“Oğlum Akıllı Malı Neylesin, Oğlum Deli Malı Neylesin.” Bu atasözünün anlamını bilirsiniz. Ama yine de ben anlamı konusunda TDK (Türk Dil Kurumu) ne demiş ona bakmak isterim.? Ne mi demiş? Tam da sizin bildiğinizi demiş. Yani? “Çocuk akıllı ise babasından mal kalsın diye beklemez, malı kendisi kazanır akılsızsa babası ne kadar çok mal bırakırsa bıraksın, değerini bilmez ve onu kısa zamanda bitirir.”
Neden yazıma bu atasözüyle başladım? Bu yazımda da yine rahmetlik amcam ile ilgili bir hayat dersi anlatmaya çalışacağım. Hani Nobel Ödüllü Fransız yazar Alexis Carrel “İnsan, denen meçhul” diyor, insan gerçekten tam bir meçhul yani bilinmeyendir. Ben burada bilimsel bir makale yazmadığıma göre, insanoğlunu keşfetme işini sizlere bırakayım. Keşfe Fransız yazarın kitabını okumakla başlayabilirsiniz. Ben ise zaten benim için meçhul değil, malum olan, iyi tanıdığımı zannettiğim rahmetlik amcamı anlatayım.
Henüz yazımın giriş bölümünü bitirip, gelişme bölümüne gelmiştim ki rahmetliyi çok iyi bilen bizimkiler ile karşılaştım. Bizimkiler? Çökelik Ömer ve Çıntırık Dede! Bana “Giriş paragrafındaki atasözünü temel alarak Ahmet Şanal’ı biz anlatalım. Öyle Fransız yazar vesaire ile yazıyı bulandırma dediler.” Eh ne diyelim. Benim için de onların sözlerini yazıya dökmek kalacak. Kolay iş!
Çıntırık Dede anlatmaya başladı; Sen bilmezsin emmine babasından yani dedenden hiç mal varlığı kalmadı! O ne kazandıysa kendi emeği ve Matematik kafasıyla kazandı. Mal varlığı tamamen kendinin ufku ve hayata bakışının eseridir.”
Çınıtırık Dede böyle bodoslama konuya girince ben müdahale etmeliyim diye düşündüm. Düşündüm ama adam hiç fırsat vermiyor. Halbuki söyledikleri tam da doğru değil. Dahası eksik bilgi!
Neyse! Ben sizlere biraz bilgi vereyim. Rahmetlik amcam sülalemizde ilk yüksek okul tahsil etmiş kişiydi. Bana göre önce bir durum tespiti yaptı. Dedemizden dolayı aile politize olmuş durumdaydı. Ağabeyleri içinde ta 1960 yılında traktörü, otomobili olanlar var ve hemen hepsi tarla tapan ile yani tarımla uğraşıyorlar. Sadece kendisini okutan ağabeyi Osmaniye’de ticaret ve tarımla uğraşıyor. Bir de büyük amcası. Bu durum tespitini yaptıktan sonra ilk hedefin ekonomik olarak daha güçlü olmak gerektiğini gördü. Önce sülalede birlik sağlanmalı, sonra ekonomik gelişme olmalıydı. Kendi büyüklerine nasıl olunacağı konusunda önerilerde bulundu ama nafile, başarılı olamadı. O zaman iş başa düştü, kendisi adım atmaya karar verdi. Tam da burada Çökelik Ömer bana “fazla uzatma da kalanını ben anlatayım” dedi. O anlatmaya başlamadan Çökelik Ömer’e uyarıda bulundum. Çıntırık Dede gibi emin olunmayan konuda kesin ifadede bulunmamasını söyledim
Çökelik Ömer herhalde “ben Ahmet Şanal’ın ekonomik gelişme stratejisini daha iyi anlatabilirim” dedi ve başladı; Ben ağabeyinin desteğini bir tarafa bırakarak yalın bir şekilde anlatayım. Rahmetlik baktı ki büyükleri “Yeter demek gerilemek demektir” sözünü ciddiye almıyorlar. O da 1976 yılında Hürriyet gazetesinden sabit taksitle otomobil aldı. Şimdi bilinmiyor ama o yıllarda çeşitli gazeteler kampanya yaparak otomobil satıyorlardı! İşte ne olduysa o otomobille başladı! Önce o otomobili satıp, bir amcaoğlu ile ortak Servis Minibüsü aldı. İşte ticari zekâ veya matematik kafası çalışmaya başladı. Yanlış anlaşılmasın hayatı boyunca hep idareci olarak çalıştı. Ortaokul Müdürlüğü, Adana İl Milli Eğitim Müdür Yardımcılığı, Adana İl Kültür Müdürlüğü, Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Kahramanmaraş İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve en son Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğü.
Bu arada Otomobil, Servis Minibüsü derken akıllı yatırımlarla sermayesini büyüttü, en son Mersin İl Milli Eğitim Müdürlüğünden istifa edip (1987) Doğru Yol Partisinden Milletvekilliğine aday oldu. Seçilemedi. Ticarete atıldı. Daha sonraki seçimde ise (1991) Milletvekili oldu. Söylemeyi unuttum. Milletvekili olmadan çok önce bir arkadaşıyla ortak olarak Şanal Petrol’u kurmuştu.”
Çökelik Ömer de nerdeyse Osmaniye’ye kayınbiraderi ile açtığı Kola bayiliği dahil bütün şahsi teşebbüslerini anlatacaktı! Zor susturdum. Bu yazımda rahmetlik amcamı örnek göstererek atasözümüzün ilk bölümü olan, “Oğlum akıllı malı neylesin …” kısmının doğruluğunu anlatmaya çalıştım. Atasözünün ikinci bölümü başka bir yazımın konusu olsun.
Sonuç olarak, demem o ki rahmetlik emmim hayatın diğer alanlarında olduğu gibi ticari anlamda da başarılıydı. Hem de babasından aman aman mal varlığı kalmamasına rağmen! Allah sevenlerine ve sizlere uzun ömürler versin. Emmime de Allah rahmet eylesin. Âmin.