Bahri Çolpan

Tarih: 20.11.2025 16:59

Depremler Korkutuyor

Facebook Twitter Linked-in

Merhaba kıymetli okuyucularımız,

Son günlerde Osmaniye ve çevresinde art arda hissedilen sarsıntılar, hepimizin gündelik yaşamını gölgeleyen ciddi bir kaygıya dönüştü. Evde, işte, trafikte… Küçücük bir titreşim bile artık insanların nabzını yükseltmeye yetiyor. Bu topraklar depremin doğası gereği risklidir; bunu biliyoruz. Ancak bilmek başka, belirsizlik içinde yaşamak çok başka bir şeydir.

Osmaniye’de bugün peş peşe meydana gelen depremler daha önce büyük depremler yaşamış halkımızı ister istemez korkutuyor.Bugün bu depremlerle ilgili hem bilim insanlarına, hem de ilgili kurumlara açık bir çağrı yapmak gerekiyor: Osmaniye halkı net, anlaşılır, bilimsel veriye dayalı açıklamalar duymak istiyor.

Depremler olur, olacaktır… Fakat toplumun en doğal hakkı, bu sürecin şeffaf, düzenli ve resmi bir biçimde anlatılmasıdır. Sarsıntıların nedeni nedir? Bölgedeki fay hatlarında olağandışı bir hareketlilik var mıdır? Bu depremler ana bir depremin habercisi midir yoksa normal mikro kırılmalar mıdır? İşte tüm bu sorular her gün binlerce insanın zihnini meşgul ediyor.

Osmaniye’de jeoloji mühendisleri, deprem bilimciler, AFAD, Valilik ve ilgili akademik çevreler; halkla düzenli şekilde bilgi paylaşmalıdır. Çünkü kriz yönetiminin en önemli ayağı iletişimdir. Vatandaşın panik yapmasını engelleyen şey, dedikodular değil; bilimsel veriyi devletin resmi makamlarından duymasıdır.

Bugün sosyal medya, WhatsApp grupları ve kulaktan dolma yorumlarla yayılan bilgi kirliliği, depremin kendisinden daha tehlikelidir. İnsanların psikolojisi etkileniyor, özellikle çocuklar ve yaşlılar huzursuzluk yaşıyor. Şehrin gündemi belirsizliğe sıkışmış durumda.

                            Oysa yapılması gereken çok basittir:

          •Uzmanlar çıkacak, son depremleri teknik olarak değerlendirecek.

          •Yetkililer bölgedeki durumu ve hazırlık planlarını açıklayacak.

          •Vatandaşın kafasındaki soru işaretleri bir bir giderilecek.

          •Deprem farkındalığı, eğitimleri ve hazırlık rehberleri yeniden gündeme taşınacak.

 

Şehir olarak güçlü olmak istiyorsak, önce bilgiyle güçlü olacağız. Deprem gerçeğini yok sayamayız ancak doğru bilgilendirme ile korkuyu yönetebilir, paniği azaltabiliriz.

                                     Son söz olarak…

Osmaniye, sadece depremlere değil, belirsizliğe de dayanmak zorunda bırakılmamalıdır. Bu millet bir depremden çok daha büyüktür. Yeter ki şeffaflık, bilim ve kurumsal sorumluluk bir an önce devreye girsin.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —