Geçen hafta arkadaşlarla oturduğumuz kahvehanede bir arkadaşımızın davranışları dikkatimi çekti. Evli, barklı ve birden fazla çocuğu olan arkadaşımızın hiç eve gitmediğini farkettim. O gün de bir başka arkadaşımızın “ Gel bu gece bizde kal” deyişine, bu sıkıntılı arkadaşımızın “ teşekkür ederim kardaş, köye gideceğim, dayım gile kalacağım” dediğini duyunca olağandışı bir durum olduğunu anladım.
Sağ olsun bizi seven, sayan bir arkadaşımız. “ Bir durum mu var? “diye sordum. Biraz utanarak, yüzü kızararak “ Abi hanımın şikayeti üzerine 60 gün süreyle evden uzaklaştırıldım, o yüzde eve gidemiyorum” dedi.
Eve gelip, konuyu biraz araştırınca öğrendim ki; erkek evden uzaklaştırma cezası alınca evine gidemez, eşine telefon edemez, mesaj atamaz, hatta iş yerine bile gidemezmiş. Bu ceza yasa gereği hâkimin takdirine bağlı olarak 6 aya kadar verilebiliyormuş. Üstelik bu ceza için şikayetçi olan kadının her hangi bir delil sunmasına da gerek yokmuş. Çünkü kadının beyanı esastır.
1926 yılında çıkarılan Türk Medeni Kanununda yer alan “ KOCA AİLE BİRLİĞİNİN REİSİDİR” ifadesi 1921 yılında çıkarılan yeni medeni yasada değiştirilerek, yerine “Eşlerden her biri, ortak yaşamın devamı süresince ailenin sürekli ihtiyaçları için evlilik birliğini temsil eder”ifadesi getirilmiştir.
Aslında koca’ya reislik verilirken, aynı zamanda çok büyük sorumluluklar da yükleniyordu. Reis eşi ve çocuklarının her türlü ihtiyacını karşılamakla mükelleftir. Çocukların eğitimi de dahil her türlü ihtiyaçlarından sorumludur.
Reis öldürüldükten sonra Türk aile yapısı iyice çökmüştür. Evden uzaklaştırma cezası verilen erkek toplum nezdinde saygınlığını, itibarını kaybediyor. Ne emeklerle sahip olduğu evinden resmen kovuluyor, bir sığıntı gibi sağda solda kalacak yer arıyor. Varsa arabasında yatanlar mı istersiniz, ya da kimse anlamasın diye her gün köye, varsa yayla evine yada eşe dosta gitmek . Üstelik bu durumu kimseye anlatamadığı için, ruhsal ve psikolojik çöküntüye uğruyor..
Hem anayasaya , hem medeni kanuna “kadın ve erkek eşittir” ibaresi koyacak , sonra da kadınlar lehinde pozitif ayrımcılık yapacaksınız. Kadın evden kaçsa veya eve gitmese onlar için sığınma evleri var, ama erkekler sokakta kalmaya mahkum. Böyle bir şey olamaz, hele ayrımcılık asla olamaz. Dünün aile reisi olan BABA’yı darbe mağduru bir zavallı durumuna düşürmek. İtibarsızlaştırmak Türk Aile Yapısının temeline dinamit koymaktan farksızdır.
BU GÜNDEN SONRA ERKEKLERİN DE ORGANİZE OLUP KENDİ HAKLARINA SAHİP ÇIKMAKTAN BAŞKA ÇARELERİ KALMAMIŞTIR.
Konu ile ilgili yazılarımız devam edecektir.
Kalın sağlıcakla.
