Saim Bey 1896 yılında Kozan’da dünyaya gelmiştir. Babası Kozan Mutasarrıflığında memur Diyarbakırlı Şükrü Efendi, annesi İstanbullu Atiye Hanımefendi’dir. Diplomasında adının Saim Ruhi olduğu belirtilmiştir.
“1329-1330 senesi mezuniyet sınıfında iken Teşrinievvel 1335’te (1919) ikmal-i tahsis eden 6595 atik, 1346 cedit numarada mukayyet olup aliyyülala derecede isbat-ı liyakat ve ehliyet etmiş olan 26 yaşında Kozanlı Saim Ruhi Efendi’nin şahadetnamesidir.” (68)
Saim Bey, küçük yaşta babasını ve annesini kaybetmiştir. Kozan’da beş yaşında gittiği Mahalle Mektebi’ni üç yılda bitirmiş, çok zeki olduğu için ağabeyi İskender tarafından yaşı büyütülerek Kozan Rüştiye (Ortaokul) Mektebi’ne gönderilmiştir. Adana’da İdadi (Lise) Mektebi’nden mezun olduktan sonra 1910 yılında İstanbul Hukuk Fakültesi’ne gitmiştir. (69)
Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi iken çıkan 1. Dünya Savaşı sebebiyle gönüllü asker olmak istemiş, kısa bir eğitim gördükten sonra Kars/Kafkas cephesinde, Ordu Komutanı Enver Paşa’nın yaveri olarak hizmet etmiştir.
Mondros Mütarekesi sebebiyle ordunun terhis edilmesi üzerine Saim Bey, fakülteye devam etmeyip işgal altındaki memleketi Kozan’a gelmiştir. Kuvayımilliyecilerle birlikte hareket etmiştir. Kendisini makamına çağıran Adana işgal Valisi Albay Bremond’un Fransa’nın adil bir devlet olduğunu söyleyip azarlamasına tahammül edemeyen Saim Bey yüzüne karşı demiştir ki;
“Albay! Biz vatanperverler, sizin zulmünüzden değil adaletinizden korkarız. Elinizden geldiği kadar zulüm ve işkence yapınız. Bunlar bizi ancak güçlendirir.”(70)
Adana işgal Valisi Bremond tarafından il dışına sürgün edilen Saim Bey, İstanbul’a gitmiş, imtihanlarını vererek 1919 yılında Hukuk Fakültesini bitirmiştir. Harbiye Nazırı Mersinli Cemal Paşa’nın verdiği 400 lira harçlıkla Ankara’ya gelen Saim Bey Mustafa Kemal Paşa tarafından Feke Kaymakamlığına tayin edilmiştir.
Feke Kaymakamı Saim Bey huzurlu değildir. Demiştir ki;
“Yurdumun muhtelif yerlerinde düşman bulunur, onların pis çizmeleri güzel yurdumuzu kirletirken ben burada bir kalem efendisi olarak pasif bir halde duramam. Bu beni çok üzer. Yurdumun taşı toprağı, canlı cansız her şeyi tamamen hürriyetine, istiklaline kavuşmadan yeşil masada oturup keyfime bakarsam bu yurdun ekmeği aşı bana haram olur. Böyle kara günde millet kan ağlarken ben kadife koltukta oturamam.” (71)
Kaymakam Saim Bey’in ısrarlı isteği üzerine Üsteğmen rütbesi ile Kadirli Merkez Komutanlığına, sonra da Ceyhan Grup Komutanlığına getirilmiştir.
