Nihat Çerçi

Tarih: 11.07.2024 12:46

“Hep Ben” Dedik

Facebook Twitter Linked-in

Değerli dostlar 

Aylardan Temmuz, tam yazın ortası

Güneşin, sıcağın, meyve ve sebzenin en fazla olduğu dönem tabiri caizse “ bolluk bereket mevsimi “

Taa ki Ekim ayı sonuna kadar devam edecek bir dönem 

Belki de yurdum insanının en fazla mutluluk hormonu salgılaması gereken bir dönem.

Hal böyle olunca ister istemez yurduma ve yurdum insanına şöyle bir bakıyoruz.

Memleket ne alemde 

Yurdum insanı ne durum da ?

Öyle ya 

Bolluk bereket mevsiminin taa orta yerindeyiz.

Memleket diyince ilkokul sıralarından başlayarak hep şu anlatıldı. 

Hep şu öğretildi;

Yurdumuz dünyanın en güzel coğrafi konumuna sahip,

Üç tarafı denizlerle çevrili,

Birçok medeniyete beşiklik yapmış 

Dünya ülkelerinin ve insanlarının kıskandığı yer.

Hatta ve hatta Ruslar sıcak denizlere inmek için fırsat kolluyor.

İngiliz’i , Fransız’ı yüz yıl önce nasıl bölüşürüz diye ağız sulandırıyor.

İsrail desen Kutsal topraklar diye Proje üstüne proje üretiyor.

Demem o ki !

Böyle muhteşem ve kıskanılası toprak üzerinde yaşıyoruz.

Nefes alıyoruz ama yaşıyor muyuz o da ayrı bir traji komik durum.

Gelelim Yurdum insanına !

Yurdum insanı ise bilindiği üzere 

Şanlı bir tarihi ve genetiği olan,

Yedi düvele diz çöktürmüş namı Viyana’dan Roma’ya kadar gitmiş 

Kazıklı Voyvodayı kazığa bindirmiş

Tarihe altın harflerle iz bırakmış bir millet.

Amma gel gelelim bu günümüze ve memleketin ve milletin pürme ailene 

Memleket talan yeri 

Millet ise fakruzaruret içerisinde 

Pazarlar, üretici ile tüketiciyi buluşturmak için kurulmuş yerlerdir.

Her taraf arazi, her tarafta ekim dikim yapılıyor.

Pazarda bir kilo Bamya 

Veya Ayşekadın fasulyemiz kaç TL

Kasaba gitmeye gerek yok.

Hadi pazara gidip fiyatlara bakalım.

Diğer taraftan. Elin gavuru dediğimiz dünyanın en zor ikliminde ve en zor coğrafyasında yaşıyor atlıyor uçağa memleketin cennet köşelerinde cenneti yaşıyor.

Ya bizim halimiz 

Ya bizim insanımız 

Vallahi de billahi de pazara gidecek mecali yok.

Elin gavuru Akdeniz ve Ege sahillerinde keyifli keyifli tatil yaparak gıdasını alıyor. 

Benim insanım ise pazar tezgahındaki sebze ve meyvelere mazlum mazlum bakıyor.

Üç tarafı denizlerle çevrili yurdumda denizi televizyondan gören insanımız var.

Peki can alıcı noktaya gelelim mi ?

Evet gelmekte yarar var.

Mustafa Kemal Atatürk bundan yüz yıl önce bu ülkelerin işgalinden kurtarmış mı ? 

Pırıl pırıl bir devlet kurmuş mu ?

Dünyanın hiç bir ülkesinde olmayan hak ve özgürlükler verilmiş mi ?

Ve sayısız devrimler hayata geçirilmiş mi ?

Evet Evet Evet

Ne oldu da Bizi kıskanan ülkeler bizi işgal eden milletler bizim ülkemizde bey gibi yaşarken 

Denize döktüğümüz 

Hatta ve hatta “ Geldikleri gibi giderler “ diyip geldikleri gibi gönderdiğimiz insanlara ev sahipliği yapmanın ötesinde resmen hizmet ediyoruz.

Bunun yegane ve tek sebebi 

Milli bir eğitim politikası ile yurdum insanı yetiştirilmedi

Milli ruh ve ahlaka sahip bir milletin her ne konuda olur sa olsun alacağı karar da milli bir anlam içerir.

Maalesef Biz diyemedik 

Maalesef bizim için diyemedik 

Maalesef bizim yararımıza ve çıkarımıza diyemedik.

Siyasette de ben dedik 

Ticarette de ben dedik 

Ben ben diye diye 

Bamyeye mum olduk 

Burnaz sahiline yabancı olduk


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —