İsmet İpek


Rahime Hatun      

Rahime Hatun      


Rahime Hatun 1890 yılında eski Raziyeler Köyü’nün Kanlıgeçit Mahallesindendir. Babası Köse Abdullah, Kanlıgeçit’te han işletmektedir. Rahime Hatun babasının ilk eşi Zeliha’nın tek evladı olarak dünyaya gelmiştir. Annesi ölünce babası Hatice ile evlenmiştir.  

İki evlilik yapan Rahime Hatun’un çocukları küçük yaşta vefat etmiştir. 

Osmaniye kuvayımilliye teşkilatının kurulduğu günlerde her aileden bir çete yazıldığı için Köseler ailesi adına Rahime Hatun çete olmak istemiştir. Kadın olması sebebiyle isteği kabul edilmeyince “Erkek aslan aslan da, dişi aslan aslan değil mi?” demiştir. Cesareti ile çeteler arasında dikkat çekmiş, adından söz ettirmiştir.

Tüfeği ile daima bölüğün önünde yürüyen bu cesur ve kahraman Türk kadını onbaşılığa kadar terfi etmiştir.

Caminin bombalanmasının, Kelcioğlu Ali’nin, Palalı Süleyman’ın, Döne Hatun’un şehit olmasının acısı yüreklerdedir.

Düzenli orduya geçildiği için kuvayımilliye komutanlarından Aydınoğlu Tufan Bey’in ve Yörük Selim Bey’in görevine son verilmiş, Cebelibereket Mıntıka Komutanlığına Adana 26. Alay Komutanı Binbaşı Recep Bey tayin edilmiştir.

 Tarih 5 Ağustos 1920’dir. Osmaniyeli kuvayımilliyeciler Fransız karargâhı olarak kullanılan Hacı Ökkeş’in Konağı’na baskın düzenlemiştir. Cebelibereket Mıntıka Komutanı Binbaşı Recep Bey baskın günü muhtemelen Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında toplanan Pozantı Kongresi’ndedir. 

Yaklaşık 80-90 kişinin katıldığı baskında Rahime Hatun da çetelerin içindedir.

Konağın çevresindeki bahçelerin çağıl duvarlarını, portakal ve incir ağaçlarını siper eden çetelerin mavzer kurşunlarına Fransızlar konağın pencerelerinden mavzer ve makineli tüfekleri ile karşılık vermiştir.  

İkindi üzeri başlayan çatışma tüm hızıyla devam etmiştir.

Ermeni Parsık’ın şehit ettiği Malatyalı Darıcı Ömer’in kesik başının konaktan sallandırılarak teşhir edilmesi çetelerin öfkesini had safhaya getirmiştir.

Vakit akşam üzeridir. Çeteleri gayrete getirmek isteyen Rahime Hatun ayağa kalkmış, “Haydi, Allahını seven yürüsün!” diye haykırmıştır. Bu onun son ayağa kalkışı ve haykırışıdır. Fransız karargâhından atılan kurşunla Rahime Hatun alnından vurularak şehit edilmiştir.

 Kahraman Rahime Hatun son nefesini verirken kadınlık namusunu düşünerek arkadaşlarına seslenmiştir. “Ben kadınım. Cesedimi düşmana bırakmayın!”

Şehit Rahime Hatun çetelerin omuzunda Hacıosmanlı Mahallesi mezarlığına getirilmiş ve defnedilmiştir. Şehit Rahime Hatun’un mezarı Sanat Okulu inşaatı yapılırken 1961 yılında Envarülhamit Camii şehitliğine nakledilmiştir. 

Hacı Ökkeş’in konağı baskınında; Raziyeler Köyü’nden Rahime Hatun, Kişnaz Köyü’nden Ağca Yusuf, Osmaniye’den Malatyalı Darıcı Ömer, Yarpuz Köyü’nden Cebelli Hoca, Gökdere’den Abdullah Oğlu Veli, Merkez’den Gök Mustafa Oğlu Ali, Kaypak Köyü’nden Ahmet Onbaşı Oğlu Osman, Küllü Köyü’nden Aslan şehit edilmiştir.

