İl Milli Eğitim Müdürlüğünün başlattığı “Osmaniye Okuyor” projesi kapsamında yazar- öğrenci buluşmasının konuğu olarak Sultan Baybars Anadolu Lisesi öğrencileri ile olduk.
Türkiye’de Müzecilik konulu söyleşimizde, Osmanlı devrinde mukaddes emanetlerle başlayan müzeciliğimizin Osman Hamdi beyin başlattığı modern müzecilikle gelişiminin, bugün Arkeoloji Müzeleri yanı sıra kent müzeciliği ile çeşitlenmesinin önemini söyledik.
Müzeleri gezerken insanoğlunun paleolitik çağdan günümüze kadarki öyküsünün genel hatlarıyla bilinmesi gerektiğini; müzelerin taş eserler salonlarını süsleyen muhteşem heykelleri, dönemin dini ve sosyal hayatının dantel gibi işlenerek betimlendiği mermer lahitleri, kullanma kapları ile başlayan pişmiş toprak eserleri, madeni ürünleri içinde göz kamaştıran sikkeleri, mücevherat salonlarındaki kolyeleri, küpeleri, bilezikleri incelerken duygudaşlık yapmanın önemini söyledik.
“Bin tanrılı Hitit ülkesi” Anadolu’da, ekonomik güçlerle desteklenmiş mitolojik tanrı titanların muhteşem heykellerine karşı tevhit dinini anlatmakla görevli peygamberlerin mücadelesinin anlaşılabilmesini istedik.
Sultan Alparslan’la vatan olan Anadolu’da Selçuklu Devletini kuran Kutalmışoğlu Süleyman Şah’ın fethettiği Çukurova’da Türk kültürünün gizemli örneklerinin daha bir duyarlıkla incelenmesini tembih ettik.
Adana Müze Müdürü iken Yüreğir/Cine Köyü’ndeki tarladan çıkardığım ve Çukurova kültürüne kazandırdığım dünya şaheseri geç Hitit devri Tarhunda heykelinin öyküsünü bir anı kabilinden anlatırken kazı alanlarının da ziyaret edilmesinin gereğini örnekledim.
Müzecilik kavramı içinde; düzenlenmiş ören yerlerinin ve kalelerin hatta kültür varlığı evlerin mutlaka irdelenmesini ve sahiplenilmesini istedim. Bu bağlamda Karatepe Açık Hava Müzesi’nin, Kastabala ören yerinin ve ortaçağ kalelerinin gezilmesini, incelenmesini önerdim.
Tarihi çağlara yolculuk tadında geçen söyleşimizi ilgiyle dinleyen öğrencilere, okullarına konuk eden Sultan Baybars Anadolu Lisesi idarecilerine ve öğretmenlerine teşekkür ederim.
