Değerli Okurlar;
Bu yazımda baba ocağı olan Cevdetiye kasabamızdan yani namı diyar Araplı’dan bahsedeceğim. Dilim döndüğünce kasabamızın geleceğine yönelik önerilerimden bahsederek sürece katkı sunmaya çalışacağım.. Sürç-i lisan eylersem şimdiden affola! Çünkü memleket meseleleri üzerinde çok konuşan olur ama iş icraat yapmaya gelince kimseyi bulamazsınız.. Sözü fazla uzatmadan konuya geçeyim!
Benim hikayem adını taşıdığım rahmetli Göğ Hacı Ökkeş dedem ile başlar. Yaz aylarında Yeşiltepe mahallesinde bir bakkal dükkanı çalıştıran dedemi ziyaretlerimde kasabamızı daha yakından tanıma fırsatı bulurdum. O yemyeşil bereketli ve kırmızı toprakları olan tarlalarımıza gider, çiftçiliğin zorluklarını görürdüm. Hasat sonrası yer fıstığını kurutmak için şimdi Suriye Kampı olan alanda kurulan sergeni hiç unutamam. Büyük tırmıklarla mahsulün karıştırılmasını ve başında nöbet tutarak beklemeyi.. Hele bir de yağmur yağarsa vay halinize.. Daha yazılacak çok şey var. Ama ekmeğini taştan topraktan çıkaran çiftçinin halini çok iyi anladığımı belirtmek isterim.
Kasabamız halkının neredeyse tamamı Türk’tür. Vatanına, milletine ve devletine bağlı olup sadakatini her zaman göstermiştir. Okur-yazarlık oranı yüksektir. Devletin her kademesinde yetişmiş insanı vardır. Çiftçilik ve hayvancılık ana geçim kaynağımızdır. Suriye kampı kurulması ve mültecilerin yerleşik hayata geçmesi sonrası kasaba hayatının tamamen değiştiğinin farkındayım! Bu konunun siyasi yönüne girmek istemiyorum fakat kasabamızda Suriyeli seçmen sayısını bir siyasimizden duyduğumda çok şaşırdım ve üzüldüm. Bu konununüniter yapımızı etkileyen, seçime yön veren milli bir sorun olduğunu düşünüyorum..
Kasabamızın jeopolitik konumu da bölge için çok önemlidir. Osmaniye’ye sadece 8 km uzaklıkta olupCeyhan nehri havzası içerisindedir. O nehir o kadar kıymetli ki tüm bölgenin bereketli topraklarının ana su kaynağıdır.. Ama ona sahip bizler ondan yeterince faydalanmıyoruz,, Belediyenin kuracağı şirket aracılığı ile büyük balık tesisleri ve işletmeleri kazandırmalıyız. Yine baraj alanında turizm amaçlı tekne turlarıdüzenleyebiliriz. Regülatör alanında piknik alanları ve tesisler kurarak bir millet bahçesi kazandırabiliriz. Elbette bu projenin önünde bazıengeller vardır. Fakat devletimizin desteği ve güçlü bir irade ile bir hayal olmaktan çıkıp gerçeğe dönüşecektir.
Kasabamız ayrıca kadim tarihi ile de öne çıkmaktadır. Çukurova’nın Efes’i Kastabala Antik Kenti dönemin önemli bir merkezi konumundadır. Koca koca sütunlar ve tiyatro alanı çok dikkat çekicidir. Buranın tanıtımı ve bu alanda düzenlenecek olan 1. CevdetiyeKastabala Şenliği ile turizm canlanacaktır. Bu şenlikte yöresel birçok etkinlikler düzenlenecek ve yitirilmiş olan kasaba aidiyeti tekrar kazandırılacaktır. Bunun bir hayal olmaktan çıkacağına ve en yakın zamanda gerçekleşeceğine inanıyorum..
Kasabamızın kültürü de çok eskilere dayanmaktadır. Bizler bir iki nesil Cebelibereketli değil kökenimiz daha eskilere dayanan, Osmaniye’mizin yerli insanlarıyız. Peki bu kadim geçmişimiz ilimizde yeterince temsil hakkı bulmuşmudur? Cevabımız değil ise sebebi kendimizde aramamız gereklidir.. Düğünlerimiz, bayramlarımız, cenaze törenlerimiz hep kültürümüzü yansıtmakta idi,, Ne yazık ki milli kültürümüzden gittikçe de uzaklaşmaktayız.. Bir düğünden veya etkinlikten sonra Regülatöre gidip eğlenmek ve kafa dağıtmak da rutinlerimiz arasında sayılabilir. Ayrıca bazı evlenen çiftler, 'Köprüden geçti gelin' türküsü ile davul zurna eşliğinde halaylar çekerek köprüden yaya geçerek düğünlerini sonlandırmaktadır. Bunun gibi milli kültürümüzü yaşatan etkinliklere sahip çıkmalıyız ve yaşatmalıyız. Kasabamızın eski tarihi evlerini de korumalıyız. Benim de doğup büyüdüğüm rahmetli Ökkeş dedemin yıkılan konak evinin mimarisi halen günümüze ışık tutmakta idi. Kasabamızda biran önce Cevdetiye … Konağı projesi hayata geçirilmeli ve milli kültürümüz burada yaşatılmalıdır. Bu konakta düzenli olarak kültürel ve sosyal etkinlikler davetler de düzenlenmelidir..Yeter ki inanalım ve çabalayalım!
Daha bahsetmek istediğim o kadar çok önemli konu var ki.. Fakat fazla uzatarak siz değerli okuyucuları sıkmak istemiyorum. Başka yazılarımda bu konular hakkında yazmaya devam edeceğimi belirtmek isterim.
Hepimizin doğup büyüdüğü ata yurduna bir aidiyeti vardır. Kimi orda çeşitli sebeplerle kalarak çiftçilik, esnaflık, hayvancılık vb yaparak kasabanın imkanlarından faydalanmıştır kimimiz de hayatını kariyerini kasaba dışında aramıştır. Önemli olan o gönül coğrafyasıdır.. Hepimiz kasabamızın çok daha iyi şartlarda olmasını istiyoruzdur. Bunun için birlik beraberlik olması kadar görevde olanların bu vizyoner bakış açısında olması da gereklidir. Temsiliyet sadece yerel ile sınırlı olmamalıdır. Yazdıklarımı önceleyen bir yaklaşım sadece şimdinin değil yarınların güzel Cevdetiye’sinin hayalidir.. Önce inanalım, sonra çabalayalım. Kırmadan, ayrıştırmadan, ötekileştirmeden hep birlikte bu hayali yaşatmaya çalışalım..
Doç. Dr. Ökkeş Hakan MİNİKSAR
S.B. Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Eğitim Görevlisi