Dün yani 15 Temmuz , sekiz yıl önce Türk Milleti’nin Demokrasi’yi saf dışı bırakmak isteyen darbecilere karşı , devletine ve demokrasi’sine sahip çıknma konusunda tüm Düya’ya örnek olan şanlı . şerefli direnişinin yıldönümüydü. Yüce milletimiz 251 şehit , iki bin’in üzerinde yaralı(gazi) vererek emperyalist darbecilerin ve onların ipini elinde tutanların tuzaklarını başlarına yıkmıştır. Bu olaya tiyatro ya da senaryo demek şehit ve gazielrimize ve onların ailelerine saygısızlıktır.
O gün yani 15 temuz akşamı Adıyaman’daydık , kızmızı ve torunlarımızı ziyarete gitmiştik. Onlar bizi Adıyaman Seyir Tepesine götürmüşlerdi. Sipariş verdiğimiz semaver çayımız geldi. İlk bardaklarımızı doldurup içerken, Okulunun hazırlamış olduğu AB projesi kapsamında Macaristana giden öğretmen yeğenim abisini (damadımızı) aradı ve “Abi , biz Macaristan Hava alanındayız . Ancak burada Türkiye’ye olan seferler iptal edildi diyorlar. Bir şey mi oldu yoksa” diye soru sordu. Aynı anda yan tarfataki masada oturan gençler sosyal medya’dan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün Jandarma tarafından kapatıldığı ile ilgili bir video izliyorlardı.
Bu haberi duyar duymaz daha önce yaşadığımız darbe ve darbe girişimlerini hatırladım ve “çocuklar kalkın galiba İHTİLAL var” dedim. Öyle ya İstanbul şehir merkezi ve jandarma. hemen kalktık.
Araba ile eve vardık kızımı ve torunları eve bıraktık , eşim ve küçük kızımla arabanın klaksonlarını çalarak valilik önündeki meydana gittik o esnada orada 15-20 kişilik bir kalabalık toplanmıştı. Meydandayken Ak Parti Osmaniye İl Başkanı Hamza Tor aradı ve “Abi mimar sinan, Karaboyunlu ve diğer mahallelerdeki arkadaşları ara, acele partiye gelsinler diye telefon etti.
Ertesi sabah erkenden kalkıp Osmaniye’ye geldik.Akşam parti binası önünde toplantı ve nöbet vardı. Etrafı kolaçan edince düne kadar azılı FETÖCÜ diye tanıdığım birkaç şahsın da orada olduğunu ve slogan attıklarını gördüm. Hatta bunlardan bazılarına mikrofon da verildi.
Günlerce nöbet tuttuk ,haberlerde yapılan operasyonları ve zaman içinde olanların tasfiye haberlerini dinledik. Geçen haftaya kadar da, hala kökleri kurutulmuş değildi. Çünkü hala operasyonlar devam ediyordu. O günlerde yeni bir kelime öğrenmiştim İLTİSAK . Haber programlarında FETÖ İLE İLTİSAKLI diyerek başlayan haberler dinledik. Merak edip TDK sözlüğüne baktım.
İLTİSAK: bağlantılı, ilişkili ve kavuşma. Birleşme anlamlarına geliyıormuş. Yani FETÖ ile ilişkili , bağlantılı gibi. İşte o günlerde FETÖ ile iltisaklı diye suçlu , suçsuz pek çok kişi yakalandı , tutuklandı, işinden oldu, suçsuz olanların pek çoğu kurtuldu, arada boşa yananlar da mutlaka olmuştur.
Ancak bu gün bakıyorum da halkın nazarında haddinden fazla FETÖ İLE İLTİSAKLI olan pek çok kişi özellikle siyaset kurumunda saltanat sürüyor. Fetöcülerin pek çoğu bir Siyasi partinin hele hele iktidar partisinin yönetiminde olmayı kendileri için kurtuluş reçetesi olarak görüyorlar., haksız da sayılmazlar.
Şöyle bir baktığımızda o iltisaklılardan pek çoğunun hala siyaset kurumunun önemli koltuklarında oturduklarını görüyoruz. Bütün bunların sonucunda şu kanaate vardım. Türkiyede Cumhurbaşkanı’ndan başka RETÖ’ye karşı mücadele eden yok. Peki FETÖ biter mi?
SİYASET KURUMU FETÖDEN TEMİZLENMEDİKÇE , DEVLET FETÖDEN TEMİZLENEMEZ.