Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Osmaniye Korkutata Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Turgay Uzun, göreve ilk atandığında bir basın toplantısı düzenlemişti. Ben de o toplantıya katılan gazetecilerden biriydim. Elbette yılların verdiği tecrübe ile insanların konuşmalarından ne yapabileceklerini az çok anlayabiliyoruz. O gün Prof. Dr. Turgay Uzun’u dikkatle dinledim ve bu kişinin üniversitemize pek de fayda sağlayamayacağını anlamıştım.
Aradan geçen dört yıl boyunca da ne yazık ki bu öngörümde yanılmadığımı gördüm. Osmaniye’nin dört yılı, üniversite adına büyük oranda boşa geçmiştir diyebilirim. Ve dün, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Prof. Dr. Turgay Uzun’un yeniden rektör olarak atanmasıyla bu hayal kırıklığı katlanarak devam etti.
Doğrusu, yeniden atanmasını beklemiyordum. Ancak işin içine siyaset girince birçok şeyin nasıl değişebileceğine bir kez daha şahit olduk. Bu atamanın perde arkasında kimlerin etkili olduğunu, nasıl bir süreç işlediğini ayrıntısıyla biliyorum. Ancak bunları burada yazmak etik olmaz.
Rektörlük atamasında en çok kullanılan argüman ise, Turgay Uzun’un ülkücü kimliğiydi. Peki, ülkücü camiadan demir gibi sağlam, başka profesör adaylar varken neden özellikle bu isim tercih edildi? Eğer üniversite yönetiminde bir kan değişikliği olsaydı, her şey daha farklı olabilir, üniversite gerçekten bir sıçrama yaşayabilirdi.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu: Turgay Bey önümüzdeki dört yılda ne yapacak? Bugün bu atamanın arkasında duranlar, yarın büyük pişmanlık yaşayacaklar. Çünkü Osmaniye’nin dört yılı daha heba olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
Sosyal medyaya baktığımda, Turgay Hoca’nın çok da istenmediğini net bir şekilde görebiliyoruz. Ancak Ankara’daki birkaç kişinin istemesiyle, bu işi oldu bittiye getirildi. Yazık ettiniz! Gerçekten yazık ettiniz. Osmaniye’ye büyük bir kötülük yaptınız.
Üniversiteler bir şehrin önde gelen kurumlarından biridir. Eğer iyi yönetirilirse bulunduğu şehrin değişmesine ve gelişmesine büyük katkı sağlar. İyi yönetilmezse de bulunduğu şehri geriye götürür.
Benim Turgay Hoca’yla kişisel bir husumetim yok. Gazeteciyim ve bu memleketin geleceği için umut besleyen bir yurttaşım. Osmaniye’nin kalkınmasını, hak ettiği değeri kazanmasını istemekte benim en doğal hakkımdır. Bu atamanın Osmaniye’nin hayrına olmadığını açıkça söylüyorum. Bugün büyük bir yanlışın içindesiniz.
Sizin bir hesabınız olabilir… Ama unutmayın ki Allah’ın da bir hesabı var. Ve inanıyorum ki bir gün bu yapılan hesabı, Cenab-ı Allah bozacaktır.
