Bizler Atamızın, “ Yurtta Barış Dünyada Barış “ sözünden hareketle hem yaşamımızda hem de siyasal hayatımızda yol yürüdük.
Buna karşın, Madımakta ağıtlar yakarken
Birileri de ateş taşıdı.
Bizler, gencecik fidanlar darağacına giderken göz yaşı döktük
Birileri de TBMM’de arka sıralara dönerek yoklama aldı.
Bizler, kavgayla değil barışla yol alırız dediğimizde
Olmadık hakarete maruz kaldık.
Daha dün seçim meydanlarında
Terörist, hain, diye ve hatta onların savunucusu diye millete olmadık laf söyleyenler
Bu gün TBMM de barışdan, kardeşlikten ve samimiyetten bahsediyor.
Ve bizde hayretle ve şaşkınlıkla bakıyoruz.
Sizde haklısınız
Bu millet nelere kanmadı
Bu millet neleri yemdi
Bunu da hazmeder diyorsunuz
Haklısınız siz hazmettikten sonra
Kimler hazmetmez ki !
Ama inanın bu millet sizin kadar
Ne karnı geniş
Ne de hazmedecek karnı sağlam
Güzel Milletim !
Bana kalırsa
Ne iç çekişmelerle siyaset yapın
Ne de dış çekişmelere alet olun
Çünkü, tabanda herkes aynı caddeye mecbur yaşıyor
Acı da ve tatlıda yüz yüze geliyor
Madem barış dili
Madem kardeşlik türküleri
Azizim, zaten bizim dilimiz kardeşlik türküleri söyler
Bizim yüreğimizde barışın ve kardeşliğin ruhu yaşar.
Tıpkı Nazımın dediği gibi ;
BİR AĞAÇ GİBİ TEK VE HÜR
BİR ORMAN GİBİ KARDEŞÇESİNE “