Dr. Fahrettin Şanal


Münazara; Fas’tan Endonezya’ya kadar…

Münazara; Fas’tan Endonezya’ya kadar…


Münazara ne demektir? Aslında herkes münazara kelimesinin ne anlama geldiğini bilir. Olsun yine de Türk Dil Kurumu (TDK) sözlüğüne bakmakta fayda vardır. TDK sözlüğü münazarayı “Bir konu üzerinde, belli kural ve yöntemlere uyularak yapılan tartışma” diye açıklamış. Bu açıklamaya göre bir konu olacak, o konu üzerinde zıt düşünceler olacak ve bu düşünceler karşılıklı olarak ortaya konulacak. Yani konunun lehinde ve aleyhinde olanlar tartışacaklar. 

Şimdi münazara/tartışma, bir konu, lehte ve aleyhte konuşmacılar gibi kelimer sizlere televizyon kanallarındaki tartışma programlarını çağrıştırmasın. O programlarda öyle yöntem ve belirli kurallar göremezsiniz. En azından bir moderator tartışmayı  istediği şekilde yönlendirir. Münazarada ise iki grup ve bu grup üyelerinin savunmalarını değerlendiren bir jüri heyeti vardır. Bir örnek vereyim.

Ortaokulda okurken (1967-70) sınıf öğretmenimiz “sabahcı ve öğleci sınıflar arasında bir münazara düzenleneceğini” söyledi. Bizim sınıftan beş kişilik bir grup oluşturdu. Bizim münazara konumuz “ Ortaöğretimde branşlaşma olmalıdır”, öğlenci grubun konusu ise “olmamalıdır” idi. Sonuç bizim grup kazandı. Aldığımız ödül de İvo Andriç’in “Drina Köprüsü” romanı idi.

Yıllar sonra Eğitim Enstitüsü, İngilizce Öğretmenliğinde okurken İngilizce Konuşma derslerinde münazaralar yapardık. Tabi ki İngilizce olarak yapmaya çalışırdık. L G Alexander ‘ın 1973 basımı “For and against” (*) kitabı münazara konusunda efsane idi. 

1980 yılında Eğitim Enstitüsü/Yüksek Öğretmen Okulu İngilizce Öğretmenliği bölümüne atanınca, öğrenciliğimde öğrendiklerimi uygulama fırsatı buldum.1981 yılında o kitaptan seçtiğim bir konuda İngilizce münazara (debate) yaptırmıştım. Konu (we hope teaching-machines replace teachers.) “Öğretmenlerin yerini öğretim makinelerinin almasını umuyoruz.” idi. 52 sene önce yapay zeka değil de “öğretim makinaları” deniliyormuş! Geçenlerde Yapay Zekaya bu konuyu sordum. Az kalsın benimle dalga geçecekti. Öğretim makinası da neymiş, sen yapay zeka mı demek istiyorsun diye bana sordu!

İngilizce konuşma derslerinde tabi ki öğrencilerin ilgilerini çekecek konularda tartışma yaptırırdım. Bazı konulardan örnekler vereyim; “evlilik, sigaranın zararları, televizyon, karma eğitim, internet, kuşak çatışması, sınavlar gibi konular. Bunlar her öğrencinin de rahatça tartışabileceği konulardır. 

Bir de hassas, zorlu her öğrencinin ilgisini çekmeyen konular vardır. O tip konulardan uzak dururdum. Ama bir konu vardı ki onu İngilizce konuşma dersine girdiğim yıllarda mutlaka sorardım. Dahası tartıştırırdım. Konuyu hazırlanmaları için de en az bir hafta süre verirdim. Durun bakalım, bu bahsedeceğim konu sizin ilginizi çekebilecek mi?

“Fas’tan Endonezya’ya kadar halkının çoğunluğu Müslüman olan ülkelere bakınız. Gerçekten Müslüman ülkeleri gözünüzde canlandırın. O ülkelere baktığınızda göreceksiniz ki, milliyetleri, doğal kaynakları, yüz ölçümleri, rejimleri hemen herşeyleri farklıdır. Ama tek ortak noktaları vardır! Sahi bu Müslüman ülkelerin tek ortak noktaları nedir? Tahmin ettiğiniz gibi bütün Müslüman ülkelerin tek ortak noktası, hepsinin gelişmekte olan ülkeler olmalarıdır. Batılılar ayıp olmasın diye “geri kalmış” ülkeler demiyorlar! 

Zenginlikle gelişmişliği birbiriyle karıştırmayalım. Bir gazete haberinde okumuştum. Diyelim ki 16 Müslüman ülkesinde, bir yılda yayımlanan bilimsel makale sayısı, bir Amerikan Üniversitesinde yayımlanandan daha az! Dünya bilimine Müslüman ülkelerinin katkısı hemen hemen hiç yok gibi! Zengin Müslüman ülkelerin hayat standardı veya kurdukları montaj sanayileri gelişmişlik olarak algılanmasın. Gerçekten Müslüman ülkelerde tıp, fizik, astronomi bırakın fen bilimlerini sosyal bilimlerde, edebiyatta çığır açan bir alim var mı? Ama Osmanlı, ama Endülüs, ama İbni Sina, ama Farabi demeyin! Onlar gurur duyduğumuz, tarihte kalmış yıldızlarımız. Çağımıza, günümüze gelelim.

Evet tekrar edeyim. Yıllarca İngilizce Konuşma derslerinde sorduğum münazara konusuna sizler ne dersiniz? Fast’an Endonezya’ya kadar bütün Müslüman ülkeler neden geri kalmış ülkelerdir? Sebep? Mazeret yok! Daha 1940 lı yıllarda kurulmuş İsrail ile Müslüman ülkelerden herhangi birini karşılaştıralım mı? Ya da hepsini karşılaştıralım mı? Sizler karşılaştırmayı yapın. Ben sebepe takıldım. Sebep eleştirel düşünce olmaması, sorgulama eksikliği olabilir mi? Eğitimde akılcılığı, yenilikçiliği, ve bilimi bırakıp sadece gelenekçiliğe ve nakilciliğe önem vermek olabilir mi? Haydi sizlerle bir münazara yapalım. Bir tarafta Japonya,Çin, İsrail,Hindistan ve Batı ülkeleri, diğer tarafta Müslüman ülkeler! 

(*) For And Against. An Oral Practice Book For Advanced Students Of English

by L. G. Alexander 

Fazıl Şanlıtürk
2.07.2025 21:25:26
Emeğine ve yüreğine sağlık kardeşim.

  • Cuma 34.4 ° / 19.4 ° Güneşli
  • Cumartesi 31.1 ° / 20.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 32 ° / 20.1 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı