dava adamıyım diyenler, bir siyasi partilerin vitrinine bağdaş kurup hiç ayrılmadan oturanlar : acaba yaptıkları eylem , ticaret ve fiillerden benim davam, benim partim, veya benim dinim zarar görür mü diye hsap yapıyor ve yerine göre davası için kişisel menfaatlerinden vaz geçiyorlar mı ? Bunu çok merak etttiğim için yazıyurm bu yazıyı.
Sonuç olarak dava adamı, attığı her adımmın, yaptığı ticaretin yaşam tarzının davasına ya da partisine zarar verip vermediğini sorgulamıyorsa, zarar vereceğini düşündüğü işten vaz geçmiyorsa o dava adamı değil, DAVA’DAN GEÇİNEN ADAMDIR. Vesselam.
Allaha emanet olunuz.