Kahvenin tam olarak ne zaman ve kim tarafından keşfedildiği bilinmemesine karşın yaygın olarak bilinen ve kabul gören bir efsane vardır. Kaldi isimli bir çoban, Habeşistan’da (Etiyopya) keçilerini otlatırken keçilerinin bir ağaçtaki çekirdekleri yediğini görür. Bundan sonra ise keçilerin daha hareketli ve aktif olduklarına, diğer gecelere göre o gece çok uyumadıklarına şahit olur. Daha sonra bir dervişe giderek bu olayı anlatır ve keçilerinin yedikleri çekirdekleri de yanında götürür. Derviş bunu saçma bulur ve Kaldi’nin elindeki çekirdekleri alarak ateşe atar. Bir süre sonra ateşte kavrulan o çekirdeklerin şahane kokusu odayı kaplar. Daha sonra derviş ile Kaldi bu çekirdekleri sıcak suda kaynatmaya başlar ve bugünkü kahvenin ortaya çıkış temelleri atılır.
Yüzyılların geçmesi ile birlikte kahve Arabistan’a, Avrupa’ya ve zamanla tüm Dünya’ya yayılır. Ülke ekonomilerinin ihracat ve ithalatlarında büyük paya sahip olmaya başlar. Öyle ki günümüzde kahve, petrolden sonra ticari hacmi en büyük 2. üründür. Bu ürünün Dünya’da en fazla ürteildiği yer Güney Amerika ülkeler,nden biri olan Brezilya’dır. Burada yaklaşık 27.000 km2 kahve ekim alanı bulunmaktadır ve yılda ortalama 2.600.000 ton kahve üretilmektedir. Kahve üretimini Brezilya’dan sonra Vietnam, Kolombiya ve Endonezya takip etmektedir. Yıllık olarak bu ürünün Dünya’daki ticari hacmi ise 170 milyar $ üzerindedir.
Kahvenin Türkiye’deki durumuna baktığımızda yıllık tüketimi ortalama 100.000 tondur. Genç bir nüfus yapısına sahip olmamız ve neredeyse her köşe başında bir kafe ya da kahvecinin bulunması bu verinin en büyük göstergesidir diyebiliriz. Tüketiminin oldukça fazla olduğu bu ürünün üretimi ise ülkemizde henüz yoktur. Bunun sebebi ise Türkiye’nin bulunduğu iklim kuşağıdır. Ancak Antalya’nın Gazipaşa ilçesinde bir üretici hobi amaçlı kahve meyvesini üretmeyi başarmıştır. Bunun sonucunda Antalya Valiliği, Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü, Müstakil ve Sanayici İşadamları Derneği ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü arasında imzalanan protokol ile kahve üretimine ilişkin bir proje başlatılmıştır. Eğer bu projede başarı sağlanırsa Türkiye’nin kahve ithalatı zamanla düşüş gösterecek ve kahve ihracatındaki payı artacaktır. Bu durum yurt içinde kahve fiyatlarında bir düşüşe ve dolayısıyla kısa vadede talebin artmasına zemin hazırlayacaktır. Tüm bunların sonucunda kahve üzerine gerçekleştirilecek yatırımlarda ve şubeleşmelerde artış gözlemlenecektir.
10-15 yıl sonra kahve üretiminde ve ihracatında söz sahibi olacak kadar üretimimizin ve ihracatımızın olması dileğiyle…