Malatyalı Darıcı Ömer’i şehit eden ve Hacı Kahya’nın evini yakmak için giden Ermeni Parsık, Çalıkoğlu Ahmet Ağa’nın talimatı ile çetelerden Memiş Ali (Atacan) ve bir arkadaşı tarafından öldürülmüştür. “Darıcı Ömer’in kellesinin Hacı Ökkeş’in binasından ipe bağlanıp sarkıtılmasına karşılık” Ermeni Parsık’ın kellesi bir kazığa takılarak mahalle mahalle gezdirilmiştir. 

 

47-A. Şekip Ersoy, age, s.181, (Yazarın notu; Sabık Sandık Emini Emin Efendi hakkındaki kararın ref’ine dair Cebelibereket Defterdarlığı’nın 23.2.930 tarihi yazısı ekindeki Ali Karar Heyeti’nin 1 Temmuz 1929 tarih ve 492 Esas, 288 sayılı kararında cidal-i milli denilen milli mücadelenin başladığı tarih 28 Mayıs 336 (1920) olarak verilmiştir. Kararda aynı tarih dört defa tekrar edilmiştir.)       

 -Ahmet Kılıç, age s.19, “Minareden düşmanı gözetleyenler trenden İstasyon rampasına kaplumbağaya benzeyen üç siyah karaltının indirildiğini haber verdi. Bu karaltılar şehre girince tank olduğu anlaşıldı. Halk namazdan çıkıp çarşıya dağılıyordu. Gavur Ali ve arkadaşları bir gün önce bozdurulan siperleri yeniden düzene koymuş, yeni otel önünde bekliyorlardı. Mehmet Eminlerin köşede üç adet tank görüldü.

      Bu arada durumu camide işiten Hacela, oğlu Gavur Ali’ye yaklaşarak ‘Oğlum vazgeç’ deyince sinirlenen Gavur Ali ‘Benim işime karışmayın’ diye hiddetle cevap verdi. Biraz sonra gelen emmisine de küfretti. 

      Tanklardan birisi ağır ağır ilerleyerek sipere kadar gelip dayandı.

      Tank hendeği geçmeye uğraştı ve geri yerine gitti. Herkes heyecan içinde sessiz ve hareketsizdi. Bu defa ikicisi sonra üçüncüsü hareket etti.      

      Tankın hendeği geçmesi ile çarşıda bir kıyamet koptu. Karşılıklı kurşun yağmuru başladı. Mitralyöz ve top sesleri de ortalığı çınlatıyordu.

      Silahsız halk çarşıyı terk ediyor, silahlı olanlar ise son kurşununa kadar tanka ateş ediyordu. Bu arada şimdiki Yapı ve Kredi Bankası önünden karşı köşeye geçip ateş etmek isteyen Kelcioğlu Ali vuruldu.”     

     -Mahmut Avdan, age, s.15-16, “Yapı ve Kredi Bankası civarında Abdurrahman Şireci dükkânı önüne vardığım zaman üstü hamam kubbesi gibi acayip üç tane bir şeyler geliyor. Kunduracı Mikail’in Fransızların kurşun geçmez tankı var dediği acep bu mu dedim. Tankın biri köşeyi geçmiş, biri geçmek üzere, üçüncüsü İstasyon caddesindeki tankı nasıl gördüm demeyim. Yolun sağ tarafı tarla halinde idi. Bu esnada halen sağ Alibekirli Mahallesinden Serdar ile Yusuf Yargıcı Emniyetin arkasında bıraktığımız siperden esir düşmemek için koşar adımlarla geldiler. Cami avlusuna girdiler. Gelen tanklara şimdiki İş Bankası tarafından bir mermi atıldı. O anda zannederim gök parçalandı, yer yerinden oynadı. İki ordu taarruza geçmiş. Top ve tüfekler durmadan devam ediyor.

      Kelcioğlu Ali vurulmuş, yaralı olarak Borazan Mehmet ile Belediye binasının altından geçen yer altı kanalına girmişler. Ali aldığı yaradan kanalda şehit olmuş.”

 

 

  • Cuma 22.8 ° / 12.5 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Cumartesi 22.7 ° / 11.7 ° Bölgesel düzensiz yağmur yağışlı
  • Pazar 22.8 ° / 9.6 ° Güneşli