Değerli Okurlar,
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; az ile yetinmeyi bilen, kanaatkâr yiğitler diyarı memleketimize kazandırılan her proje bizleri tarifsiz şekilde mutlu ediyor. Uzun süredir hayalini kurduğumuz Osmaniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin kurulma süreci nihayet resmiyet kazanmış durumda.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ankara Gülhane Tıp Fakültesi ile Osmaniye Devlet Hastanesi arasında afiliasyon (ortak kullanım) protokolü imzalandı. Böylece Sağlık Bakanlığı, Devlet Hastanemizin Osmaniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüştürülmesi sürecini de resmen başlatmış oldu. Yakında Bakanlık ve YÖK onayıyla birlikte hastanemizin tabelası da değişecek; böylece yönetimsel olarak 3. basamak bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne dönüşüm süreci ivme kazanacaktır.
Bu vesileyle, Sağlık Bakanımıza, ilimizin kıymetli milletvekillerine, Sayın Valimize, bürokratlarımıza ve sürece katkı sunan tüm paydaşlara gönülden teşekkür ederim. Ancak şunu unutmamalıyız: Asıl sorumluluk bundan sonra başlıyor. Herkesin görev bilinciyle hareket etmesi ve hastanemizi ileri seviyelere taşımak için elini taşın altına koyması gereklidir. Tecrübeli kadrolar, liyakatli eğiticiler ve inançla çalışan idarecilerle bu süreç daha sağlam adımlarla ilerleyecektir. Bu noktada kişisel hırs ve egolara yer vermeden, dik durarak ve değerlerimize saygı göstererek hizmet etme zamanıdır.
Bazılarının içinden “Hakan Hoca bunları inanarak mı söylüyor?” dediğini duyar gibiyim. Elbette inanarak söylüyorum! Önce siz inanın ve etrafınızdaki birkaç kişiyi inandırın. En önemlisi, inandığınız doğruların arkasından kırmadan, dökmeden yürümeyi bilin.
Önceki yazılarımızda, bir Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ne anlama geldiğine ve ilimize neler katacağına değinmiştik. Artık yapılanma ve revizyon süreci tamamlandıktan sonra, birçok eğitim kliniğinin kurulması ve eğiticilerin davet edilmesi süreci başlayacaktır. Bu noktada, memleketine aidiyet duygusu yüksek olan bizlere büyük görevler düşmektedir. Unutmayalım ki memlekete hizmet, yalnızca yerelde sunulan sağlık hizmetlerinden ibaret değildir. Ankara’da ve ülkenin dört bir yanında, farklı pozisyonlarda memleketimizi temsil etme yükümlülüğümüz vardır. Bu bilinçle hareket etmeli; çalıştığı kurumlar ve ailevi koşullar açısından uygun olan akademisyenlerimizin sorumluluk üstlenmesini sağlamalıyız.
Bu kıymetli hemşehrilerimiz, memleketlerine dönerek eğitim kliniklerinin ve akademik kürsülerin başına geçecek, geleceğe hedefler koyarak hizmet edeceklerdir. Elbette bu, 3-5 aylık değil, belki yıllar sürecek bir süreçtir. Bu adım, neredeyse 10-15 yıl önce atılması gerekirken, ancak 2025 yılında hayata geçirilebilmiştir. Yine de hiçbir şey için geç değildir.
Önce kendimiz samimi olarak inanalım! Çabalayalım! Hedeflerimizi küçük tutmayalım! Kurallara uyan, hakkı-hukuku ve adaleti gözeten, devletin menfaatini olduğu kadar vatandaşın hakkını da önemseyen insanlarla yol alalım.
Sağlıkla ve huzurla kalın.
Tüm hemşehrilerimi saygı ile selamlıyorum.
Doç. Dr. Ökkeş Hakan MİNİKSAR
S.B. Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji Eğitim ve Araştırma Hastanesi,
Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Eğitim Görevlisi
