Dr. Fahrettin Şanal


Ocak 1968, 1946, 1922 Ocak ayı sizlere neler çağrıştırıyor

Ocak 1968, 1946, 1922 Ocak ayı sizlere neler çağrıştırıyor


Şimdi diyeceksiniz böyle soru mu olur. Hangi yılın Ocak ayını soruyorum acaba! 1922 yılının mı, 1946 yılının mı yoksa 1968 yılının mı? Neden bu yılları bahsettim açıklayayım. Aslında bilinen önemli olayları hatırlamakta fayda var. Bu vesile ile devirlerinin önemli olayları, günümüz bakış açısıyla muhakeme edilmiş olur. Tabi ki muhakeme ederken o tarihteki şartları da akıldan çıkarmamak lazımdır. 

Hangi yılın Ocak ayından başlayayım? En son tarihten, yani 1968 yılı 4 Ocak tarihinden başlayayım. Ben Ortaokul ikinci sınıfta iken memleketimiz Osmaniye çok önemli bir ölüm haberi ile çalkalanmıştı. Ölüm deyince sıradan, normal bir ölümden bahsetmiyorum. Osmaniyeli Ankara İlahiyat Fakültesi Öğrencisi kaldığı yurtta dönemin tabiriyle inançsız, komünistler tarafından hem de bir ramazan günü öldürülmüştü! Dahası öldürülen öğrenci devamı gelecek olan sağ sol çatışmasının ilk kurbanı idi. Kimden mi bahsediyorum, tabi ki, ilk Ülkücü Şehit Ruhi Kılıçkıran’dan. Rahmetlik liseden Din Dersi hocam merhum Sıtkı Keskin hocanın da halasının oğluydu. Rahmetlikle ilgili merhum Sıtkı Keskin hocamın olayın sıcaklığında yazdığı çok hissi yazıyı okudum. Daha sonra yine liseden edebiyat öğretmenim merhum Salih Sefa Yazar hocamın Kılıçkıran’la ilgili şiirini de okudum. Okudum okudum da dönemin devlet adamları, akademisyenleri ve aydınları bu olayı, olayın arkasındaki sebebi, güçleri ve gidebileceği yönü okuyamamışlar mıydı? Herhalde okuyamamışlardı ki sağ veya sol hiç fark etmez yüzlerce genç hayatını kaybetmişti. Sadece hayatlarını kaybetmek değil o dönemlerin nesilleri de ziyan edilmişti. Allah o günleri bir daha göstermesin. Elbette iyi temennilerde bulunmak lazım. Ama yetmez, sorumlu kişilerin yani devlet adamlarının, ilim adamlarının, aydınların kısaca milletimizin tarihin tekerrür etmemesi için ellerinden geleni yapması gerekir. Sıra 7 Ocak 1946 tarihine geldi. 

Müsaadenizle ben bu tarihle ilgili biraz şımarık davranayım. Ülkemizde 14 Mayıs 1950 Beyaz İhtilali gerçekleştiren partinin yani dedemin Demokrat Partisinin (DP) kuruluş günüdür 7 Ocak 1946. Bu arada Beyaz İhtilali günümüz Turuncu Devrimleriyle karıştırmayın. DP halkın desteğini alarak, kansız, çatışmasız, 27 yıllık Tek Parti idaresine seçimle son vermiştir. Tabi ki bu beyaz devrimde katkısı olan, o dönemin Tek Parti Yönetiminin, yani Milli Şef İsmet Paşa ve arkadaşlarının onurlu davranışlarının da hakkını vermeliyiz. Günümüzde dedemin DP’sini bana sormayın! Ben de yapılan siyasi anketlere bakıyorum ama daha dün kurulan partiler %4; %6 gibi oranlarda bahsedilirken dedemin demokrat partisinin adını göremiyorum. Büyük ihtimalle anketlerde %0,1 ve diğerleri kısmındadır gibime geliyor! Neyse güncel siyasete girmeyeyim. Sıra geldi 7 Ocak 1922 tarihine! Memleketim Osmaniye’nin Fransız işgalinden kurtuluş gününe bakalım. Aslında bizim büyüklerimiz Osmaniye’nin kurtuluş gününü Çete Bayramı diye kutlarlardı. Çeteler düşmana karşı direnişin simgesi, düzensiz mahalli güçler idi. Maalesef günümüz de anlam kayması oldu. Şimdi “Çete” deyince soygun, vurgun gibi Mafyatik davranışta bulunanlar akla geliyor. Gene de biz Çete’yi olumlu anlamda bilelim. Osmaniye’nin Çete Bayramı kutlu olsun. 

Haydi biraz daha genelleyerek söyleyeyim Osmaniye’nin kurtuluşu kutlu olsun. Bu kadar mı diyeceksiniz. Değil tabi ki! Son yıllarda Milli bayramlarımızda olduğu gibi mahalli kurtuluş bayramlarımız da milletimize mal olmuştur. Eskiden rutin, resmi tören havasında kutlanan günlere millet sahip çıkmıştır. Bu da yetmez. Bu önemli günlerle ilgili fikri anlamda da donanıma sahip olmalıyız. Baştan ele alalım. Allah rahmet eylesin Ruhi Kılıçkıran’ın şehadetinin sebep ve sonucunu, iyi bilmeliyiz. Bilmek de yetmez. Ders çıkarmalıyız. Ders çıkarmazsak Allah korusun tarih tekrar edebilir. Gerçekten beyaz devrim, demokrasiye, çok partili hayata geçiş hayatımızı da bilmeliyiz. Takılmayın dedemin demokrat partisi dediğime. Ama kansız, kavgasız çok partili hayata, başka bir deyişle demokrasiye geçiş sürecini öğrenmek lazımdır diye düşünüyorum. Osmaniye’nin kurtuluş gününü hep birlikte kutlayalım. Kutlayalım ama Osmaniye nasıl işgal edildi, neden işgal edildi, esas onu da bilmemiz gerekir. Kurtuluşu kutlamak iyi güzel de hangi zaaflar, ihmaller, yanlış politikalar sonucu işgal edildi, bunu da sorgulamayı unutmayalım. Sonuç tarihimizi araştıralım, sorgulayalım, bilgi sahibi olalım. Dolayısıyla fikir sahibi olalım ki geçmişimizdeki kötü olayları gelecekte de yaşamayalım.

 

 

 

 

8 dk önc

  • Çarşamba 14.4 ° / 4.4 ° false
  • Perşembe 16.2 ° / 5.6 ° false
  • Cuma 18.3 ° / 5.4 ° Güneşli