Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Yaz aylarının kavurucu sıcaklarıyla mücadele ettiğimiz bu günlerde, Osmaniye halkının en büyük sorunlarından biri haline gelen su kesintileri artık tahammül sınırlarını zorluyor. Su gibi temel bir ihtiyacın karşılanamaması, sadece günlük hayatı zorlaştırmakla kalmıyor, aynı zamanda halk sağlığı açısından da ciddi riskler doğuruyor.
Özellikle son günlerde yaşanan olay, bu sorunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını bir kez daha gözler önüne serdi. Osmaniye’nin içme suyu ihtiyacını karşılayan sistemin elektrikle çalışan pompalarına giden hat, bir altyapı çalışması sırasında elektrik tellerine zarar verilerek kesildi. Bir firmanın yaptığı kazı sırasında, daha önce de zarar verilen aynı noktadaki elektrik hattı bugünde tekrar kopartıldı ve bunun sonucunda şehirde su tamamen kesildi.
Burada suçlu aramak yerine, sistemin ne kadar kırılgan olduğunu ve alternatif bir planın neden bugüne kadar düşünülmediğini sorgulamalıyız. Elbette ki bu olayda asıl sorumluluk, bilinçsizce çalışan firma yetkililerine aittir. Ancak halkın doğal olarak su kesintisinin faturasını Osmaniye Belediyesi’ne kesmesi de kaçınılmaz oluyor. Oysa bu kesinti, belediyenin değil, plansız çalışan şirketin sorumsuzluğunun bir sonucudur.
Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet’in bu konuya gösterdiği tepki de yerindeydi. Daha önce aynı şirketin yine aynı bölgede benzer bir kazaya yol açtığını hatırlattı ve bu kez yaşanan olaydan sonra kamuoyunun önünde şirket yetkililerine haklı bir tepki gösterdi. Çünkü bu süreçte en çok yıpranan, doğrudan halkla muhatap olan ve siyasi sorumluluğu üstlenen kişi doğal olarak Belediye Başkanı oluyor.
Ancak burada bir gerçek daha ortaya çıktı: Osmaniye Belediyesi’nin böylesi durumlara karşı alternatif bir enerji planı oluşturması artık bir zorunluluktur. Dünyanın birçok yerinde içme suyu sistemlerinde güneş enerjisiyle çalışan yedek pompalar devreye giriyor. Elektrik kesintisi yaşansa dahi bu sistemler sayesinde şehir susuz kalmıyor.
Osmaniye’de de merkez kuyulara güneş enerji sistemi kurularak, bu tür olası arızalarda kesintisiz su temini sağlanmalıdır. Bu hem çevreci, hem ekonomik, hem de kriz anlarında halkın temel ihtiyacını güvence altına alacak bir yöntemdir.
Çünkü hiçbir gerekçe, insanları saatlerce, günlerce susuz bırakmayı haklı çıkarmaz. Hele ki sıcaklıkların 40 derecelere ulaştığı bugünlerde su kesintisi halk için bir eziyete dönüşüyor.
Özetle, susuzluk bir kentin kaderi olmamalı. Bu tür altyapı sorunları elbette her şehirde yaşanabilir. Mesele, yaşanan olumsuzluklara karşı ne kadar hazırlıklı olduğunuz ve halkın mağduriyetini ne kadar hızlı telafi edebildiğinizdir. Umarız bu yaşananlar, Osmaniye için bir milat olur ve gelecekte benzer mağduriyetlerin yaşanmaması adına somut adımlar atılır.
