Dr. Alaiddin Koşar


İngilizce Öğrenip Türkçe Konuşmayı Başarmak

İngilizce, günümüzde 50’den fazla ülkenin resmi dili olmakla birlikte 100’e yakın ülkede yaygın bir şekilde konuşulmaktadır. Uluslararası, ticari ve siyasi ilişkilerde önemi kesinlikle yadsınamaz.


İngilizce, günümüzde 50’den fazla ülkenin resmi dili olmakla birlikte 100’e yakın ülkede yaygın bir şekilde konuşulmaktadır. Uluslararası, ticari ve siyasi ilişkilerde önemi kesinlikle yadsınamaz. Ulusal sınırlar içerisinde de önemi oldukça fazladır. Dünya gündemini, teknolojik ve bilimsel gelişmeleri takip edebilmek, gençlerin istihdam şansını artırabilmesi, yurt dışında eğitim görme imkânları ve burada sayamayacağımız daha pek çok sebep için önemli bir dildir İngilizce. Peki biz İngilizce’yi bu amaçlar için mi öğreniyoruz ya da öğrendiğimiz ingilizceyi bu amaçlar için mi kullanıyoruz? Yahut İngilizce’yi gerçekten öğreniyor muyuz?

Hepimizin bildiği üzere 1 Kasım 1928’de 1353 sayılı yasa ile Mustafa Kemal Atatürk Harf Devrimi gerçekleşti ve yeni Türk harfleri kabul edildi. Atatürk’ün bu devrimine nasıl sahip çıkıyoruz, güzel Türkçe’mizi şu an günümüzde nasıl kullanıyoruz bir bakalım isterseniz. En çok yazıp, konuştuğumuz, zaman geçirdiğimiz yerin sosyal medya olmasından dolayı buradan başlamak istiyorum.

Instagram uygulamasının “hikaye” özelliğini hepimiz biliyoruz ama çoğu kişi bu özelliğe hikaye demek yerine “story” demeyi tercih ediyor. Hikaye yerine story demek daha mı havalı oluyor bilemiyorum… Bir de bu STORY (!) özelliğinde paylaşılanlar var. Düğün ve nişan gibi törenlere gidildiğinde çekilen fotoğrafa hemen bir etiket yapıştırılır. Ahmet ve Ayşe WEDDING (düğün), Ahmet ve Ayşe ENGAGEMENT (nişan). Sanırsın ki düğün ya da nişan İngiltere’de yapılıyor. “Ahmet ve Ayşe’nin Düğünü” demek bizi gariban mı gösteriyor dersiniz? Bir de pazar günleri çalışanların “BORING SUNDAY” etiketleri var. Annesiyle fotoğraf koyanların “WITH MOM”; yakın arkadaşıyla fotoğraf koyanların “BRO, SISTA” gibi tabirleri var ki içler acısı.

Sosyal medyadaki örneklerden sonra günlük konuşma dilinde de durum farklı değil. Özellikle çalışma hayatında yapılan bazı faaliyetlerin kontrol edilmesi için kontrol edelim diyene nadiren rastlarız. Bunun yerine kullanılan “check edelim” tabiri nasıl bir tabirdir ki ilk sözcük İngilizce ikincisi Türkçe. Bari tam İngilizce söyleyin ki bir şey biliyor sansınlar… Bugün tatil günüm yerine kullanılan “off günüm” ise artık olayın nerelere geldiğini gösteren son nokta diyebilirim.

Günlük dilden sonra iş yeri isimlerine bakalım mı? Hani şu İnglizce ve Türkçe harmanlı ortaya karışık iş yeri isimleri. İş yerini daha çekici kılmak, daha çok müşteri çekmek amacıyla yapılan ama kimi zaman komik duruma düşen, dalga konusu olan bu iş yerlerinin sayısı oldukça fazla. Künefeji, Dönerchi, Simit Center, İlker Marketing, Mehmet Car Wash… Bunun gibi ve buna benzer yüzlerce örnekleri zaten her gün görüyoruz sokaklarda. Bunları görünce insan bir düşünüyor, burası Türkiye be kardeşim. Bu isimler nedir ve neden?

Yukarıda bahsettiğim örnekleri farklı alanlarda ve farklı şekillerde görmek de mümkün ama hepsini burada yazmaya zaman da çaba da yetmez. Bu gibi isimler, konuşmalar, paylaşımlar emin olun bizleri daha iyi, daha popüler, daha havalı göstermiyor. Olan güzel Türkçe’mize oluyor ve gün geçtikçe dilimiz yozlaşıyor, dilimizi unutuyoruz. İngilizce’yi öğrenelim, yazalım, konuşalım ama gerektiğinde yapalım bunları. Türkçemi’zi katletmesine, bizi egemenliği altına almasına izin vermeyelim.

Yazımı sonlandırırken Ömer Seyfettin’in şu güzel cümlesine kulak vermenizi isterim: “Mademki Türk’üz, o halde bir Türk gibi görür, bir Türk gibi düşünür, bir Türk gibi davranırız ve bir TÜRK GİBİ YAZARIZ.”

Sevgili okurlarım çocuklarımıza, torunlarımıza ve gelecek nesillere güzel bir Türkçe bırakmak istiyorsak bu dile sahip çıkmalıyız. Biz sahip çıkmazsak başka kimse sahip çıkmayacaktır…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

  • Salı 25.8 ° / 16.9 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Çarşamba 26.3 ° / 18.2 ° Orta kuvvetli yağmurlu
  • Perşembe 22.2 ° / 16.9 ° Orta kuvvetli yağmurlu