Merhaba çok değerli okurlar,
Günlerdir Metin Tamer deprem konutlarını yapan firmanın yolun ortasına yaptığı kaçak inşaattan bahsediyoruz. Ancak ne hikmetse, bu kaçak inşaata müdahale etmesi gerekenlerden hiç ses çıkmaması Osmaniyelileri derinden üzüyor.
Ben de Osmaniye sevdalısı bir gazeteci olarak, bu inşaatı yapan müteahhiti kutluyorum. Adama helal olsun. Osmaniye’ye dışarıdan iş yapmaya gelip, iyi de bir para kazanacak olmasına rağmen, böyle kaçak inşaat yapması ve buna da kimsenin ses çıkarmaması, gerçekten büyük başarıdır. Hatta bu müteahhiti yılın iş adamı ilan ediyorum.
Neden mi? Fakire fukaraya gelince ejderha kesilenler, maalesef güçlü karşısında kuzu gibi susuyorlar. Dünyanın neresinde görülmüş şehrin ortasında kaçak inşaat yapıldığı? Ancak burası Osmaniye, burada her şey olabilir. İsteyen istediği yere istediğini yapabilir. Tabii yapanın durumuna göre kanunlar işler. Kaçak inşaat yapan güçlü biriyse, herkesin gözü kör olur, kimse görmez. Eğer garibansa herkes görür ve nefes aldırmazlar.
Yazık, bu memleket böyle mi olmalı? Herkes için eşit olan kanunlar kişiye göre farklı uygulanmamalıdır. Yolu kapatarak kaçak inşaat yapan müteahhiti belki yetkililer görmüyor ama, inanın Allah görüyor. Neler olup bittiğini çok iyi takip ediyorlar. Yarın bir gün geldiğinde bu vurdumduymazlığın mutlaka bir yansıması olacaktır.
Biz görevimizi yapıyoruz. Yapılan haksızlığa gönlümüz razı olmuyor. Kimse kimseye haksızlık yapmasın istiyoruz. Ama ne diyelim, paşa gönlünüz bilir. Bu kentte olan olumsuzluklara göz yumarsanız, buraya ihanet etmiş olursunuz. Yarın birisi de çıkıp yolun ortasına başka bir bina yaparsa buna bir şey deme hakkınız da olmaz.
Bizde “bana ne herkes ne yaparsa yapsın” diye biliriz. Diyemiyoruz, çünkü biz bu memleketin sahipleriyiz. Bu kente sahip çıkmak da asli görevimizdir.
