Merhaba çok kıymetli okuyucularımız,
Şehirlerin kimliği bazen mimarisiyle, bazen insanıyla, bazen de maalesef gürültü kirliliği ile şekillenir. Osmaniye’nin sakin mahallelerinde, gecenin ilerleyen saatlerinde ya da sabahın henüz yüzünü göstermediği dakikalarda bir anda yankılanan o tanıdık ses hepimizi aynı noktada buluşturuyor: Egzozu patlak motorların bitmeyen gürültüsü.
Bu sadece bir rahatsızlık meselesi değil; bu, kent yaşamının düzenine saygı, kamu sağlığı ve toplumsal huzur meselesidir.
Her gün yüzlerce vatandaşın “Yeter artık” dediği bu gürültü problemi, özellikle motorlu araçların orijinal olmayan, yüksek desibelli egzoz modifikasyonlarından kaynaklanıyor. Birkaç saniyelik bir gösteriş uğruna koca bir mahallenin uykusu kaçıyor, çocuklar irkiliyor, hastalar rahatsız oluyor, yaşlılar panikliyor. Bu tablo artık sürdürülebilir değil.
Gürültü Kirliliği Bir İhmal Değil, Bir Suçtur
Egzozu patlak, susturucusu sökülmüş motorların yarattığı desibel seviyeleri, yasal sınırların katbekat üzerindedir. Kanun açık: Gürültü kirliliği çevreye zarar veren bir eylemdir ve cezai işlem gerektirir.
Ancak cezayı sadece kâğıda yazmak yetmiyor; uygulanabilir ve caydırıcı adımlar atılması gerekiyor. Burada da görev hem yerel yönetimlere hem emniyete hem de vatandaşların duyarlılığına düşüyor.
Gece Yarısı Drag Pisti Değil, Yaşam Alanı
Bazı genç sürücüler bu sesi “güç” ya da “hız” göstergesi zannediyor. Oysa bu; güç değil, rahatsızlık… hız değil, sorumsuzluk… özgürlük değil, başkalarının özgürlüğünü gasp etmek demek.
Bir şehrin yolları pist değildir, mahalleler yarış alanı değildir.
Motor sevdası elbette olabilir, hız tutkunluğu da olabilir; ancak bunun bir kuralı, bir sınırı, bir saygısı vardır.
Bu sorun ancak toplumsal farkındalıkla çözülebilir.
Yetkililere Çağrı
Şehrin farklı noktalarında düzenli egzoz ve gürültü denetimleri yapılmalı.
Tespit edilen araçlara sadece para cezası değil, modifikasyonun söktürülmesi şartı da getirilmelidir.
Geceleri özellikle belirli bölgelerde devriye sıklığı artırılmalıdır. Çünkü gürültü kirliliği, tıpkı diğer çevre kirlilikleri gibi insan sağlığına doğrudan zarar veriyor.
Osmaniye huzurlu, sakin, yaşanabilir bir kent olsun istiyorsak bu gürültü terörüne hep birlikte dur demeliyiz.
Şehir hepimizin. Kimsenin egzoz sesi, kimsenin rahat uyuma hakkından daha önemli değildir.
Bu konuda adım atmak artık bir lüks değil, bir zorunluluktur. Huzurlu bir şehir için hep birlikte sorumluluk alma zamanıdır.