Merhaba kıymetli okuyucularımız,
Yaz mevsiminin sıcaklığını iyiden iyiye hissettiğimiz bu günlerde, serin havası ve doğal güzellikleriyle vatandaşların nefes alabildiği nadide yerlerden biri olan Olukbaşı Yaylası yeniden gündemde. Osmaniye halkı için sadece bir dinlenme alanı değil, aynı zamanda bir yaşam alanı haline gelen bu yaylanın geleceği belirsizliğini koruyor. Bu belirsizlik ise yaylada evi olan, ya da yaz aylarını burada geçirmek isteyen binlerce vatandaşın aklında soru işaretleri oluşturuyor.
Geçtiğimiz günlerde Orman İşletme Müdürlüğü, Olukbaşı Yaylası’nı işleten firmaya bir ihtarname göndererek, mevcut şartlara uyması için 30 gün süre tanımıştı. Şartnamenin gerekliliklerinin yerine getirilmemesi durumunda sözleşmenin feshedileceği açık bir şekilde ifade edilmişti. Bu gelişmenin ardından gözler yetkililere çevrilmiş, ancak henüz kamuoyuna net bir açıklama yapılmamıştı.
Son aldığımız bilgilere göre ise Orman İşletmesi, firmaya ikinci bir ihtar daha göndermiş. Mevcut işletmeci firmanın ise durumu mahkemeye taşıdığı, süreci hukuki yollarla devam ettirmeyi tercih ettiği belirtiliyor. Bu da yaylayı kimin işleteceği sorusunun mahkemeden çıkacak karara kaldığı anlamına geliyor. Ancak mahkeme sürecinin uzun sürebileceği ve bu süreçte işletme faaliyetlerinin nasıl sürdürüleceği de ayrı bir muamma.
Yaylada yaklaşık bin ev bulunuyor. Bu rakam, Olukbaşı Yaylası’nın önemini ortaya koyuyor. Sadece bir doğa alanı değil, aynı zamanda binlerce insanın yazlık evi, anısı, yaşam tarzı demek. Bu nedenle yaşanan gelişmelerin her biri, yayla sakinleri için büyük önem taşıyor. İnsanlar haklı olarak, “Olukbaşı Yaylası’nı kim işletecek?”, “Yaz boyunca hizmet alabilecek miyiz?”, “Temizlik, güvenlik, ulaşım gibi temel hizmetler aksayacak mı?” gibi soruların cevabını bekliyor.
Eğer mevcut firma yaylayı işletmeye devam edecekse, bu konuda kamuoyuna açık ve net bir bilgilendirme yapılmalıdır. Aksi takdirde süren belirsizlik, sadece yayla halkını değil, yaylayı ziyaret etmek isteyen tüm doğaseverleri mağdur edecektir. Eğer firma şartnameye uymadığı gerekçesiyle sözleşmeden el çektirilecekse, yeni bir işletme modelinin nasıl oluşturulacağı ve geçiş sürecinin nasıl yönetileceği konusunda da bir yol haritası belirlenmelidir.
Burada en büyük sorumluluk ilgili kurumlara düşüyor. Orman İşletmesi, Valilik ve yerel yönetimler başta olmak üzere, Olukbaşı Yaylası’nın işletilmesiyle ilgili kararların vatandaşları mağdur etmeyecek şekilde alınması gerekiyor. Unutulmamalı ki, Olukbaşı Yaylası sadece bir dinlenme alanı değil; Osmaniye’nin doğal ve kültürel miraslarından biri, adeta milli bir servettir.
Yayla halkı artık net bir açıklama bekliyor. Sürecin ne aşamada olduğu, kimlerin ne sorumluluk taşıdığı ve nasıl bir çözüm planlandığı şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalı. Çünkü bu belirsizlik, sadece yaz sezonunu değil, aynı zamanda Olukbaşı Yaylası’nın geleceğini de tehdit ediyor.
Doğasıyla, havasıyla, kültürüyle Osmaniye’nin gözbebeği olan Olukbaşı Yaylası için umarız ki kimsenin mağdur edilmediği, ortak akılla şekillenen bir çözüm bulunur.