Merhaba Çok değerli okuyucularım,
Toplumsal vicdanımızı derinden sarsan bir meseleyi bugün bir kez daha masaya yatırmak istiyorum. Sosyal medyayı açıyoruz, televizyonu izliyoruz, gazeteye bakıyoruz; karşımıza hep aynı acı tablo çıkıyor: Amerika’da gen tedavisi olması gereken bir çocuk için yardım kampanyası… Aileler, evlatlarının yaşaması için milyonlarca dolar toplamaya çalışıyor. Çünkü tek bir gen tedavisinin maliyeti 2 milyon dolara kadar uzanıyor. Bu rakam, bırakın dar gelirliyi, orta gelirli bir ailenin bile altından kalkamayacağı bir yük. Sonuç mu? Anne baba evladını yaşatmak için yollara düşüyor, sesini duyurmaya çalışıyor, sosyal medyada adeta çığlık atıyor. Haklılar mı? Elbette. Hem de sonuna kadar.
Türkiye’de bu nitelikteki hastaların sayısı en fazla 2 bin civarında. Yani sayısal olarak devletin kolaylıkla üstlenebileceği bir yük. Bu çocukların tedavi masraflarını karşılamak, onları sokak aralarında bağış toplamak zorunda bırakmamak, devletimizin güçlü iradesiyle bir gecede çözülebilecek kadar net bir sosyal devlet görevidir. Yıllardır bu konuda atılan adımların yetersiz kaldığını açıkça söylemek gerekiyor. Çünkü devlet, millet içindir. Milletin evladının tedavi olmak için çaresizce yardım beklemesi kabul edilemez.
Buradan Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’na bir çağrıda bulunmak isterim: Bu tedaviler için gereken bütçe, devletin genel harcama kalemleri içinde yüzde 00.01’e bile denk gelmeyecek kadar düşük. Böylesine küçük bir maliyetin yüzlerce ailenin hayatını tamamen değiştireceğini görmek için büyük bir analize gerek yok. Bu yük devlet için küçük; ama o aileler için kelimenin tam anlamıyla hayat memat meselesidir.
Bu noktada sadece gen tedavisi değil, lösemi gibi yüksek maliyetli hastalıklar da aynı derecede hayati öneme sahip. Lösemi, sadece tıbbi bir teşhis değildir; aileleri hem ekonomik hem duygusal olarak tüketen, ağır bir yaşam mücadelesidir. Kemoterapi protokolleri, ilaçlar, özel beslenme gereksinimleri, tetkikler… Hepsinin toplam maliyeti, orta gelirli bir aileyi bile çaresiz bırakacak boyutlardadır. İşte tam bu nedenle devletin rolü yalnızca sosyal güvenlik sunmak değil; vatandaşının yaşam hakkını güvence altına almaktır.
Bazı bürokratlar bütçe disiplinini konuşacaktır, bazı uzmanlar prosedürleri… Ancak unutmayalım: Bir ülkenin gerçek gelişmişliği, hastasının çaresiz kalmadığı bir sağlık sistemiyle ölçülür. Özellikle söz konusu olan lösemi ve gen tedavisi gibi ağır ve pahalı hastalıklarsa, devlet desteği bir lütuf değil, asli bir yükümlülüktür.
Sonuç olarak, milletin vergisiyle yönetilen bütçe, milletin evladını yaşatmak içindir. Ne daha azı, ne daha fazlası. Gen tedavisi bekleyen çocukların ve lösemi hastalarının tüm tedavi masraflarının devlet tarafından eksiksiz karşılanması; insanlığın, hakkaniyetin ve sosyal devlet anlayışının merkezinde yer almaktadır.
Bu satırları sadece bir köşe yazısı olarak değil, gecenin bir yarısında hastane koridorlarında umut arayan yüzlerce ailenin sesi olarak değerlendirelim. Çünkü tedavinin maliyeti yüksek olabilir; fakat insan hayatının değeri her şeyin üzerindedir.




